Güncelleme Tarihi:
Olli Rehn, “Türkiye ve AB: Avrupa Enerji Politikası İçin Hep Beraber Birlikte” başlıklı konferansta yaptığı konuşmaya, Türkiye’de son dönemde yaşanan terör saldırılarında yaşamını yitirenlere başsağlığı dileyerek başladı. Rehn AB'nin teröre karşı Türkiye'nin yanında olduğu mesajını verdi.
“TÜRKİYE İLE SAMBA DA YAPABİLİRİZ, VALS DE”
Rehn, AB üyeliği sürecinde sadece ve sadece Türkiye’nin reformların hızını belirleyebileceğini belirterek, “Bu, hızlı bir samba da olabilir, yavaş bir vals de. Ama orkestra ve müzik hiç durmamalı. Aksi takdirde süreç, hızını ve güvenini kaybedecektir” dedi
“AB’YE ÜYELİK, SEÇİM SÜRECİNDE BİR KENARA BIRAKILMAMALI”
Rehn, Türkiye’de yaşanan seçim atmosferine işaret ederek, “Türkiye’deki evsahiplerimiz ve ortaklarımız için kolay günler olmadığını biliyorum” diye konuştu. Başmüzakereci Ali Babacan ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler’in konferansa katılmak konusunda gösterdikleri çabanın önemine değinen Rehn, Türkiye’nin AB ile entegrasyonunun seçim kampanyası sırasında bile bir kenara bırakılamayacak kadar stratejik bir konu olduğunun altını çizdi.
BABACAN TÜRKÇE KONUŞARAK SEÇİM KAMPANYASINI BAŞLATTI
Rehn, “Sayın Babacan, burada net bir şekilde Türkçe konuşmayı yeğledi. Oysa normalde mükemmel bir Chigago aksanı ile konuşmayı yeğlerdi önceki toplantılarda. Dolayısıyla, bugün Türkçe konuşarak, bir nevi seçim kampanyasını da başlatmış oldu” diye konuştu.
“AB’NİN TEMELİ HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜDÜR”
AB’ye üyelik sürecinin çok geniş bir siyasi ve ulusal fikir birliği gerektirdiğine ve toplumun tüm katmanlarının burada kendine yer bulmasının önemine dikkat çeken Rehn, Türkiye’nin bu duruma ulaşması için ekonomik ve siyasi reformlarına ara vermeden devam etmesi gerektiğini dile getirdi. Bu çerçevede, Türk hükümeti tarafından hazırlanan AB yol haritasının memnuniyetle karşıladıklarını belirten Rehn, şöyle konuştu:
“Eğer AB’yi bir ev olarak düşünürsek, yasal düzenlemelerle ilgili teknik müzakereler evin duvarı ve çatısını oluşturur. Hukukun üstünlüğü ve temel özgürlüklerin gelişmesini sağlayan reformlar ise evin temelidir. Özellikle, ifade özgürlüğü, dini özgürlükler ve sivil-ordu ilişkileri gibi konularda yapılacak reformlar konusunda ortaklarımıza güveniyoruz. Bu, hem şimdiki hem de seçim sonrasındaki hükümetin kısa vadeli önceliği olmalıdır.”
“ORKESTRA VE MÜZİK DURMAMALI”
Rehn, 22 Temmuz seçimlerinden sonra başa gelecek yeni hükümetin de reform sürecini büyük bir kararlılıkla sürdüreceğıne inandıklarını vurgulayarak, AB üyeliği sürecinde sadece ve sadece Türkiye’nin reformların hızını belirleyebileceğini kaydetti. Rehn, “Bu, hızlı bir samba da olabilir, yavaş bir vals de. Ama orkestra ve müzik hiç durmamalı. Aksi takdirde süreç, hızını ve güvenini kaybedecektir” dedi. Rehn, bu süreçte bazı engellerle karşılaşılabileceğini ancak engeller ne olursa olsun ortak hedeflerden şaşmamak gerektiğini ifade etti.
“TÜRKİYE PAHA BİÇİLMEZ BİR ÜLKE”
Globalleşen dünyada, Türkiye ve AB’nin ortak çıkarlara sahip olduğunu dile getiren Rehn, “Türkiye’nin Mustafa Kemal Atatürk’ün başlattığı modernleşme yolunda AB’ye entegre olması hem AB’nin hem de Türkiye’nin yararınadır” dedi. Rehn, Türkiye’nin nüfusunun çoğu Müslüman olan demokratik bir devlet olarak paha biçilemez bir değere sahip olduğunun altını çizdi.
“ENERJİ ALANINDA MÜZAKERELER BAŞLAYACAK”
Rehn, Türkiye ve AB’nin enerji alanında gerçekleştireceği işbirliğinin her iki tarafa da önemli kazanımlar getireceğine işaret ederek, Türkiye’nin enerji arzının güvenliğini sağlamakla hem kendi enerji piyasasını geliştireceğine ve AB pazarına uyumlu hale geleceğine, hem de ülkedeki istihdamı artıracağına dikkat çekti. Enerjinin, AB’ye üyelik müzakerelerindeki en önemli başlıklardan biri olduğunu hatırlatan Rehn, şu anda bu konuya ilişkin somut müzakerelerin hazırlandığını ve enerji ile ilgili tarama raporunun gözden geçirildiğini belirtti. Rehn, enerji alanındaki müzakarelerin yakın zamanda resmi olarak başlatılacağını kaydetti.
“ENERJİ TOPLULUĞU’NA ÜYE OLMANIZI UMUYORUZ”
Türkiye’nin Balkan ülkeleri arasında gerçekleştirilen Enerji Topluluğu Antlaşması’na henüz imza atmadığına da dikkat çeken Rehn, “Türkiye, bu topluluğa gözlemci olarak katıldı ama henüz üye olmadı. Enerji alanındaki bölgesel işbirliğinin derinleştirilmesi için, Türkiye’nin bu topluluğa katılması umudumuzu yineliyoruz” diye konuştu.
“TÜRKİYE’NİN BÖLGESİNDEKİ AĞIRLIĞI ARTACAK”
AB Dönem Başkanı Almanya’nın Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Georg Boomgarden ise, Türkiye’nin enerji alanında çok önemli bir köprü haline gelmesiyle Ortadoğu, Orta Asya ve Avrupa’daki ağırlığını artıracağını söyledi. Boomgarden, bu durumun AB ile Türkiye arasında enerji, çevre, göç ve terör gibi konulardaki işbirliğinin artmasını da sağlayacağını sözlerine ekledi.
“ALMANYA BAŞKANLIĞI’NDA 3 FASIL DAHA AÇILABİLİR”
Türkiye ile AB arasında gerçekleştirilen müzakerelerin sıkıntılı bir dönemin ardından tekrar yoluna girdiğini ifade eden Boomgarden, şunları söyledi:
“Almanya’nın başkanlık döneminde 3 faslın daha açılabileceğini düşünüyoruz. 26 Haziran’da gerçekleştirilecek olan üyelik konferansında bu sayı daha da artabilir. Bizim, Türkiye’nin AB üyeliği konusundaki kararlılığımız konusunda kuşkulanmamalısınız. Önümüzdeki zor konulara değil, geriye dönüp katettiğimiz mesafelere bakmalıyız.”