Güncelleme Tarihi:
Hakim Sandra Arroyo, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Nisman'ın, Devlet Başkanı Cristina Fernandez de Kirchner ve Dışişleri Bakanı Hector Timerman'ın adlarının geçtiği soruşturmayla ilgili parlamentoda düzenlenecek kapalı oturumda bilgi vermeden bir gün önce intihar ettiğini gösteren bulguların gerçeği yansıtmadığını düşündüğünü söyledi.
İsmini vermek istemeyen bir yetkili, Nisman'ın evinde herhangi bir intihar mektubunun bulunmadığını ifade etti.
Savcı Alberto Nisman'ın, başkent Buenos Aires'teki evinde ölü bulunması dün Plaza de Maya bölgesinde toplanan binlerce Arjantinli tarafından protesto edilmişti.
Nisman'ın ölümünü soruşturan Savcı Viviana Fein, elde ettikleri ilk bilgilere göre, üçüncü kişilerin olayla bağlantısına henüz erişmediklerini söylemişti. Fein, Nisman'ın yürüttüğü soruşturma kapsamında aldığı tehditleri göz ardı etmediklerini, bu tehditlerin savcıyı ölüme götüren sürece neden olabileceğini belirtmişti.
EVİ VE OFİSİ İNCELENİYOR
Savcı Fein, daha fazla bilgi toplamak amacıyla Nisman'ın evinde ve ofisinde araştırmalara devam ettiklerini, kendisini korumak amacıyla atanan 10 polisin ifadesinin alındığını ve Nisman'ın eski eşinin de ifadesinin alınacağını kaydetmişti.
Arjantin Devlet Başkanı Fernandez de Kirchner de Facebook hesabından Nisman'ın ölümüyle yaptığı ilk açıklamada, bir insanının ölümünün yakınları ve sevdikleri için acılara neden olduğunu belirterek olayın kapsamlı bir şekilde araştırılması çağrısında bulunmuştu.
Evinin banyosunda 18 Ocak'ta adeta bir kan gölünün içinde bulunan Savcı Nisman'ın cesedinin yanında 22 kalibrelik bir tabanca yer alıyordu.
İlk otopsi raporuna göre intihar ettiği düşünülen Nisman'ın, 19 Ocak'ta parlamentodaki kapalı oturumda Devlet Başkanı Cristina Fernandez de Kirchner ve Dışişleri Bakanı Hector Timerman'ın adlarının geçtiği soruşturmayla ilgili bilgi vermesi bekleniyordu.
Eski Devlet Başkanı Nestor Kirchner tarafından 10 yıl önce göreve atanan Nisman'ın, ölümünden birkaç gün önce muhalefet partisinin bazı üyelerine kanıt olarak kullanılacak belgeler ele geçirdiğini söylediği iddia ediliyor.
Nisman, Devlet Başkanı Fernandez de Kirchner'i, Tahran ile ticari ilişkilerin zarar görmemesi için 18 Temmuz 1994'te Arjantin-İsrail Derneği'ne (AMIA) düzenlenen bombalı saldırının İranlı zanlılarını aklamaya söz vermekle suçluyordu.
Arjantin, 200 bin kişiyle Latin Amerika ülkeleri arasında en fazla Yahudi nüfusuna sahip. Ülke tarihindeki en kanlı saldırı olarak bilinen terör eyleminde 85 kişi yaşamını yitirmiş, yüzlerce kişi yaralanmıştı.
Fernandez, 2013'te saldırıyla ilgili ortak soruşturma yapılması için İran'la komisyon kurmaya çalışmış ancak İsrail ile ülkedeki Yahudilerin tepkisi üzerine vazgeçmişti. Nisman, komisyonun İranlı beş zanlı için Interpol tarafından çıkarılan tutuklama emrinin iptal edilmesi amacıyla kurulmak istendiğini ileri sürmüştü.