Güncelleme Tarihi:
AVRUPALI Türk Demokratlar Birliği (UETD) tarafından Viyana’da düzenlenen ‘Türkiye’nin Dünü, Bugünü, Yarını’ adlı konferansa katılan eski Refah Partisi milletvekili Şevki Yılmaz, Türkiye’nin referandum sayesinde ayağa kalkacağını, 16 Nisan’da “Evet” oyu ile ülkenin önündeki engellerin bertaraf edileceğini söyledi.
Türkiye’nin geride bıraktığı 90 yıllık siyasi tarihinde atlattığı badirelere dikkati çeken Yılmaz, Adnan Menderes, Turgut Özal ve Necmettin Erbakan gibi devlet adamlarının kıymetinin bilinmediğini ifade etti. Geçmişte aynı partiden başbakan ve cumhurbaşkanlarının anlaşamadığına şahit olduğunu belirten Yılmaz, şöyle konuştu:
“Biz Tayyip Erdoğan’ın hazırladığı yasaya güveniyoruz. Milleti için bir yasa getirdiğini biliyoruz. Bu yasalar bu milletin önünü açacak, millete nefes aldıracak. Bu değişiklik beklediğimiz değişikliğin kapısını açacak. Onun için mazlumları tutmaya evet, Türkiyeyi güçlendirmeye evet, Kürt-Türk kardeş olmaya evet, Alevisi Sünnisi ile birleşmeye evet, ağlayan mazlum coğrafyaya sahip çıkmaya evet.”
BASKI UYGULANMAK İSTENİYOR
UETD Avusturya Başkanı Fatih Karakoca da bölgede yürüttükleri çalışmalara yönelik baskılar yapıldığını anlatarak, Graz ve Salzburg şehirlerinde düzenledikleri programların ardından UETD yöneticilerinin ifade vermeye çağrıldığını vurguladı. Avusturya ve Türkiye’nin çok eski iki dost ülke olduğuna işaret eden Karakoca, şöyle dedi: “Ancak, son günlerde Avusturyalı politikacıları ön plana çıkartarak, arkadan FETÖ ve PKK’nın buradaki elebaşlarının destekleriyle bizlere karşı sistematik bir baskı uygulanmak isteniyor. Türk kökenli birçok Avusturyalı milletvekili hayır propagandası yapmaktadır. Yine aynı şekilde Türkiye’den gelen bazı milletvekillerine de aynı imkan sağlanmaktadır. Hiçbirinin programı sabote edilmemiştir. Hiçbirinin programına polis gönderilmemiştir ama daha iki gün önce Aşağı Avusturya eyaletinde, bölge yöneticisi arkadaşlarımızla birlikte düzenleyeceğimiz programa 1 saat kala, bölgenin Belediye Başkanı yanında polislerle beraber bulunduğumuz yere geldi. Kanuni olarak programı engelleme yetkisi yoktur ancak yapılmak istenen orada bir psikolojik baskı oluşturmaktı.”