Güncelleme Tarihi:
Ohio'lu anne Judy Malinowski, erkek arkadaşının üzerine benzin döküp ateşe vermesinden sonra neredeyse iki yıl mucizevi bir şekilde hayatta kaldı.
Akılalmaz acılar çekmesine rağmen bu süreyi diğer kurbanlar için savaşmak ve saldırganını ömür boyu hapse göndermek için kullandı.
ÖLÜM DÖŞEĞİNDE YAPTIĞI ŞEYE KİMSE İNANAMADI!
Hastane yatağından doğrularak, vücudunun yüzde 90'ından fazlasındaki yanıklara rağmen, Judy Malinowski sağ elini zor da olsa kaldırıyor ve yeminli ifade vermek için kameraya doğru bakarak konuşmaya başlıyor…
Kundakçılık ve cinayete teşebbüs kurbanı kadın canlı yayın aracılığıyla avukatıyla ve ardından onu öldürmeye çalışan erkek arkadaşı Michael Slager'ı temsil eden avukatla konuşuyor.
İfadesini verdikten aylar sonra Judy ölmüş olacaktı. Videoya kaydedilen bu konuşmalar, Ohio mahkeme sisteminde tarihi bir gelişmeye yol açacak ve bir cinayet kurbanının kendi duruşmasında ifade vermesine izin verecekti.
Judy'nin yaptığı tam olarak buydu, zavallı kadın mezardan yargıç ve jüri üyelerine kişisel olarak hitap etti.
Kendi cinayet davasında tanıklığını kaydetmek için kameraları kullanan Judy Malinowski’nin cesareti sayesinde Slager, şartlı tahliye olmaksızın ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
Bu trajik vaka, gelecek yıl vizyona girecek ancak öncesinde, 21 Ekim'de özel bir gösterimi yapılan “The Fire That Take Her” adlı belgeselde anlatılıyor.
Judy sadece ölümünden sonra verdiği ifadeyle tarih yazmakla kalmadı. Hikayesi ve savunuculuğu ayrıca, benzin gibi yanıcı maddelerle kurbanlara saldıran ve onları deforme eden suçlulara altı yıla kadar hapis cezası ekleyen bir eyalet yasasının çıkarılmasına da yardımcı oldu.
Yasa koyucular oybirliğiyle “Judy Yasasını” kabul etti ve Judy'nin cenazesiyle aynı hafta, vali tarafından yanında iki kızı da varken imzalandı.
Judy, kız ve erkek kardeşiyle mutlu bir çocukluk geçirdiği, hatta güzellik yarışmalarını kazandığı ve mezuniyet kraliçesi olarak taç giydiği bir Ohio banliyösünde büyüdü. Ancak, genç bir yetişkinken yumurtalık kanseri teşhisi konduğunda, bu güzel hayatı kaosa sürüklendi; kanseri bir kez yendi ama 2006'da kanserin geri döndüğü söylendi.
Doktorlar Judy'ye tam bir histerektomi (rahmin operasyonla alınması) yaptılar, ancak iyileşme sürecinde kullandığı ağır ağrı kesiciler yüzünden afyon bağımlısı oldu.
Judy'nin sigortası bittiğinde ve artık reçetelere erişemediğinde, eroin bulabilmek için sokaklara çıktı.
Akrabaları, Judy'nin bağımlılığını yenmeye çalışırken ve ayağa kalkmaya çalışırken iki küçük kızının bakımına yardım etti; genç kadın Michael Slager ile çıkmaya başlayana kadar büyük ilerleme kaydediyor gibiydi.
Belgesel, Slager'ın Judy ile sosyal medya üzerinden iletişime geçtiğini ve ikilinin ilk buluşmalarından itibaren ayrılmaz hale geldiğini söylüyor. Slager'ın ailesinin bilmediği, hırsızlık ve ısrarlı takipten çocukları tehlikeye atmaya ve aile içi saldırıya kadar uzanan uzun bir sicili vardı.
Slager ile olan ilişkisi sırasında Judy tekrar bağımlı hale geldi. Belgesele göre uyuşturucuları kendisi kullanmamasına rağmen satın alacaktı.
Onu kontrol eden ve onu yeniden bağımlı kılan toksik bir döngünün içindeydi.
Çift sık sık kavga etti; Judy 2015'te rehabilitasyona geri dönerken, sonunda ölümcül olacak o kavgalardan biri daha yaşanacaktı.
O yılın 2 Ağustos'unda bir benzin istasyonunda çıkan münakaşa sırasında Judy, Slager'a gazoz attı; adamsa ona benzin dökerek karşılık verdi.
Caddenin karşısındaki bir ATM'den gelen güvenlik kamerası görüntüleri, Slager'ın siyah kamyonuna geri döndüğünü, ancak yarım dakika içinde bir çakmakla geri döndüğünü gösteriyor.
Saniyeler sonra, Slager ona bakarken Judy'nin tüm vücudu alevler içinde kaldı.
Slager, saldırıyı bir kaza olarak geçiştirmeye çalıştı. Judy, hastaneye kaldırılırken hayatta kalması beklenmiyordu.
Judy'nin hemşirelerinden Stacy Best, The Fire That Take Her'de “Yanık vakalarında, hastanın yaşına ve yanma yüzdesine dayanan bir ölümlülük denklemimiz var. Ve Judy'nin durumunda, yanık sırasında 31 yaşındaydı ve vücudunun yaklaşık yüzde 90'ı yanmıştı. Bu da onu yüzde 110 ölümlü yaptı.” sözlerini kullanıyor.
Judy hayatı için savaşırken, dedektifler o benzin istasyonunun dışında gerçekten neler olduğunu araştırıyorlardı. Slager'ın verdiği ifade hem görgü tanıklarının ifadeleri hem de ATM güvenlik kamerası görüntüleri sayesinde geçersiz kaldı.
Kararlı yetkililer bir dava oluşturmak için çalışırken, Judy aylarca komada kaldı, hayatı pamuk ipliğine bağlıydı.
"BENİ DUYUP DUYMADIĞINI ANLAYAMADIM"
Mucizevi bir şekilde komadan çıktıktan sonra konuşmaya çalışan Judy'nin saldırısına ilişkin açıklaması tüyler ürpertici.
“Bütün vücudunun ateşe verilmesinin nasıl bir his olduğunu kelimelerin tarif edebileceğini sanmıyorum. Kesinlikle öleceğimi düşündüm. Sadece tanrıya günahlarım için beni affetmesi ve çocuklarıma bakması için dua ettim, hepsi bu kadar. Hastanede uyanana kadar hiçbir şey hatırlamıyorum.”
Filmde konuşan tanıklardan biri “Onunla konuşmak için eğildiğimi hatırlıyorum ve duyacak kulakları yoktu” diyor. “Yani beni duyup duymadığını bile bilmiyorum.”
Judy, 50'den fazla ameliyat geçirecek, yedi kez ölüp hayata döndürülecek ve can sıkıcı prosedürler ve deri greftleri geçirecekti. Bunların çoğu başarısız oldu.
Judy’nin durumu saldırının üzerinden 18 ay geçtikten sonra iyice kötüleşmişti. Çok acı çekiyordu ancak vereceği ifadenin geçerli olması için ağrı kesicilerinin dozu düşürüldü.
İnanılmaz bir mücadele veren ve ölümün kıyısındayken ifade vermeyi başaran kadın ölümünden sonra sadece 11 yıl cezayla kurtulacak olan katilini müebbet hapse mahkum ettirmekle kalmadı, yasaların bile değiştirilmesini sağladı.
*Haberin fotoğrafları: MTV Documentary Films