Rusçaya destek Türkçeye köstek

BU sözleşme çerçevesinde, Rus Dili Haftası’nın yanı sıra ortaklaşa bir dizi etkinler düzenleneceği, eğitmenlerin ve öğretmenlerin kendilerini geliştirmeleri için kurslara katılma imkanı yaratılacağına dikkat çekildi.

Dillerini geliştirmeleri ve tazelemeleri için Rus Evi’nin hem Rus kökenli öğrencilere hem de Rusça öğretmenlerine yıllardır imkanlar sunduğu da hatırlatıldı.
Aynı açıklamada, Berlin Eğitim, Gençlik ve Aile Senatörlüğü’nün kentte çok dilliliği güçlendirmeyi, anadil ile yabancı dilleri öğrenme imkanlarının artırılmasını bir görev olarak gördüğünün altı da çizildi.

***
Evet, Berlin’de Sosyal Demokrat Parti (SPD), Sol Parti ve Yeşiller’den oluşan kırmızı-kırmızı-yeşil koalisyon hükümetinin bu hedefi gerçekten takdire şayandır.
Ancak Senatörlüğün bu açıklamasından birkaç gün sonra Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliği Eğitim Müşaviri Prof. Cemal Yıldız, düzenlediği bir basın toplantısında, Berlin’in Mitte İlçesi’nin konsolosluk öğretmenleri tarafından verilen Türkçe ve Türk Kültürü dersleri için sınıf kullanım ücreti talep ettiğini ve bu yüzden 17 okulda 571 öğrencinin bu derslere katılamadığını açıkladı.
Aynı şekilde Türklerin ve Türk kökenli Alman vatandaşlarının yoğun olarak yaşadığı Freidrichshain-Kreuzberg İlçesi’nde de gelecek yıl itibariyle sınıf kullanım ücreti talep edileceğinin kendilerine iletildiğini ve bu bölgedeki 11 okulda birçok öğrencinin şimdiye kadar sunulan bu imkandan mahrum kalacağını da söyledi.

***
Evet, Berlin Eğitim, Gençlik ve Aile Senatörlüğü’nün açıklaması ile Berlin Mitte ve Friedrichshain-Kreuzberg İlçe yönetimlerinin yaklaşımları tam bir çelişki.
Yani rusçaya destek, türkçeye köstek.
Aslında bu yaklaşım, Berlin’de Türk Dili ve Kültürü derslerinin sonlandırılması için bir sinyal.
Zaten son dönemlerde konsolosluk öğretmenleri tarafından verilen bu derslerde çocukların beyinlerinin yıkandığı yönünde gerçeklerle bağdaşmayan karalamalar duyuluyordu.
Hatta, Türkiye ve Müslüman düşmanlığı yapan sağ popülist Almanya İçin Alternatif (AfD), ‘Türk konsolosluk öğretmenlerinin ders vermesi sonlandırılsın’ içerikli bir önerge bile sundu Senato’ya.
Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU), tarafından Berlin Senatosu’na sunulan bir önergede, “2017-2018 eğitim yılına kadar gerekli öğretmenlerin görevlendirilmesi, Berlin’deki okullarda verilen Türkçe derslerin kalitesi ve cazibesinin kontrol edilmesi, Berlin’deki üniversitelerin Türkçe öğretmenliği için bölüm açmaları” önerildi.
SPD, Sol Parti ve Yeşiller’in Senato’ya ortaklaşa sundukları Berlin’de dil çeşitliliği başlıklı bir önergede de, “Senato’nun, anadilin Berlin Eyaleti’nin kadrolu öğretmenleri tarafından öğretilmesi için gereken imkanları yaratması” yer aldı.

***
Evet, işte bu yaklaşımlara dense dense “Sevsinler sizi”, “Günaydın”, “Şimdiye kadar neredeydiniz?, “Aklınız başınıza 40 yıl sonra mı geldi?” denir.
Yalnız Berlin’de değil, Almanya’nın diğer kesimlerinde de benzer kokular son dönemlerde arttı.
“Erdoğan sınıflarımızda oturuyor” diyen sendikacılar var.
“Çocukların yönlendirilmesini ve beyinlerinin yıkanmasını engellemeliyiz” diyenler var.
Kültür Bakanları Konferansı (KMK), Konsolosluk öğretmenleri tarafından verilen Türkçe ve Türk Kültürü derslerinin kontrol edilmesini öneriyor.
Yani birtakım bahanelerle Türk kökenli çocukların anadillerini öğrenmeleri engellenmek isteniyor.
Hem de anadilini iyi bilen çocukların diğer dilleri çok daha kolay öğrendikleri bilimsel olarak kanıtlandığı halde.
Hem de anadili öğrenmek bir insanlık hakkı olduğu halde.
Ama aynı Almanya, eski Sovyetler Birliği’nde yaşayan Alman kökenlilerin almancayı ve Alman Kültürü’nü öğrenmeleri için yıllarca milyonlarca Mark ödedi.
Aynı Almanya, günümüzde almanca ve Alman Kültürü’nün öğretilmesi ve yaygınlaştırılması için Goethe Enstitülerine her yıl milyonlarca Euro para veriyor.
Yalnız geçen yıl Federal Dışişleri Bakanlığı bütçesinden ödenen miktar 230 milyon euronun üzerinde.
Yani Alman Dili ve Kültürü’nün yurtdışında öğretilmesine bu ülkede yaşayan ve çalışan Türk kökenli insanlar ödedikleri vergilerle katkıda bulunuyor.
Hem de on yıllardır.
İşte aynı Almanya, Türk kökenli çocukların Türk Dili ve Kültürü’nü öğrenmelerini engellemek için bahaneler arıyor.
Bunu anlamak da, kabullenmek de mümkün değil...