Güncelleme Tarihi:
Sosyal paylaşım sitesi Facebook’tan bir açıklama yayımlayan Roberto Calderoli, 4 Aralık’ta referanduma götürülmesi planlanan anayasa reformuna ilişkin iktidarı sert sözlerle eleştirdi.
Lideri olduğu Demokrat Parti’nin (PD) dünkü toplantısında konuşan ve söz konusu reformu savunan İtalya Başbakanı Matteo Renzi’yi hedef alan Calderoli, "Sol bir hikayesi olan PD üyeleri gibilerinin, evimizin Erdoğan’ı (Renzi’yi kastediyor) ile masaya oturmaya devam etmelerini anlayamıyorum. ‘Ama’, ‘eğer’, ‘yine de’ demek artık yeter: onlar, özniteliklerini ortaya çıkartsınlar ve Renzi’yi herkes için cehenneme göndersinler" ifadelerini kullandı.
Her durumda İtalyan halkının, kendisiyle bu şekilde dalga geçilmesini artık kabul edemeyeceğini belirten Calderoli, söz konusu reformla Renzi’nin, İtalya’yı yeni bir Türkiye’ye dönüştürme riskine soktuğunu öne sürdü.
Calderoli, "Bu reformla, tanklar sokaklara çıkmadan bir ‘darbe’ gerçekleştiriliyor, ancak bu, aslında tam olarak buna karşı olan vatandaşların oylarını isteme sahteliğiyle maskelenerek yapılıyor" diye iddialarını sürdürdü.
Hükümet, halkın oyuna sunulmasına karar verilen reformla, çift kanatlı parlamentonun üst kanadı olan Cumhuriyet Senatosu’nun yetkilerini törpüleyip, böylece yasamayı daha da kolaylaştırmayı hedefliyor.
Yapılan anketler halkın, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana İtalya’da hiçbir hükümetin seçildikleri dönemi tamamlamasına izin vermeyen dengesiz siyasi sisteme istikrar kazandırma beklentisiyle yapılacak anayasa değişiklikleri konusunda tam olarak ikiye bölündüğünü ortaya koyuyor.
"İtalya’yı sonunda yönetilebilir hale getirmeyi" hedeflediklerini belirten Renzi’nin partisinden de bu konuda çatlak sesler yükseliyor.
İtalya’daki yasaların, parlamentonun her iki kanadınca da onaylanması gerekiyor. Bu nedenle hükümetler, faaliyetlerinde zorluklar yaşıyor.
Söz konusu reforma göre, Senato’nun her yasayı onaylaması gerekmeyecek ve böylece yasama daha hızlı yapılacak.
Bu arada Renzi, Silvio Berlusconi’nin 2011’deki istifasının ardından üçüncü, cumhuriyet tarihinde ise 27’nci seçimle gelmemiş başbakan olma özelliğini taşıyor.
Bu nedenle bazı kesimler, halkın oylarıyla seçilmemiş bir başbakanın anayasayı değiştirmesine karşı çıkıyor.