Güncelleme Tarihi:
FDP Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) Üyesi Alexander Hahn, “Federal Maliye Bakanı’nın FDP’li olmadığı bir hükümette kesinlikle yer almayız” diyerek paralı koltuğa talip olduklarını şimdiden ilan etti.
Aslında Alexander Hahn pek de haksız sayılmaz.
Neden mi?
***
2009 yılında yapılan genel seçimlere FDP vergi indirimi vaadiyle girdi.
Geçen yıl yaşamını yitiren dönemin FDP Genel Başkanı Guido Westerwelle liderliğinde girdiği bu seçimlerde FDP, toplam oyların yüzde 14.9’unu aldı.
Bu, FDP’nin tarihinde ulaştığı en yüksek oy oranıydı.
Ancak Westerwelle, Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileriyle (CDU/CSU) Angela Merkel başbakanlığında kurdukları koalisyon hükümetinde, Federal Maliye Bakanlığı yerine Federal Dışişleri Bakanlığı koltuğunu tercih etti.
Tabii CDU’lu Federal Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble, vergi indirimi yerine taze borçsuz dengeli bütçe kararında ısrar edince, FDP’nin vergi vaadi suya düştü.
Tabii seçmen bunu unutmadığı gibi affetmedi de.
Nitekim 2013 yılında yapılan genel seçimlerde FDP, toplam oyların ancak yüzde 4.8’ini alarak yüzde 5 barajına takıldı.
Yani seçmen vaadini yerine getirmeyen FDP’yi Federal Meclis dışında bırakarak, partiye tarihindeki en büyük cezayı verdi.
İşte FDP, bu genel seçim öncesi de bazı vaatler içeren yoğun bir seçim kampanyası sürdürdü.
Dünyanın en iyi eğitimi, dijitalleşme, düzenli göç, özgürlük içinde iç güvenlik gibi konuları ön plana çıkardı.
2009 yılında olduğu gibi vergi indirimi vaadini de yineledi.
***
İşte FDP, 2009 yılındaki genel seçimlerden sonra taktik hatası yaparak Federal Maliye Bakanlığı’nı üstlenmemenin acısını bir türlü unutamadığı için, haklı olarak bu kez gözünü parayı yönlendiren bakanlığa dikti.
Ancak şu andaki kamuoyu yoklamalarına göre CDU/CSU ile FDP’nin toplam oyları siyah-sarı koalisyon oluşturmaya yetmeyecek gibi gözüküyor.
O yüzden aynı verilere göre, CDU/CSU ve FDP’nin, Yeşiller’i de yanlarına alıp siyah-sarı-yeşil koalisyon, yani Jamaika koalisyonu oluşturma olasılığı daha ağır basıyor.
Böyle bir durumda Yeşiller’in de Federal Dışişleri Bakanlığı ile Federal Çevre, Doğa Korunması, İnşaat ve Reaktör Güvenliği Bakanlığı’nı talep etmeleri beklenmekte.
Ancak siyah-sarı-yeşil koalisyon oluşturmak da şu andaki yaklaşımlara göre hiç de kolay olmayacaktır.
Zira FDP’nin ağır topları, birçok konuda Yeşiller’le ortaklık etmelerinin mümkün olmayacağını açık açık dile getirmekteler.
Yeşiller de FDP ile bazı konularda kesinlikle uzlaşamayacaklarını.
***
Başbakan Angela Merkel’in genel başkanlığını yaptığı CDU’nun kardeş parti konumundaki CSU ise hem Yeşiller’e hem de FDP’ye kafa tutmaktadır.
Kaldı ki, CDU/CSU’lu seçmenlerin sadece yüzde 46’sı Jamaika Koalisyonu’na sıcak bakmaktadır.
SPD ile yeniden büyük koalisyon hükümeti oluşturulmasına destek veren muhafazakar kanat (CDU/CSU) seçmenlerin oranı da yüzde 45’te kalmaktadır.
***
Evet, belli ki, Başbakan Angela Merkel’in işi hiç de kolay olmayacaktır.
Ancak yine de “Ne yapalım, seçmen böyle istedi” diyerek FDP ile Yeşiller’in ve CSU’nun da bazı şeyleri sineye çekip, zorlu bir pazarlıktan sonra Jamaika koalisyonu oluşturma olasılığı daha ağır basıyor.