Güncelleme Tarihi:
Sanki dünyaya yoğun bir kar fırtınasıyla kaplıymış gibi baktığınızı ve her yerin tane tane kalın noktalardan oluşan bir pusla kaplandığını hayal edin. “Görsel kar sendromu” olarak bilinen az bilinen nörolojik bir durumdan mustarip insanlar için bu normal bir durum.
İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre nüfusun yüzde 2’si bu sendromdan etkileniyor olabilir, ancak uzmanlara göre çoğu doktor bunun varlığından bile haberdar değil.
Görsel kar sendromunun tam olarak neden kaynaklandığı ve kaç kişiyi etkilediği bilinmiyor. Bazı araştırmalarda migren olarak bilinen yaygın baş ağrısı durumuyla bağlantılı olduğu yönünde bulgular elde edildiyse de migren olmadan da ortaya çıkabiliyor.
King's College London'da nörolog ve görsel kar araştırmacısı olarak çalışan Dr. Francesca Puledda, bu sendromun kimileri için son derece zorlayıcı olabildiğini söylüyor. Puledda, “Bazıları araba kullanamıyor, hatta çalışamıyor, çünkü bir bilgisayar ekranına bakmaları imkânsız oluyor,” diyor.
Önde gelen nörologlar, hastalara uygun tedaviye erişme şansı vermek için doktorlar arasında görsel kar sendromu konusunda daha fazla farkındalık yaratılması çağrısında bulunuyorlar.
DOKTORLARI İNANDIRAMIYORLAR
İngiliz Daily Mail gazetesinde yer alan habere göre, bu sendromdan mustarip olanlar yıllarını bir doktordan diğerine giderek harcıyor. Çoğu doktor onlara inanmıyor, uydurdukları bile söyleniyor! Resmi bir sendrom olarak daha yeni kayıtlara geçtiğinden hastalığın teşhisi konusunda tıp camiasının son derece yetersiz kalıyor.
Dr. Puledda, resmi bir teşhis almalarının insanların akıl sağlığı için de bir fark yaratacağını söylüyor ve ekliyor;
“Birçoğuna semptomlarını uydurdukları söylenmiş oluyor. Oysa ki kimileri için işe yarayabilecek ilaç tedavileri var. İnsanlar daha çok sosyal medyadaki hasta gruplarından destek görüyor.”
Bilim insanları, görsel kar sendromuna neyin neden olduğundan henüz emin değiller, ancak araştırmalar, beynin gözle gönderilen bilgileri işleyen kısmındaki sinir hücrelerinde bir sorun olabileceğini öne sürüyor.
NEDENİ TAM OLARAK HALA BİLİNMİYOR
Dr. Puledda, "Gözlerin kendisine bakınca tamamen normal görünüyor. MRI taramalarında da beyinde belirgin bir sorun görülmüyor. Ancak sorun, hastaların gördüğü bilgilerin nasıl işlendiğiyle ilgili. Görme bozukluğuna bu neden oluyor,” diyor.
Bu duruma ilişkin birbirinden ayrı vaka raporları incelendiğinde, doktorların bazı migren hastalarının "tüm görme alanını etkileyen ve genellikle televizyon karıncalanması, noktalar, yağmur, kar, karıncalar gibi dağınık küçük parçacıklardan oluşan bir görsel fenomeni” kayıtlara geçirdiği görülüyor. Bu raporlar 1990'ların ortalarına kadar uzanıyor.
Migren, şiddetli bir baş ağrısı, yorgunluk ve mide bulantısından görsel auraya (ışık çakmaları ve zikzaklar görme) ve dış mekân veya parlak iç mekân ışığına bakmanın rahatsız edici, hatta acı verici olabileceği fotofobiye kadar bir dizi semptomla bağlantılıdır. Ancak görsel kar sendromundan mustarip hastalar, sorunun migren atağı bittikten sonra da uzun süre devam edebildiğini, bazılarının yıllarca etkilendiğini iddia ediyor.
2019 yılına kadar görsel kar sendromu kendi başına bir sendrom olan olarak kabul edilmediğinden migrenle arasındaki farkın üzerinde yeterli derecede durulmadı. Ancak görsel kar sendromu yaşayan kişilerin yaklaşık üçte ikisinde migren de olsa da ikisi ayrı sorunlardır. Hiç migren geçirmemiş kişiler görsel kar sendromundan etkilenebilir. Dr. Puledda, migren atakları saatler veya günler sürebilirken, “görsel kar süreklidir ve insanları her zaman etkiler” diyor.
Hastalar görsel statiğin yanı sıra ışığa duyarlılık, gece körlüğü (loş ışıkta iyi görememe) ve uçuşan cisimlerden (görüşte küçük koyu noktalar) etkilenebilirler. Görsel kar sendromunun tanı kriterlerini karşılamak için, hastaların görsel statiği de dahil olmak üzere yukarıdaki semptomlardan üçünü sıklıkla yaşaması gerekir. Görsel kar sendromundan etkilenen hastalar arasında ayrıca kulak çınlaması gibi bazı başka sendromların da yaygın olduğu görülüyor.
TEDAVİ İÇİN DAHA ÇOK ARAŞTIRMAYA İHTİYAÇ VAR
Nörologlar hastalığı için genellikle epilepsi ve şiddetli migreni tedavi etmek için verilen ilaçları öneriyor, ancak araştırmalar bunların yalnızca az sayıda hastada etkili olduğunu gösteriyor.
Dr. Puledda, çalışmalarda bazı faydalar sağladığı gösterilen multivitamin tabletler veya sarı-mavi renkli camlı gözlük takmak gibi başka yöntemlerin olduğunu söylüyor. Bazı araştırmalar, statiğin hormon dengesizliğinden kaynaklanabileceğini ve hormon dengesini geri kazandıran amitriptilin adı verilen bir antidepresan almanın semptomları hafiflettiğini gösteriyor.
Dr. Puledda, etkili ve düşük maliyetli tedaviler bulunması için bu sendroma üzerine daha çok araştırma yapılması gerektiğini, bunun için de ona daha çok dikkat çekilmesi gerektiğini söylüyor.