Güncelleme Tarihi:
15 Şubat 2007 akşamı başlayan olaylar zinciri 27 Nisan 2022’de Meksika asıllı ABD’li Melissa Lucio’nun idam edilmesiyle son bulacak…
Tüm dünyanın yakından takip ettiği bu dava ve infaz edilecek idam kararı büyük tartışmaları da beraberinde getirdi. Başta Kim Kardashian olmak üzere birçok ünlü Teksas mahkemesine idamın infaz edilmemesi için çağrı yaptı.
Bir yandan da Melissa Lucio’nun davası ve idam kararına kadarki süreç ve sonrasında yaşananlar belgesel haline getirildi ve başta ABD olmak üzere birçok ülkede izlenerek dikkat çekti.
O GÜN NELER YAŞANDI?
Melissa Lucio, ikiz bebeklerine hamileydi. O tarihte en küçük çocuğu olan 2 yaşındaki Mariah merdivenlerden düştükten sonra bilincini kaybetmiş, kısa bir süre sonra ise ölmüştü.
Polisler o gece, Lucio’nun karnı burnunda bir hamile olmasını umursamadan kadını 6 saatten fazla sorguladı. ‘Reid’ tekniği adı verilen ve birçok yanlış mahkûmiyet kararına yol açan bir tekniği kullanan polisler Melissa Lucio’nun yüzüne karşı çok yakın mesafeden bağırarak ve ölen çocuğunun fotoğraflarına bakmaya zorlayarak ifade almaya çalışıyorlardı.
Polis, kadına ellerinde tüm delillerin mevcut olduğunu ve kendisini çocuğun ölümünden mahkûm edeceklerini söylediler. Sonrasında taktik değiştiren polis Melissa Lucio’ya suçunu itiraf ederse ona iyi davranılacağını ve alınacak kararların hafifleyeceğini söyledi.
Bu zorlu sorgu süreci tam da polisin istediği gibi sonuçlandı. Öz evladını kaybetmenin acısıyla yıkılan kadın neredeyse 100 kez masum olduğunu iddia ettikten sonra ‘çözüldü’ ve “Evet bu ölümden ben sorumlu olabilirim” diye mırıldandı…
Bu sözler mahkemenin gidişatından en kritik rolü oynayan faktör oldu. Jüri kanını bu itirafı göz önünde bulundurarak suçlu buldu ve ardından da idam kararı geldi.
MASUMİYET İDDİALARI
27 Nisan’da idam kararı infaz edilecek ve 52 yaşındaki Lucio zehirli iğne ile hayata veda edecek. Peki mahkemenin verdiği bu karar doğru mu? Birçok kişi masum bir annenin polisin baskı altında aldığı bir ifade yüzünden ölmek üzere olduğunu düşünüyor.
Davada ortaya konmamış ve savcıların ortaya çıkmaması için uğraştığı kanıtlara göre küçük Mariah, gerçekte dövülerek değil annesinin söylediği gibi merdivenden düşerek öldü.
Cornell Üniversitesi’nde hukuk profesörü olan ve aynı zamanda Lucio’nun savunma ekibine de dahil olan Sandra Babcock bu davanın çok yanlış bir yere sürüklendiğini ve verilen idam kararının kesinlikle yanlış olduğunu düşünüyor.
Kim Kardashian’ın başını çektiği bir grup ünlü, kadın dernekleri ve ev içi şiddet vakalarıyla uğraşan birçok kuruluş Teksas Valisi Greg Abbott’a ulaşmaya ve idam kararını iptal ettirmeye çalıştı.
‘Melissa, Teksas Eyaletine Karşı’ adındaki 2020 yılı yapımı belgesel olayın büyük kitlelere duyurulmasına ve davanın görünürlüğüne büyük katkı sağlamıştı.
Melissa Lucio, genç bir kadın olarak girdiği hapishanede yaşlandı...
JÜRİ BİLE ERTELEME İSTEDİ!
İdam kararının çıktığı mahkemede görevli olan jüri üyelerinin 5’i, davayla ilgili yeterli bilgilerinin olmadığını; gerçeklerden dava önce haberdar olsalardı farklı karar vereceklerini söyleyerek idam kararı için erteleme talep ettiler.
Korkunç olay yaşandığında Melissa 9 çocuk annesi bir kadındı. Melissa'nın toplamda 14 çocuğu var. Sorguya alınan çocukları annelerinin hiçbir zaman kendilerine şiddet göstermediğini ve iyi bir anne olduğunu söyleyerek kadının masum olduğunda ısrar ettiler.
Melissa’nın çocukları, kardeşleri Mariah’nın ölmeden iki gün önce evin bahçe merdivenlerinden düştüğünü; ölümünden sonra tespit edilen yaralanmaların buna bağlı olduğunu anlattı. Melissa o sırada çocuklarının okula gitmesi için günlük rutin hazırlıklarla meşguldü.
Mahkemeye, hayatını kaybeden Mariah’ın bu düşüşten sonra uzun saatler boyunca uyuduğu ve düşmeye bağlı travmanın belirtileri gösterdiği yolunda ifadeler verildi.
Üstelik Mariah’ın yürüyüşüyle ilgili uzun süredir devam eden bir problemi olduğu ve bu yüzden sık sık düşerek yaralandığı gerçeği de jüri tarafından göz ardı edildi.
Mariah merdivenlerden düştükten iki gün sonra soluk alış verişi durdu. Annesi hemen 911’i arayarak sağlık görevlilerini çağırdı. Görevliler müdahalede bulunsa da çocuk hastaneye yetişemeden hayatını kaybetti.
Melissa Lucio, Teksaslı çok fakir ve sorunlu bir ailede büyümüştü. 6 yaşından itibaren cinsel tacize maruz kalan talihsiz kadın 16 yaşında evlenerek ailesinden kaçmaya çalışmış ve adeta çocuk gelin olmayı sineye çekmişti.
KANITLAR GÖZ ARDI EDİLDİ
911 aramasıyla eve gelen görevliler Melissa’yı kızının başında beklerken buldular. Kadın hiç tepki vermiyordu; ağladığı ya da bağırdığı duyulmadı. Bu durum jüri tarafından tuhaf karşılanmıştı. Oysa alanında uzman kişiler bunun yıllar boyunca şiddete ve cinsel tacize uğrayan birinin travmatik ve şoke edici durumlar karşısında verebileceği doğal bir tepki olduğunu söylediler.
Polis ve jüri ise kadının bu tutumunu soğuk ve taş kalpli bir inşa olmasına bağladı.
Adli tıp görevlisi Dr. Norma Farley. Otopsi sonucunu açıklarken küçük Mariah’ın vücudunda bulunan yaralanmaların mutlaka (!) cinayet sonucu oluşmuş olabileceğinde ısrarcı oldu. Çocuğun sürekli dövüldüğü iddiasında bulunan doktor ölüm sebebinin bu olduğunu belirtti.
Oysa adli tıp raporunu inceleyen bağımsız uzmanlar çocuğun kanında pıhtılaşmayla ilgili bir hastalık olduğunu ve bulunan yoğun morlukların sebebinin bu olduğunu açıkça kanıtladı.
Adli tıp raporunda çocuğun ölüm sebebi olan yaralanmaların ne zaman gerçekleştiğine dair tutarsızlıklar vardı ancak jüri bunların hiçbirini dikkate almadı. Üstelik Dr. Norma Farley’nin çocuğun boynunda bir yetişkinin diş izlerinin olduğu; çocuğun işkence edilerek ısırıldığı iddiası da kolayca çürütüldü.
Pediatrik adli tıp uzmanı Dr. Janice Ophoven, Mariah’ın ölümüyle ilgili soruşturmada delillerin önyargılı şekilde toplandığını ve adaletin yanlış bir şekilde sağlanmaya çalışıldığını rapor etti.
24 SAAT İZLENİYOR
Teksas yasalarına göre idam mahkumları karar infaz edilmeden önceki bir hafta boyunca 24 saat boyunca sürekli kameralarla izleniyor ve gözetim altında tutuluyor. Bununsa idam mahkumlarının intihar vakalarının önlenmesi amacıyla yapıldığı söyleniyor.
İnsan hakları savunucusu aktivistler ise zaten yanlış bir kararla idam edilmeyi bekleyen bu bireyin kamaralarla sürekli izlenip taciz edilmekten çok rahatsız olduğunu ve yaşadığı stresin çok büyük oranda arttığını duyurdular.
Şu anda herkes nefesini tutmuş şekilde mahkemeye yapılan itirazların sonuç vermesini ve idam kararından vazgeçilmesini bekliyor. Sandra Babcock “Bu umut ve umutsuzluk dolu bekleyiş büyük bir işkence. Ve her geçen gün bu işkence büyüyor” diyerek Melissa Lucio’nun içinde bulunduğu durumu özetliyor…