Güncelleme Tarihi:
Kadının geleneksel rolünün teşvik edilmesi ve yasaların yetersiz uygulanması nedeniyle kadınların ayrımcılığa ve cinsiyet temelli şiddete maruz kalması büyük endişe alanı... Siyasetçiler ve hükümet yetkilileri yasalarda benimsenen cinsiyet eşitliği ilkelerini desteklemeli ve kadınları küçültücü açıklamalardan kaçınmalı.
Kadına karşı şiddetin önlenmesi ve ailenin korunmasıyla ilgili yasa ve eylem planının uygulanmasına yönelik çabalar hızlandırılmalı ve kadına karşı şiddet ile aile içi şiddete ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’yle uyumlu hale getirilmeli.
‘Rıza’, ‘aşırı tahrik’ ve ‘yaşından büyük gösterme’ cinsel suçlarla ilgili cezalarda uygulanan indirimlere gerekçe olmayı sürdürüyor.
Zoraki evlilikler ve çocuk işçiliği eğitimin erken terk edilmesine neden oluyor. Kızlar ve erkeklerin eğitime erişim ve sürekliliğinde büyük fark var.
Mağdurların yargı yoluna gitmeleri durumunda şiddetten koruma ve yasal tazminat yetersiz.
Kamu ve özel sektörde kadınlar yeterli temsile sahip değil. Kadın istihdamının artırılmasında ilerleme sağlanamadı.
Hazirandaki seçimlerinde TBMM’nin kadın üyelerinin sayısı 79’dan 98’e yükseldi. 1 Kasım seçimleri sonrasında ise bu sayı 82’ye düştü. Bu oran 550 sandalyenin yüzde 15’ine denk düşüyor.
ÇOCUK İŞÇİLİĞİ UYARISI
En kötü şekilleri de dahil olmak üzere çocuk işçiliği sürüyor. Bu konunun üzerine öncelikle gidilmeli... Sosyal koruma önlemlerine rağmen çocukların yüzde 30’u (7.4 milyon çocuk) yoksulluk içinde yaşıyor.
Çocuklara yönelik şiddetin engellenmesine yönelik ulusal strateji yok...
LGBTİ’LERE AYRIMCILIK SÜRÜYOR
LGBTİ bireylerinin temel haklarına saygıya ilişkin durum endişe verici olmayı sürdürüyor. m Transseksüel bireylere karşı saldırılar, cinayetler ve nefret suçları derin endişe kaynağı. Bu tür saldırılara karşı koruma sağlayan spesifik yasalar yok. m Eşcinselliği psikoseksüel bozukluk olarak tanımlayan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin disiplin sisteminin önemli revizyona ihtiyacı var. m Akademik bir çalışmaya göre LGBTİ üyeleri üçte biri istihdama erişimde, çalışma koşullarında ve ücretlendirmede ayrımcılığa maruz kalıyor.
AB’ye 10 yıllık hazırlık düzeyi: ORTA
AVRUPA Birliği Komisyonu’nun her yıl yayımladığı İlerleme Raporu’nda farklı bir format benimseyerek yöntem değişikliğine gitmesi Türkiye’nin müktesebata uyum ve müzakere başlıkları bağlamında sağladığı ilerlemeyi de net şekilde ortaya koydu. Tablo, AB’yle 10 yıldır üyelik müzakeresi yürüten Türkiye’nin, “AB açmasa da başlıkları biz açıyoruz” ya da “Müktesebata uyumda iyi durumdayız” türünden söylemelerini doğrular nitelikte değil. AB Komisyonu’na göre Türkiye’nin Birlik müktesebatına uyumu “orta” seviyede.
3 Pekiyi: İlerleme Raporu verilerine göre Türkiye’nin AB müktesebatına ileri uyum sağladığı başlıkların sayısı 3. Bu üç başlığın üçü de müzakereye açılmış ve bir tanesi (Bilim ve Araştırma) kapanmış durumda.
8 İyi: Türkiye’nin müktesebat uyumunun iyi düzeyde olduğu başlık sayısı 8 olarak belirlendi.
15 Orta: Orta düzeyde uyum sağlanan başlık sayısı 15.
7 Zayıf: Sınırlı düzeyde müktesebat uyumu sağlanan başlıkların sayısı 3 olurken düşük düzeyde uyumun söz konusu olduğu başlıkların sayısı da 4 olarak belirlenmiş.