Güncelleme Tarihi:
BUNDAN dolayı Almanya’da yaşayan insanların korunması ve onların özgürlüğünün ve güvenliğinin sağlanmasının devletin görevi olduğu ifade edilen tasarıda, Almanya’nın ülke için tehlike oluşturabilecek kişiler ve teröristlerle tüm alanlarda mücadele etmesi gerektiği belirtildi.
CDU’nun birçok önlemin alınmasını sağladığının ifade edildiği tasarıda, tehlike oluşturan kişilerin elektronik kelepçe ile sıkı bir şekilde izlenmesinin ve bu kişilerin hızlı bir şekilde sınır dışı edilmesi için koşulların kolaylaştırıldığı bildirildi. Tasarıda, “Ayrıca, suç ve terör örgütlerine sempati kazandırma propagandası yapmayı yeniden suç kapsamına almak istiyoruz” ifadesine yer verildi.
‘GÜVENLİ ÜLKE’ TALEBİ
Tehlike oluşturabilecek kişilerin sınır dışı edilmesi konusunda federal hükümet ile eyaletlerin ortak çaba sarf etmelerinin istendiği tasarıda, SPD, Yeşiller Partisi ve Sol Parti’nin Tunus, Fas ve Cezayir’i ‘güvenli ülke’ olarak kabul etmeleri talep edildi. Tasarıda, bunun Kuzey Afrika’dan gelen sığınmacıların sayısının azalmasına yol açacağı ve sınır dışı edilme sürecini hızlandıracağı savunuldu.
‘ŞÜPHE OLMADAN’ TAKİP
Şüphe olmadan kişilerin takip edilmesi uygulanmasının da genişletilmesi istenilen tasarıda, “Tehlikeli kişilerin yüksek düzeyde mobil olmaları ve organize suçların sınırların ötesinde gerçekleşmesinden dolayı Bremen, Berlin ve Kuzey-Ren Vestfalya eyaletlerinde de şüphe olmadan kişilerin takibine olanak sağlanmasını talep ediyoruz” denildi.
MERKEL: BİRLİKTE YAŞIYORSAK...
Almanya Başbakanı Merkel, toplantının ardından düzenlenen basın toplantısında, terörle ve suç olaylarıyla mücadelede tüm eyaletlerde ortak standartların getirilmesini isteyerek, “Almanya’da birlikte yaşıyorsak o zaman eyaletlerde aynı güvenlik standartları olması lazım” dedi. Suç olaylarıyla da mücadele edilmesi gerektiğine işaret eden Merkel, Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde Alman halkının yüzde 22’sinin yaşadığını ancak ülkedeki ev hırsızlığının yüzde 37’sinin bu eyalette gerçekleştiğine dikkati çekti.