Güncelleme Tarihi:
Musul’un kurtarılmasının sembolik önemi büyük. Musul operasyonuna 36 ülke katılıyor. Irak ordusu ve Peşmergelerin yanında ABD ve Fransız jetleri DEAŞ hedeflerini vuruyor. ABD, İngiliz, Fransız özel operasyon gücü aktif görev yapıyor. Almanya askeri operasyonlara havadan keşif uçaklarıyla destek veriyor ve iki yıldır Peşmergeleri hem silahlandırıyor, hem de eğitiyor. Bunların hepsi doğal. Fakat Türkiye’nin Musul operasyonuna katılmak istemesi sorgulanıyor.
Ciddi Alman televizyon kanallarının oturumlarına ve yorumlarına bakıldığında şöyle bir hava ortaya çıkıyor. Batı, terör nedeniyle Musul’daki operasyonlara taraf oluyor. Ama Türkiye’nin hedefi ve niyeti başka! Türkiye, “Bölgede etkinlik kazanmak ve bir Kürt devleti oluşmasını önlemek istiyor.”
O zaman bölgede yeni bir harita çizilmek isteniyor.
***
Daha Musul operasyonu öncesi Avrupa Güvenlik Komiseri Julian King uyardı: “Musul geri alınırsa, Avrupa’dan giden cihatçılar, geri Avrupa’ya kaçmak isteyecek. Burada terör saldırıları düzenlerler. Sınırlarda yoğun güvenlik önlemleri alınmalı.”
Ama Alman terör uzmanı Peter Neumann, bu teze karşı, “Asıl Türkiye terör örgütü DEAŞ’ın hedefinde. Musul düşerse, cihatçıların kaçacağı ilk yer Türkiye” dedi. DEAŞ ayrıca en çok Türkiye’de terör saldırısı düzenledi ve Avrupa’dan daha çok Türkiye’de insan öldürdü.
***
DEAŞ karşıtı koalisyon üyesi ülkelerin 13 savunma bakanı salı günü Paris’te, ABD ve Fransa’nın başkanlığında Musul ve Rakka’yı konuştu. ABD Savunma Bakanı Ashton Carter, Musul operasyonunun ardından Rakka’yı kurtarmak için harekete geçeceklerini söyledi. Musul’dan sonra sıra Rakka’da. DEAŞ’ın günleri sayılı. Okyanus’un ötesinden, terör örgütüne karşı operasyonlara katılmak ne kadar doğalsa, Türkiye’nin burnunun dibindeki operasyonlara katılması da en az o kadar doğal. Terör, Batı için bugün DEAŞ, Türkiye için hem DEAŞ hem YPG. Terör örgütleri en çok “Senin teröristin, benim teröristim” ayrımından yararlanıyor.