Güncelleme Tarihi:
Menendez, 2022 mali yılı savunma harcamalarına ilişkin NDAA'ya ek olarak önerdiği tasarılar doğrudan Türkiye ve Azerbaycan'ı hedef aldı.
"907 Muafiyetine Son Veren Değişiklik" başlığı altında sunduğu değişiklikte, 1992 tarihli "Özgürlük Destek Yasasının" 907'inci maddesi gereğince Azerbaycan'a yapılan yardımların durdurulmasına yönelik muafiyetin ortadan kaldırılmasını öngörüyor.
1992'de kanunlaşan söz konusu yasanın 907. maddesi "Ermenistan ve Dağlık Karabağ'a karşı tüm ablukaları ve diğer saldırgan güç kullanımlarını durdurmak için kanıtlanabilir adımlar atana kadar Azerbaycan Hükûmeti'ne yardımı" yasaklıyor.
Ancak ABD Dışişleri Bakanlığı her yıl düzenli olarak Azerbaycan'ın bu maddeden muaf tutulması için muafiyet yayımlıyor.
Menendez bu muafiyeti kaldırmak için NDAA'ya sunduğu ek tasarıda, "Bakü'deki rejim, Türkiye'nin desteğiyle, Ermenistan ile Azerbaycan arasında barışçıl, müzakere edilmiş bir süreç yerine şiddet yolunu seçmeye devam ederken bu yönetimin ve gelecekteki tüm yönetimlerin bu tür yardımları durdurması ve 907'nci maddeye tam saygı göstermesinin tam zamanı." ifadesine yer verdi.
TÜRKİYE SİHA'LARINDAN RAHATSIZ OLDU
Menendez sunduğu diğer ek tasarı ile ise Türkiye'nin SİHA programını hedef aldı.
"Türkiye'nin SİHA Programına Yönelik Değişiklik" başlıklı ek tasarıda ise Dışişleri Bakanlığı ve Pentagon'un 2018'den bu yana Türkiye'nin SİHA ihracatına ve bu SİHA'ların ABD firmalarınca üretilen parça veya teknolojileri içerip içermediğine ilişkin rapor hazırlamasını zorunlu kılıyor.
Ek tasarı ayrıca ABD'nin Türkiye'nin ihracatının Silah İhracatı Kontrol Yasası'nı veya diğer herhangi bir ABD yasasını veya yaptırımını ihlal edip etmediğini belirlemesini şart koşuyor.
Bu ek tasarıda ise Menendez, "Türk insansız hava araçları geçen yıl Ermeni ve Azerbaycan arasındaki savaşta belirleyici bir rol oynadı. O zamandan beri Polonya, Fas ve Ukrayna Bayraktar TB2'yi satın aldı ve Angola, Etiyopya, Nijer, Nijerya ve Ruanda da dahil olmak üzere diğer birçok ülke ilgi gösterdi." ifadesine yer verdi.
Türkiye'nin SİHA satışlarını "tehlikeli, istikrarsızlaştırıcı ve barış ve insan hakları için bir tehdit" olarak niteleyen Ermeni ve Rum lobisinin Kongredeki önemli ismi, herhangi bir ABD teknolojisinin Türk SİHA'larında yer almaması gerektiğini savunuyor.