Güncelleme Tarihi:
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) iki gün önce oy birliğiyle kabul ettiği karar gereği Ocak ayı başında Suriye’de hükümetle muhalefet arasında başlaması öngörülen müzakerelere ve Rusya’nın Suriye’deki eylemlerine ilişkin Hürriyet’in sorularını yanıtlayan Bayley, özetle şu mesajları verdi:
‘SURİYELİLER BELİRLEYECEK’
“Bizim Beşar Esad’la ilgili pozisyonumuz çok açık: Suriye’nin geleceğinde Esad’ın yeri yok. Viyana Deklarasyonu’na göre Suriye’de 2017’nin ikinci yarısında seçimler olacak ve Esad, seçimlerden çok uzun süre önce gitmiş olacak. Geçiş sürecinin ilk aşamalarında gideceğine dair beklentimiz güçlü. Geçiş sürecinde görevi nasıl bırakacağı ise rejimle muhalif gruplar arasındaki müzakereler sırasında Suriyeliler tarafından belirlenecek. Rusya’nın ve İran’ın Suriye’deki pozisyonunu görmezden gelemeyiz. Uluslararası Suriye Destek Grubu’ndaki her ülke bu iki ülkenin pozisyonlarının farkında. Ancak Rusya’nın Suriye topraklarındaki eylemlerini tamamen kınıyoruz. Rusya, IŞİD’i vurduğunu söylüyor ancak düzenlediği askeri operasyonların büyük çoğunluğu IŞİD’i değil, ılımlı muhalif grupları hedefliyor ve bu operasyonlarda yüzlerce sivil ölüyor. Rusya teröristlere karşı savaştığını iddia ediyor ama aslında, Suriye’nin daha iyi bir geleceğe sahip olması için uğraşan ılımlı insanlara saldırıyorlar. Bu yüzden de eylemleri saldırganca.
‘MASUM SİVİLLER HEDEF’
Rusya’nın saldırıları, Suriye’de umudu ortadan kaldırıyor, masum sivilleri hedefliyor ve tüm tarafların daha da radikalleşmesine yol açıyor. Öte yandan Rusya’nın şu an için Esad rejimini desteklediği gerçeğini de kabul ediyoruz. Rusya’nın da kendi çıkarlarını en az bedel ödeyecek şekilde korumaya ihtiyacı var. Dolayısıyla Rusya da başarısız bir diktatöre destek çıkmak için sınırsız bir süre boyunca askeri operasyon düzenlemeyecektir. Yani bu çatışmanın bitmesinde Rusya’nın da çıkarı var. Dolayısıyla Rusya’yı ve İran’ı da diplomatik olarak bu sürece katmamız gerekiyor. Suriyeli Kürtlerin askeri gücü olan Halk Koruma Birlikleri (YPG); koalisyon güçlerinin sağladığı hava desteğinin de yardımıyla Kürt bölgelerini, aralıksız IŞİD saldırılarına karşı başarılı bir şekilde savundular. YPG’yi, Suriye’de IŞİD karşıtı çabanın bir parçası olarak görüyoruz. Ancak, Kürt güçlerinin tek başına IŞİD’i yenemeyeceğini de biliyoruz. Rakka gibi bölgelerde ılımlı Sünni Arapların sahada olmasına ihtiyaç var. Aynı zamanda PYD/YPG’nin, illegal terör örgütü PKK’yla olan bağlantılarından da endişe duyuyoruz.”