Güncelleme Tarihi:
Liseyi bitirdikten sonra Freiburg ve Hamburg’da Hukuk ve Ekonomi öğrenimi görmüş.
Üniversite öğrenimi sırasında 1961 yılında CDU’nun Gençlik Teşkilatı Genç Birlik‘e (JU) üye olmuş.
Sonra da CDU’ya üye olup ilk kez 1972 yılında Federal Meclis milletvekili seçilmiş.
Tam 13 yasama dönemidir milletvekili.
Almanya’nın 1982-1998 yılları arasında başbakanlığını yapan Helmut Kohl döneminde Başbakanlık Dairesi Başkanı olarak görev aldı.
1989 yılında da Federal İçişleri Bakanı oldu.
Demokratik Almanya Cumhuriyeti (DDR) olarak bilinen Eski Doğu Almanya’nın tarihe karışıp, iki Almanya’nın birleşmesinin temelini oluşturan Birleşme Sözleşmesi’nin mimarlarındadır Wolfgang Schaeuble.
***
12 Ekim 1990 tarihinde seçim kampanyası sırasında seçim bölgesi Freiburg yakınlarındaki Oppenau beldesinde ruh hastası bir saldırganın sıktığı iki kurşun Schaeuble’yi tekerlekli sandalyeye mahkum etti.
Ancak yılmadı.
Uzun süren tedavi ve terapiden sonra Federal İçişleri Bakanlığı görevini bırakıp, CDU ile kardeş parti Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi’nin (CSU) ortaklaşa oluşturdukları Federal Meclis Grup Başkanı oldu.
İşte o günlerde Bonn’da Schaeuble ile yaptığım bir söyleşide, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğine yaklaşımını sormuştum.
Partisinin ve kardeş parti CSU’nun tutumu belliydi.
İkisi de Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine karşıydı.
Schaeuble de muhafazakar kanadın tutumunu içeren yanıtlar verdi.
Kendisinin karşı olduğunu gizlemedi.
Ben de bunun üzerine, Türkiye ile şu andaki AB’nin anası konumundaki Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) arasındaki ilk sözleşmenin CDU’lu Almanya Başbakanı Konrad Adenauer döneminde 1963 yılında imzalandığını hatırlatıp, “Madem Türkiye’yi tam üye olarak kabul etmeyeceksiniz, o halde bunu neden çok açık ve dürüst bir biçimde Türk muhataplarınıza söylemiyorsunuz. Neden AB Türkiye’yi yıllardır oyalıyor, kandırıp duruyor?” diye de sormuştum.
Belli ki, böyle bir soru beklemiyordu.
Biraz da bozulmuştu ama belli etmemeye çalışarak, “Birbirimizle böyle konuşmayalım” yanıtını vermişti.
***
1998 yılındaki seçimleri kaybetmesi üzerine yılların başbakanı Helmut Kohl’ün CDU genel başkanlığını bırakması üzerine yerine Schaeuble geçti.
Ancak kendisinin adı da Kohl gibi partiye bağış skandalına karışınca, 2000 yılında CDU liderliği koltuğunu kaybetti.
Ama yine de yılmayıp politik mücadeleyi sürdürdü.
Schaeuble, CDU/CSU ile Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) oluşturduğu büyük kaolisyon hükümetinde yeniden Federal İçişleri Bakanı olarak görev aldı.
2005-2009 yılları arasında bu görevi sürdürdü.
***
2009 yılından beri de Federal Maliye Bakanlığı yapan Wolfgang Schaeuble ile birkaç kez söyleşi yaptım.
Bazı alanlarda sorunlar yaşansa da Türk kökenliler başta olmak üzere Almanya’da yaşayan göçmen kökenlilerin büyük bir bölümünün bu ülkeye uyum sağladığını ve barış içinde yaşamak istediklerini söyledi hep.
Schaeuble, Başbakan Angela Merkel’in hayata geçirdiği Uyum Zirvesi’ne tam destek verdi.
Almanya’daki Müslümanlarla diyaloğun geliştirilmesi için 2006 yılında Alman İslam Konferansı’nı hayata geçirdi.
“Okullarda İslam dini dersleri verilmeli mi?” soruma çok açık bir biçimde “Şayet herhangi bir okulda Müslüman çocuklar varsa ve veliler de istiyorsa, Protestan ve Katolik çocuklar gibi onlara da İslam dini dersleri verilmelidir” dedi.
İşte yılların bu tutkulu politikacısı 45 yıldır milletvekilliği yaptığı Federal Meclis’in başına geçti.
Hem de sağ popülist Almanya İçin Alternatif (AfD) gibi bir partinin Federal Meclis’i zorlayacağı bir dönemde.
Evet, gözler şimdi Schaeuble’de.
Yılların tecrübesi ve kararlı tutumuyla AfD’yi yola getireceği görüşünü paylaşanların sayısı hiç de az değil.