Güncelleme Tarihi:
İran Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre, İran Cumhurbaşkanı Ruhani ile Fransa Cumhurbaşkanı Macron arasında yapılan telefon görüşmesinde, Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) adı verilen nükleer anlaşma ve Lübnan konusu ele alındı.
ABD yönetiminin İran ile imzalanan nükleer anlaşmayı ortadan kaldırmaya çalıştığını ve BMGK'ya sunduğu tasarının nükleer anlaşmayı destekleyen 2231 sayılı BMGK kararını ihlal ettiğini ifade eden Ruhani, "Başta 4 1 (nükleer anlaşmanın ABD dışındaki tarafları) ülkeleri olmak üzere tüm ülkeler bu tasarıya şiddetle karşı çıkmalıdır." dedi.
Ruhani, "Nükleer anlaşmayı ve 2231 sayılı kararın korunması, anlaşmanın tüm taraflarının taahhütüdür. Anlaşmaya karşı çıkanların hedeflerine ulaşmasını önlemek için İran ve üç Avrupa ülkesi ile Rusya ve Çin arasında dikkatli istişare ve işbirliği yapılmasını bekliyoruz." açıklamasında bulundu.
Lübnan'da geçen hafta yaşanan patlama sonrasında meydana gelen gelişmelere ilişkin ise Ruhani, Lübnan'daki tüm siyasi gruplar arasında daha fazla birliğe ihtiyaç duyulduğunu ve tüm ülkelerin bu konuda yardımcı olması gerektiğini belirtti.
Ruhani, patlamanın temel faktörlerinin ortaya çıkarılması için de Lübnan yargı yetkilileri ile iş birliği yapılmasının önemini vurguladı.
"ABD'NİN SUNDUĞU TASARIYI ONAYLAMIYORUZ"
Fransa Cumhurbaşkanı Macron ise ABD'nin sunduğu tasarıyı onaylamadıklarını belirterek, "İran'a silah ambargosunun genişletilmesine ilişkin ABD ile tamamen farklı görüşteyiz ve bunu onlara da açıkça ilettik." ifadelerini kullandı.
Görüşmeye ilişkin Elysee Sarayı'ndan yapılan yazılı açıklamada ise Macron'un İranlı mevkidaşına nükleer anlaşmayı korumak istediklerini ancak İran'dan tansiyonun artmasını önleyecek gerekli adımları atmasını istediklerini aktardığı belirtildi.
Görüşmede Beyrut Limanı'nda yaşanan şiddetli patlamanın ardından Lübnan için acil harekete geçilmesi gerektiğini belirten Macron, ayrıca "ilgili tüm güçlerin tansiyonu artıracak adımlardan ve dış müdahaleden kaçınması gerektiğini" dile getirdi.
Macron, acil durumu yönetecek hükümetin kurulması için verilecek desteğin, gerekli siyasi ve ekonomik reformların hayata geçirilmesinin ve Lübnan halkının beklentilerine cevap verilmesinin önemine işaret etti.