Güncelleme Tarihi:
RUSYA’nın Türkiye Büyükelçisi Aleksey Yerhov, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 8 Nisan’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geleceği Moskova ziyareti öncesinde Hürriyet’e konuştu. Yerhov, Türkiye ile ABD arasında siyasi gerilime neden olan S-400 füze savunma sisteminin alımına ilişkin “Konuyla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından bazı açıklamalar yapıldı, bence onu dinlemeliyiz ve ona güvenmeliyiz. Cumhurbaşkanı Erdoğan bana bir şey söylediği zaman ben ona güveniyorum, siz de aynısını yapın” dedi. Yerhov, Suriye konusunda Rusya ile Türkiye’nin “kesinlikle aynı sayfada” olduğunun altını çizerek, “Hatta bundan daha fazlası, tarihin aynı tarafındayız, aynı gemideyiz” diye konuştu.
Rus Büyükelçi Aleksey Yerhov’la, Ankara’daki Büyükelçilik’te konuştuk:
Türkiye’den Rusya’dan satın aldığı S-400 hava savunma sisteminin Temmuz ayında teslim edileceği söylenmişti. Bu takvimde bir değişiklik var mı?
Bazı konular vardır ki, ben bu konularda ‘yapıcı bir belirsizliğe’ ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bunlar güvenlikle, askeriyeyle ve ticaretle ilgili bazı konular olabilir. Şu veya bu sözleşmenin şartlarını ve kesin rakamları size söyleyemem. S-400’ler için de aynı şey geçerli, bu; benim sözleşmenin detaylarıyla ilgili kesinlikle yorum yapmayı tercih etmediğim bir durum. Sözleşmenin şartlarını, tarihlerini, rakamlarını açıklamanın çok iyi olacağını düşünmüyorum. Ancak size şu kadarını söyleyebilirim, özellikle bu konuyla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından bazı açıklamalar yapıldı, bence onu dinlemeliyiz ve ona güvenmeliyiz. Cumhurbaşkanı Erdoğan bana bir şey söylediği zaman ben ona güveniyorum, siz de aynısını yapın.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 8 Nisan’da Rusya’da, Rusya Devlet Başkanı Putin ile bir araya gelecek. Bu görüşmede Rusya tarafında hangi konular masaya yatırılacak?
Devlet başkanlarımız gündemi kendileri belirlerler. Doğal olarak iki devlet başkanı bir araya geldiklerinde geleneksel bir şekilde çok geniş bir gündem yelpazesi ele alınır. Ortadoğu meselesi gibi dünyanın çeşitli bölgelerinde cereyan eden olayları ele alırlar. Doğal olarak yine Suriye gündemde olacak, her zaman birlikte irdelememiz gereken konular mevcut olan bir bölgedir Suriye. Yine doğal olarak ticaret konuları, Akkuyu Nükleer Santrali, Türk Akımı gibi projelerin gidişatı gibi konular ön planda olur.
Türkiye ve Rusya’nın Suriye politikalarında aynı sayfada olduğunu söyleyebilir miyiz? Suriye’de barışa ulaşmada Astana sürecinin önemi nedir?
Suriye konusunda Türkiye ile kesinlikle aynı sayfadayız. Hatta bundan daha fazlası, tarihin aynı tarafındayız, aynı gemideyiz. Suriye’deki Türk-Rus işbirliği çok verimli oldu, İran’la da birlikte Astana sürecinin garantörleri olarak, şu ana kadar zaten başarmış olduğumuz şeyler, benzer şekilde düşünen ülkelerin, akan kanı durdurmak ve savaştan zarar görmüş insanlara barış getirmek için nasıl birlikte hareket edebileceklerinin çok iyi bir örneği. Suriye’de çatışmasızlık bölgesi adı verilen bölgeler yaratarak bizim yaptığımız tam olarak budur. Tabi ki daha yapılacak çok şey var. Bugün İdlib’de, (El Kaide bağlantılı) Heyet Tahrir eş- Şam (HTŞ)’den teröristlerin saldırgan provokasyonlarını sürdürerek başrolü oynaması, hem askeri hem de sivil kanattan kurbanların artmasına yol açıyor. Suriye’de şu anda gerçekten alarm veren bir durum var, o da yeni kimyasal saldırı provokasyonlarının gerçekleştirilmesi ihtimali. Hama’nın kuzeyinde cihatçı terör örgütleri tarafından kimyasal silah kullanıldığına dair raporlar var. Böyle bir durumun acil bir şekilde çözülmesi gerekiyor, bunu için de askeri kuvvetlerimiz, geçen Eylül ayında Soçi’de imzalanan İdlib Mutabakatı’nın koordineli bir şekilde uygulanması için çabalarına başladı. Ancak şunu hepimiz biliyoruz ki, gerçek, dayanıklı ve uzun süreli bir barışa sadece siyasi olarak ulaşılabilir. Bu noktada da Astana sürecinin mimarları olarak, Rusya, Türkiye ve İran’ın katkıları yok sayılamaz.
TÜRK İŞADAMLARI RUSYA’NIN DİĞER BÖLGELERİNE DE DAVET EDİYORUM
Türkiye ile Rusya arasındaki ikili ticaretin durumu nedir?
Türkiye ile Rusya arasındaki ikili ticaret artıyor. Geçen yıl bu sayı 25 milyar doları aştı, bu da 2017’ye oranla yüzde 16 oranında artış var demek. Ancak bu hedef hala iki ülkenin devlet başkanları tarafından konulan hedeften 4 kat daha az. Dolayısıyla bölgeler arasındaki ticari bağları da geliştirmeye devam etmemiz lazım. Rusya sadece Moskova, St. Petersburg ve Kazan’dan ibaret değil, içerisinde zengin kaynakları olan devasa bir toprağı kapsıyor. Türk işadamlarını Sibirya, Uzakdoğu ve son beş yılda çok hızlı bir ekonomik büyümenin kaydedildiği Kırım da dahil olmak üzere diğer bölgelerde de iş yapmaya davet ediyorum.
BOLŞOY TİYATROSU’NDA ‘TRUVA’ SAHNELENECEK
8 Nisan’da iki ülkenin devlet başkanlarının Rusya-Türkiye kültür ve turizm yılını ilan edeceklerini söyleyen Büyükelçi Aleksey Yerhov, “Rusya’nın en eski kültür kuruluşlarından biri olan Bolşoy Tiyatrosu’nda bir seremoni düzenlenecek ve ilk sahnelenecek gösteri de Türk operası ‘Truva’ olacak. Bu yıl içinde Rus tiyatroları da İstanbul, Adana, Trabzon, vs. gibi birçok şehirde festivallere katılıp oyun sergilemeyi planlıyor” dedi.