Seri katiller neden doktorlardan çıkıyor

Güncelleme Tarihi:

Seri katiller neden doktorlardan çıkıyor
Oluşturulma Tarihi: Şubat 06, 2001 00:00


Haberin Devamı

Eski bir aile hekimi olan Harold Shipman'ın geçen şubat ayında 15 hastasını öldürdüğü gerekçesiyle müebbet hapse mahkum olması ve bu sayının, kanıtlarla birlikte 38'e yükselmesi, tüm dünyada şok etkisi yaratmıştı. Tarihte doktorların ve sağlık personelinin işlediği cinayetlere göz atıldığında, ister istemez zihinlerde şu soru yankılanıyor: Bir doktor, bir hayata nasıl son verebilir?..

İKİ NEDENİ VAR

Tarihteki doktor cinayetlerinin iki nedeni var: Bir kısmı, Shipman örneğindeki gibi saldırgan güdülerini kontrol edemeyenlerce gerçekleştiriliyor. Diğer bir kısmı ise, sistemli şekilde ırkçı politikalara alet olan ya da toplumsal baskılar altında ezilen kişilerce işleniyor. Örneğin III. Reich döneminde Nazi doktorlar, toplumdaki zihinsel ve fiziksel özürlüleri, ırkçı kaygılar nedeniyle öldürdüler. Dahası, Yahudiler ve Çingeneler üzerinde insanlık dışı tıbbi deneyler gerçekleştirdiler.

KARINDEŞEN JACK

Günümüz batı toplumlarında bile, kimi zaman doktorlar bir ölümün yöneticiliğini yapabiliyorlar. Örneğin ABD'de idam cezası almış bir suçluya zehir, doktor kontrolünde enjekte ediliyor. Kuşkusuz bu, yasanın getirdiği bir zorunluluk, ancak nasıl oluyor da bir doktor, tıbbi bilgisini bir hayata son vermek doğrultusunda kullanabiliyor? Böyle talihsiz örneklere her çağda rastlandı. 19'uncu yüzyılda seri cinayetler işleyen Karındeşen Jack'ın tıbbi eğitim görmüş olduğu anlaşıldı. Çünkü kurbanlarını öldürme biçimi, anatomik bilgisinin tam olduğunu ortaya koyuyordu. 1910'da Dr. Hawley Harvey Crippen, önce karısını zindana kapattı. Daha sonra da, bedenini parçalara ayırdı. Metresiyle birlikte ülkeyi terk etmek üzereyken yakalandı.

ÖLÜM MELEĞİ MENGELE

Tıbbın cinayete alet edilmesi, savaş dönemlerinde daha da kolaylaşabiliyor. Buna en somut örnek, ‘‘Ölüm Meleği’’ lakaplı Nazi Dr. Josef Mengele... Bosnalı Sırpların lideri psikiyatrist Dr. Rodovan Karadzic'in etnik temizlik adı altında işlediği cinayetleri de unutmamak gerek.

400 HASTAYI ÖLDÜRDÜ

Doktor cinayetlerinde Shipman kadar sabıkalı bir isim de, Eastborne'da aile hekimliği yapan John Bodkin Adams... 1957 yılında tıbbi teknikler kullanarak dul bir kadını öldürmek suçundan yakalanan Adams'ın, 400 hastanın ölümünden sorumlu olduğu açıklanmıştı.

DR. MENGELE

İnsanlarda yıkıcılık ve yapıcılık özellikleri mevcut. Yapıcılığın ağır bastığı kişilerde istenmeyen davranışlar daha kolay önlenebiliyor. Nazilerin ‘‘ölüm meleği’’ Josef Mengele, belki farklı bir dönemde yaşasaydı, çok başarılı bir doktor olarak adını duyuracaktı. Ancak toplumsal koşullar, otorite baskısı ondaki yıkıcılığı kamçıladı.

Kontrol etme arzusu

Psikiyatrist Dr. Richard Badcock, seri katilleri güdüleyen diğer bir özelliğin kontrol etme arzusu olduğunu belirtiyor. Kimin yaşayıp kimin ölmesi gerektiğini kontrol etmek, bu kişilerin kendilerini tanrılaştırmasını da sağlıyor. Badcock, Shipman örneğinde bunun da dikkate alınması gerektiğini vurguluyor.

SIRP KASABI

Bosna'daki etnik temizlikte adı ‘‘Sırp Kasabı’’na çıkan Bosnalı Sırpların lideri Radovan Karadzic de bir doktor. Uluslararası tıp kuruluşları, doktorların insan hakları ihlali yapan rejimlerde görev almalarını yasaklıyor. Karadzic'i harekete geçiren güdü şuydu: Güçlü olma arzusu.

Cerrahlıktan katilliğe giden uzun ince yol

Tıp eğitiminde öğrencilere tüm duygularından arınmaları öğretiliyor. Örneğin, bir ameliyat sırasında hasta, yaşayan, nefes alan, hisseden bir insan gibi değil de, kalp, beyin gibi sadece organ olarak değerlendiriliyor. Kuşkusuz ameliyatın başarısı için böyle bir konsantrasyon gerekli. Ancak, şaşırtıcı bir gerçek, seri cinayetler işleyen katillerde de bu özellik var. Cerrahlar hastayla kişisel ilişkilerini nasıl kesiyorlarsa, katiller de kurbanlarıyla aynı süreci yaşıyor. Bu, ikinci aşamada insanlıktan uzaklaşmaya kadar varıyor.

Psikolog görüşü

Bazı psikologlar, katil ruhlu kişilerin doktorluk mesleğini kullanarak çok daha rahat cinayet işleyebileceklerini belirtiyorlar. Psikolog Ian Stephen bu durumu şöyle açıklıyor: ‘‘Shipman örneğini ele alalım. Kişisel tatminsizlikle doktor olmak ona büyük avantajlar sağlıyordu. Sorumluluk, güç ve statü...’’

Kimse katil doğmuyor, beklenmeyen çevre faktörleri, çocukluktan gelen etkiler kişiyi bu yola sürüklüyor. Psikolog Stephen, Shipman'ı katilliğe iten nedenin, henüz 17 yaşındayken annesinin göğüs kanserinden öldüğü güne kadar uzandığını ileri sürüyor:

‘‘Shipman'ın her cinayetinde, annesinin ölümünü yeniden yaşadığına inanıyorum. Aslında o geçmişiyle hesaplaşıyordu. Bu kompülsif, yani içten gelen itici bir zorlamaya dayanan bir davranış tarzı. Her öldürdüğü kişide, annesinin kanserden çektiği acıyı dindiriyordu. Çünkü 17 yaşında genç bir çocukken, onun acıları karşısında çaresiz kalmıştı.’’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!