Arzu Çakır MORİN/PARİS
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 26, 2010 00:00
Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin, dibe vuran halk desteğini yeniden kazanmak umuduyla Romanlara karşı uygulamaya başladığı sert politika AB’de de krize dönüştü. Paris, AB vatandaşı Roman göçmenleri geri alıp kendi toplumuna entegre etmemesi halinde Romanya’nın Schengen bölgesine girmesini veto edecek.
GRENOBLE şehri polisinin kendilerine yönelik sert tavrını protesto eden Romanların gösterisi sırasında olay çıkmasını fırsat bilen Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, “Ülkenin huzurunu bozan bu serserilere karşı milli savaş” ilan etmişti. Fransız halkının büyük bölümünün desteklediği sert politika dahilinde geçen ay merkez sağ hükümet yüzlerce Roman yerleşimini yıktı, 600’den fazla Roman göçmeni pasaportlarını taşıdıkları AB üyesi Romanya’ya sınırdışı etti.
Ancak kendi partisinden de eleştiriler gelmeye başlaması üzerine yumuşayan Sarkozy, artık mücadeleyi Brüksel’e taşıyor. Fransa Başbakanı François Fillon, AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’ya dün yazdığı mektupta Brüksel’in Romanya’ya baskı yapmasını istedi. Fransa’nın Avrupa İşlerinden Sorumlu Bakanı François Lellouche ise Europe 1 radyosuna şunları söyledi:
4 milyar euro veriyoruz
“Romanya’ya sınırdışı ettiğimiz Romanların bu ülkede topluma entegre edilmesi gerekiyor. AB bu ülkeye Roman nüfusun entegrasyonu için yılda 4 milyar euro veriyor. Romanya’yı bu parayı Romanlar için harcamaya zorlayamayız. AB bunu yapabilir.”
Fransız ve Romanyalı bakanların bugün bu konuda bir toplantı yapacağını belirten Lellouche, “Romanya bu meseleyi milli öncelik haline getirmeli. Getirmezse, Romanya’nın Schengen’e katılması gibi konularda bazı şeyler olabilir” diye konuştu.
2007’de AB’ye giren Romanya, 25 ülkesinde vizesiz seyahat sağlayan Schengen’e dahil olmak istiyor.
Tehcir mi, rutin mi
FRANSA’da geniş bir kesim, hükümetin Roman karşıtı politikalarını İkinci Dünya Savaşı’nda Yahudilere uygulanan tehcir kararına benzetiyor. Hükümet ise geçen yıl 10 bin Roman’ın sınırdışı edildiğini, bu politikanın önceki muhafazakar hükümetin uygulamalarının bir devamı olduğunu savunuyor.