Güncelleme Tarihi:
Müzelere gösterilen ilgi de yabana atılacak gibi değil. New York'un iki dev müzesi Metropolitan (MET) ekspresyonistler, (MOMA) Modern Afrika sanatı sergileriyle bir diğeriyle yarış halinde. MOMA'da Yunan-Roma mitolojisinin aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit-Venüs, serginin baş köşesinde kömür karası bir heykel. Artistik değerini tartışmak bize düşmez ama soran olursa güzellik tanrıçasının beyazını tercih ettiğimi söyleyebilirim.
Dünyanın önde gelen müzelerinden MET hakkında yayımlanan bir kitap sanat çevrelerinde piyasaya çıkmadan heyecan yarattı. ''Metropolitan Sanat Müzesi'nin Perde Arkası'' başlıklı kitapta depolarda muhafaza edilen ünlü resim ve heykeller hakkında bilinmeyenler açıklanıyor. Müzenin yönetim kurulu üyeleri ile Amerika, Avrupa, Asya ve Afrika sanatları bölüm uzmanlarıyla görüşmelerini 304 sayfalık kitabında toplayan Danny Danziger'in en ilginç buluşlarından biri Amerika'nın General George Washington'un 25 Aralık 1776'da İngiliz'lere karşı özgürlük harbini resmeden Emanuel Leutze'nin tablosundaki yanlışlıkları içeriyor. ''George Washington'ın Delaware Nehri'ni Geçişi'' isimli tablo müzenin en ünlü yapıtlarından biri. Danziger, ressam Leutze'nin 1851'de yaptığı dev tabloyu şöyle eleştiriyor : ''Nehir geçişinde teknenin rotası yanlış. Mevsim kış idi oysa nehirde buz yığınları yoktu. Teknede bir askerin dalgalandırdığı bayrak onlarca yıl sonra hazırlandı. Atlar nehir geçişine katılmadılar. General Washington teknede asla ayakta değildi, şiddetli rüzgar ve yüksek dalgalı havada nehri teknede oturarak geçti.''
Sanat yazarı Danziger paha biçilmez değerdeki tablonun tarihi gerçeklerle bağdaşmadığını bildirdikten sonra MET yöneticileri ve özel resim-heykel koleksiyonları sahipleriyle yaptığı röportajlarda müzedeki tarihi eserlerin bakımsızlıktan bozulduğunu, boyaların eriyerek renk değiştirdiklerini söylüyor. Müzenin mütevelli heyeti üyesi, önemli sanat koleksiyoncusu, banker Michel David-Weill, ''MET'teki eserlerin çoğu abartıldığı gibi değerli değil. 19'uncu yüzyıl Amerikan tabloları, Rus ve Mısır koleksiyonları da ikinci sınıf.'' diyor.'' Kitapta açıklananlar, David-Weill gibi özel koleksiyoncuların şikayetleri sanat aleminde skandal yaratacak türden.
Ama sanatta abartma, sahtecilik ve değer şişirtme girişimleri yalnızca müzelere has değil. Sanayi, bankacılık ve finans sektörlerinde servet yapan özel koleksiyoncuların müzayede evlerinde klasik ve modern eser alışverişlerinde 'sahtecilik' yıllardır süregeliyor. Zenginler aslından ayırtedilmesi güç olan tablo ve heykeltraşlara milyonlarca dolar para ödüyorlar. Yetenekli 'sahte' ressamlar Picasso, Dali, Chagall, Monet, Gaugin gibi dev sanatçıların yapıtlarını taklit ederek aracılarla koleksiyonculara ve müzelere satmayı başarıyorlar. Arizona'da bir güzel sanatlar galerisinden Avrupa ülkeleri ile Japonya ve Güney Asya'daki koleksiyonculara milyonlarca dolar karşılığında pazarlanan Renoir'un eserleri için Reonir ailesi, ''Bunların hepsi sahte. Asıl eserler Paris'te 'Susse Foundry (dökümhane) sinde mahfuz. Taklitçi kurumlara karşı yasal hakkımızı arayacağız.'' şeklinde tepki gösterdi.
Sahteciliği önlemek üzere galeri ve müzelerin görevlendirdiği sanat detektifleri Londra'da Tate Gallery, Victoria ve Albert müzelerinde çok sayıda aslından farkedilmeyecek taklit eserlerin sergilendiğini söyledikten sonra son yıllarda resim ve heykel yapıtların İnternet aracılığıyla satışa sürüldüğünü ifade ederek ''Milyonlarca doların el değiştirdiği bir sanat hırsızlığı yapılıyor. Zengin koleksiyoncuların bir kısmı sahte olduğunu bile bile ünlülerin imzasını taşıyan tablo ve heykelleri satın alıyorlar. Bazı sahte yapıtlar aslından daha güzel, uzmanlar dahi kolayca taklit olduklarını anlamakta zorlanıyorlar.''diye konuşuyorlar.