Güncelleme Tarihi:
Suriye'de, muhaliflerin başkent Şam'ın kontrolünü ele geçirmesinin ardından "İnsan mezbahası" olarak anılan Sednaya Cezaevi'nde yaşanan Esad zulmü ortaya çıktı. Muhalifler, Sednaya'nın kapılarını açarak tutukluları serbest bıraktı ve halkın kayıpları aramasına izin verdi.
Esad'ın işkence ve ölüm hücrelerindeki binlerce cesedin çıkarıldığı Sednaya'da, Dışişleri Bakanlığı'nın 2017 yılında yaptığı açıklamaya göre, her gün 50'ye yakın insan asılarak idam ediliyordu.
Suriyeliler, Beyaz Baretliler öncülüğünde Sednaya'daki yakınlarını ulaşmaya çalışırken cesetlerin preslenmesi için kullanılan makinalere ve işkence aletleri buldu.
Esad'ın işkence ve ölüm hücrelerindeki binlerce cesedin çıkarıldığı Sednaya'da, Dışişleri Bakanlığı'nın 2017 yılında yaptığı açıklamaya göre, her gün 50'ye yakın insan asılarak idam ediliyordu.
Ailelerin kendisinden yakınlarını aramasını istediği için Sednaya'ya geldiğini söyleyen avukat Ammar Al-Bara, ABD'nin gazetesi Wall Street Journal'e (WSJ) konuştu.
WSJ'de yer alan habere göre, "Yüzde 99'u öldü" diyen avukat Ammar Al-Bara, kolunun altına sıkıştırdığı hapishane kayıtlarını açıkladı. İsim tablosunun yer aldığı kayıtları okuyan avukat, "İdam edildi, idam edildi, hastalıktan hayatını kaybetti" dedi.
Cezaevinin yönetim ofisindeki kayıtları inceleyen bir başka Suriyeli, on yıl önce güvenlik güçleri tarafından kaçırılan yeğeni hakkında bilgi aradığını söyledi. 48 yaşındaki Sadık el Falay, “Umutluyuz ama samanlıkta iğne arıyormuşuz gibi hissediyorum. Bir iz bile bulamadık" ifadesini kullandı.
Falay, Şam'daki bir üniversitede felsefe bölümü ikinci sınıf öğrencisi olan yeğeni Cabir el Falay'ın, kaldığı öğrenci yurdunda tutuklandıktan sonra ortadan kaybolduğunu belirtti.
Cabir'in Esad karşıtı protestolara katılmadığını belirten amca, nerede olduğuna dair bilgi alamadıklarını söyledi ve “Eğer öldüyse, yapabileceğimiz bir şey yok” dedi.
DÖVMESİNDEN TANIDI
Esad'ın devrilmesi Suriyeliler için yarım yüzyıldır devam eden insan hakları ihlalleriyle hesaplaşma fırsatı yarattı. Ancak bu fırsattan Sednaya'da hayatını kaybedenler mahrum kaldı.
Kalabalık mahkum gruplarının tutulduğu hücrelerde, atılmış giysiler ve yerlere serilmiş ince şilteler görülürken bir hücrenin duvarına yazılmış "Bir gün" yazısı dikkat çekti.
Şam'da yaşayan 50 yaşındaki Amira Humusi isimli anne, başkentteki Şam Hastanesi'nde hapishanelerden çıkarıldığı söylenen cesetler arasında oğlunu tespit etti.
Sağlık görevlilerinin kayıp yakınlarını tutmaya çalıştığı sırada "bir saniye" diyen Humusi, "O benim oğlum" diyerek feryat etti. 50 yaşındaki anne, 20 yaşındaki demir işçisi Muhammed Faiz Ebu Şakra'yı göğsündeki bir çift yıldız dövmesinden tanıdı.
Anne, oğlunun 26 Ekim'de güvenlik güçleri tarafından kaçırıldığında gece geç saatlerde bir komşunun evinde arkadaşlarıyla takıldığını söyledi.