Güncelleme Tarihi:
Basın toplantısının yapılacağı salonda iki liderin arkasına Rus yetkililer tarafından beşer Türk ve Rus bayrağı yerleştirildi. Ancak Türk bayrağında ay ve yıldız arka planda kalınca Türk Dışişleri yetkilileri müdahale etti.
İki liderin salona girişine dakikalar kala bayraklarda düzenleme yapılarak ay ve yıldız ön plana çıkarıldı.
Türkiye-Rusya 4'üncü Üst Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısı Erdoğan ile Putin başkanlığında yapıldı. Toplantının ardından iki lider baş başa görüştü.
Erdoğan ve Putin'İn ikili görüşme sonrası düzenlediği ortak basın toplantısından satır başları:
PUTİN:
- Toplantı çok yapıcı şekilde gerçekleşti. Özellikle sayın Başbakan ile çok kapsamlı bir ikili görüşmede bulunduk. Tabi ki bizim ikili ilişkilerimizin bugünkü durumunu ele aldık. Özellikle şunu vurgulamak isterim, işbirliğimizin esasında karşılıklı yarar ilkesi mevcuttur. Geçen sene ticaret hacmimiz 34 milyar dolara ulaşmıştır. Bu sene küçük bir düşüş söz konusu oldu, bunu aşabiliriz.
- Geçen sene ulaştığımız seviyeye yine ulaşacağız ve 100 milyar dolara ulaşabiliriz. Karşılıklı yatırımlar hacmi de artmaktadır.
- Bizim işbirliğimizin altyapısını geliştirmeye devam ediyoruz. Rusya’dan Türkiye’ye Karadeniz dibinden konulan Mavi Akım Boru Hattı çok olumlu faaliyet gösteriyor. Yakın zamanda anılan boru hattının deniz kısmında çalışmalara başlayacağız. Rus şirketler Türkiye ekonomisini sadece gaz ile değil petrol ile doldurmak için adım atıyorlar. Nükleer santral inşaatının toplam yatırım hacmi 20 milyar dolar olacaktır ve Rusya bu finansmanı sağlamaktadır.
Ayrıca Türkiye’nin önümüzdeki dönemde olacak nükleer alanı için kadro ve personel eğitimi yapmaktayız. Tabii ki bu projeler en önde en güncel ekoloji ve güvenlik standartlarına uygun olacak. Sanayi ve ileri teknoloji alanlarında işbirliğimizi geliştirmeye devam ediyoruz.
- Özellikle İskenderun’daki demir çelik fabrikasının yenilenmesine büyük para vermiştir. Bizim şirketimiz, Türkiye’deki enerji alanında projeleri gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Diğer önemli örnek Türkiye’de Gaz markası otomobillerin üretilmesiyle ilgili işbirliğimiz var. Türk şirketler ise Rusya’nın müteahhit sektöründe büyük faaliyet göstermektedir. Soçi’deki olimpiyat tesislerinin inşaatında da yer almaktadır.
- Çok ilginç bir rakamı sizinle paylaşabilirim. Rusya genelinde Türk müteahhitlerin yaptıkları yatırımların toplam maliyeti 50 milyar doları aşmıştır. Bankalar arası işbirliğine katkı sağlayacağız. 2012 yılında Rusya’dan Türkiye’ye 3,6 milyon turist gelmiştir. Öyle gözüküyor ki bu sene yeni bir seviyeye ulaşacağız. Bu sene Rus turistlerin 4 milyonu aşabilir.
Suriye
- Başbakan Erdoğan ile Ortadoğu ve Suriye'deki durumu değerlendirdik.
- Bazı farklı noktalarımız olabilir. Ama en güncel sorunların çözülmesi için çalışıyoruz. Sonuçta Sayın Başbakan’a ve tüm Türk dostlarımıza çalışmaları için teşekkür ederim.
ERDOĞAN:
- Öncelikle Sayın Putin’in daveti üzerine, gerek şahsıma ve tüm heyetimize gösterilen ilgi alakaya çok çok teşekkür ediyorum. Bu vesileyle Kazan’daki uçak kazasında ölen 50 Rus vatandaşı, değerli dostlarımıza rahmet diliyorum. Tüm Rus halkının başı sağ olsun diyorum.
- Bu arada Türkiye Rusya ilişkilerinde her alanda büyük gelişmeler kaydediyoruz. Şu anda bildiğiniz gibi 4. Üst Düzey Konseyi için bir arada bulunuyoruz. Bu çerçevede ikili ilişkilerimizin tüm alanlarda bir yıl öncesine göre çok daha güçlenerek devam ettiğini görüyoruz.
Hedef 100 milyar dolar
- Geleceğe yönelik bunun üzerine neler ilave edebiliriz, bunları değerlendirme fırsatımız oldu. 2012 itibariyle 35 milyar dolara yaklaştık, bu yılın ilk 9 ayı itibariyle dış ticaret hacminde biraz düşüş söz konusu. Hedef olarak 2020’de 100 milyar dolarlık bir hedefi belirlemiş bulunuyoruz.
- Farklı alanlarda atacağımız adımlarla 100 milyar doları yakalamakta önümüzde engel göremiyorum. Türk müteahhit firmalarının Rusya’da iftihar edeceğimiz bir çok yatırıma imza attıklarını görüyoruz. Şu ana kadar bu yatırımlar bugüne kadar 50 milyar dolara ulaşmış vaziyette.
- 2012 sonu itibariyle 4 milyon turist ülkemize gelmiş bulunuyor. Rusya’dan gelen konuklarımıza verilen hizmetlerin daha da iyileştirmenin gayreti içindeyiz. Karşılıklı bugüne kadar attığımız kültürel adımları daha da artırmanın gayreti içinde olacağız.
Karşılıklı kültür merkezi
- Ankara’da bir Rusya Federasyonu’na ait bir kültür merkezinin kurulması, bizim Moskova’da Yunus Emre Kültür Merkezi kurulması.
- Hepsinden öte enerji alanındaki işbirliğimiz. Bu konuda ilk nükleer santralimizi Rusya Federasyonu ile yapacağız. Tabii 20 milyar dolarlık bir yatırım bu. Bunun bütün teknik yönleriyle bakan arkadaşlarımız kendi aralarında görüştüler. Enerjide diğer alanlarda neler yapabiliriz bunu görüştük. Enerji alanında bizim birinci derecede ortağımız Rusya.
- Bir diğer önemli adım da özellikle müşterek otomobil üretimi konusu. Öncelikle Azerbaycan-Ermenistan arasındaki sorunu aramızda değerlendirdik. Suriye, Irak, Mısır, Libya bütün bu bölgelerdeki gelişmeleri değerlendirme fırsatımız oldu. Demokrasiye dayalı özellikle halkın iradesinin yansıtacak iradeye nasıl zemin hazırlayabiliriz bunları görüşme fırsatı bulduk.
Suriye
- Bildiğiniz gibi bugün Suriye’de 150 bine varan insan öldürülmüş vaziyette. Kimyasal silahlarla öldürülen 1500-1600 kişinin araştırıldığı bir dünyada, konvansiyonel silahlarla öldürülen yüz binlerce insanın araştırılmaması manidardır.
- Temennimiz kalıcı barışın dünyadaki tesisi için biz siyasilerin üzerine düşenin yapılmasıdır. Çok teşekkür ediyorum.
SORU-CEVAP BÖLÜMÜ
SORU: Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkiler gelişiyor ve rekabet de oluşuyor. 2020 EXPO fuarı için nasıl bir rekabet ön görüyorsunuz?
SORU: Suriye’deki durum her geçen gün kötüleşmektedir. Masum insanlar ölmektedir. Sizce o ülkede insani koridorların kurulması, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Putin:
En güzel seçenek tabii ki de Yekaterinburg.
Erdoğan:
Fakat en çok korktuğum ikisi birden çıkarsa ne olacak?
Putin:
Bizim için hem Yekaterinburg’da hem İzmir’de katılmak ilginç olur. Tabii ki de rekabet içindeyiz.
Erdoğan:
Biz karşılıklı dayanışma göstereceğiz.
Putin:
İnsani koridor konusundan bahsedersek, 2007’den bu yana Esad ile temasım yoktur. Geçen gün telefonda konuştuk. Kendisi de insani durumdan endişe içinde. Buna dikkat ediyor. Fakat bu trajedinin sorumlusu kimdir? Bu önemli. Bu konuda farklı değerlendirmeler olabilir. Fakat hiç kimse tartışmıyor ki, Suriye’de hem faaliyet gösterip hem savaşan aşırıcı gruplar vardır. Çok vahim şekilde faaliyet gösteriyor. Tabii ki masum insanların dramlarını unutmamalıyız. Bu konuyu sayın başbakan ile ayrıntılı şekilde ele aldık. Sayın Başbakan’ın bu konuda, sorununun bu yönüyle ilgili endişelerini paylaşıyorum. Sonuç olarak Suriye konusunda hedeflerimiz aynı, ülkede barışın sağlanması. Ve şu konuda mutabık kaldık ki bizim için uygun olabilecek çözümleri bulmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu da insani durum ile ilgilidir.
"Aşırı grupların elinde olsa olsa..."
SORU:
Daha önce ifade ettiniz, Suriye sorununun siyasi çözüm konusunda perspektifleri görmüyorsunuz. Bugün bu konuyu da sayın devlet başkanı ile görüştünüz. Kimyasal silahların yasaklanması örgütüyle Suriye rejiminin olumlu bir işbirliğini göz önünde tutarak, sizin Suriye konusunda tutumunuz nasıl değişti? Ve Cenevre-2 toplantısının düzenlenmesine nasıl bakıyorsunuz? Cenevre-2 toplantısının bu senenin sonuna kadar düzenlenmesi olabilir mi?
Erdoğan:
Suriye konusunda ben St. Petersburg’dan bütün dünyaya seslenmek istiyorum. Konuşmamda da ifade ettiğim gibi kimyasal silahlarla Suriye’de 1500 kişi öldü. Konvansiyonel silahlarla 150 bin kişi öldü. Bana göre sonucu ölüm olan her işlem, her atılan adım suçtur. Uçaklarla helikopterle tanklarla toplarla sivil halk öldürülmüştür. Suriye’de rejim bunun birinci derece sorumlusudur. Karşıda aşırıcı gruplar, onlar da bu işin sorumlusudur. Aşırı grupların elinde olsa olsa kısa menzilli, uzun menzilli silahlar vardır. Fakat rejim hiçbir ayrım yapmaksızın, bütün şehirleri, camilerin mabetlerin hepsini ne yazık ki yer ile yeksan etmiştir. Yakmıştır, yıkmıştır. Bunlar konvansiyonel silahlarla olmuştur. Lahey Adalet Divanı’nda yargılanması gereken bir sürecin adımıdır. BM Güvenlik Konseyi bu işin aslında yakın takipçisi olması gerekir. Ama ne yazık ki BM Güvenlik Konseyi de bu konuda hala hem fikir olamamıştır. Ne olduysa şu ana kadar olan 150 bin insana olmuştur. Yanan yıkılan Suriye’ye olmuştur. Şu anda 600 bin Suriyeli bizim ülkemizde yaşamaktadır. Bir milyon Lübnan’da yaşamaktadır. 500 bin civarında Ürdün’de yaşamaktadır. Bu insanlar durup dururken herhalde bizim ülkemize kaçmıyorlar. Ölümden kaçıyorlar, kendi evlerini, rahat ortamlarını bırakarak kaçıyorlar.
Başından itibaren biz Cenevre-2’yi destekledik. Fakat üzülerek şunu söyleyeyim ki ilk toplantıdan ne yazık ki hiçbir netice alınamadı. Yine destekliyoruz. Temenni ederiz ki netice alalım. Kaybedecek vakit yok. Bütün bu kaybolan vakitler sadece Suriye’deki rejime zaman kazandırmaktadır. Son olarak diyorum ki Suriye halkının önünü açalım. Bırakalım kendileri iradesiyle kendi yöneticilerini seçsinler.
Putin:
Zaman kaybetme söz konusu olmamalı. Sayın başbakanın ifadelerini paylaşıyorum. Suriye halkı kendi kaderini belirlemeleri sözlerini de paylaşıyorum. Temennimiz konferansın en yakın zamanda düzenlenmesi. Rusya federasyonu, Suriye’nin ikna edilmesi taaddüdünü üstlendi. Biz çalışmalarımızı tamamladık. Ve muhalefeti aynı Cenevre’ye katılım konusunda ikna edilecek, ortaklarımızdan hareket bekliyoruz. Bu konuda da Suriye muhalefetinin liderlerinin Rusya’da bir araya gelmesini teklif ettim. Bunu görüştük. Suudi Arabistan kralı ile bu konuyu görüştük. İran devlet başkanı ile görüştük ve Beşar Esad ile bunu görüştüm. Biz bu istikamette ilerliyoruz. Temennimiz bu konferansın en yakın zamanda düzenlenmesidir.
Gizem Akhan'ın tutuklanması
SORU:
Greenpeace eylemcisi Gizem Akhan’ın durumun konuşma fırsatınız oldu mu? Kendisi kefaletle serbest bırakıldı ama diğer dava devam ediyor. Rusya’ya çıkış yasağı yoksa beraberinizde Gizem Akhan’ı da götürür müsünüz Türkiye’ye?
Putin:
Sayın Başbakan eşiyle buraya geldi. Nasıl götürebilir, nasıl bir soru soruyorsunuz?
Erdoğan:
Sayın Başkan ile bu konuyu görüştük. Bana göre kefaletle zaten şu an bırakılmış olması önemlidir. Yargı süreci devam etmektedir. Ama demir parmaklıkların arkasından çıkmak çok çok önemlidir. Özgürlüğün tadını bilenlerdenim.
Putin:
Sayın Başbakan bu konuyu gündeme getirdi. Rusya Federasyonu siyasi yönetiminin bu sürece girmesi söz konusu değil. Fakat bazı yargı prosedürleri de var. Bu işin hukuki yönüne bizim karışmamız söz konusu olmaz. Kimsenin durumunu kötüleştirmek, tutuklamak gibi bir isteğimiz yoktur. Ve herkes ondan sonra da Türkiye’de de devam eden projeler konusunda da çalışacak onlar, yakın zamanda.
SORU:
Yakın zamanda Cumhurbaşkanlığı müsteşarı şu ifadeyi kullandı “Litvanya devlet başkanının Ukrayna devlet başkanıyla yapılan görüşmede. Ukrayna AB üyeliği konusunda ilerlemeyi yapamıyor. Rusya tarafından baskı var. İhraç edilen ürünler konusunda belli baskı var. Ukrayna’daki muhalefet partisinin başkası dedi ki, Ukrayna devlet başkanı 2015 yılında tekrar seçilmesi konusunda pazarlık yaptı ve 20 milyar dolar para aldı ve doğalgazın fiyatının düşürülmesi de, Rusya’dan satın alındı.
SORU:
Bir soru da sayın Başbakan’a sormak istiyorum. Bazı bilgiler var ki, Türkiye Avrasya Birliği üyeliğine sıcak bakıyor. Bunu nasıl değerlendirebilirsiniz? Doğru mu ifadeler?
Putin:
Litvanya Devlet Başkanı’nın, Ukrayna Devlet Başkanı ile neler konuştuğunu bilemiyorum. Belki bizim Amerikan dostlarımız görüşmenin bilgilerini bizimle paylaşabilir ama ben bilmiyorum. Yorum yapmak benim için çok zordur. Esasen Rusya-Ukrayna arasında serbest ticari alan anlaşması mevcuttur. Bu şu anlama geliyor ki bizim ülkelerimiz çok hassas. Vergiler sıfırdı. 17 senedir devam ettiğimiz Dünya Ticaret Örgütü üyeliği görüşmeleri sırasında bunu elde edebildik.
Eğer Ukrayna AB ile ilgili anlaşma imzalayacak ve böylece AB ile ihraç ve ithal ürünler konusunda tarifeler sıfırlandırılacak. Bu rejimde bizim alanımıza da girecektir. Ve bize göre böyle bir durum Rusya sanayiinin bir alanını sıfıra indirebilir, öldürebilir. Et ve et ürünleri dahil olmak üzere Ukrayna mesela, AB ile tarifeleri sıfırlandırıyor. Böylece bu ürünler bizim gümrük alanımıza bir akım şeklinde girecekler. Fakat bu bizim ekonomimiz için mümkün değil. Bizim tarım sektörünün rekabet yapma seviyesi Avrupa’da ihraç edilen ürünlere uygun değildir.
Erdoğan:
Başından itibaren biz Cenevre-2’yi destekledik. Fakat üzülerek şunu söyleyeyim ki ilk toplantıdan ne yazık ki hiçbir netice alınamadı. Yine destekliyoruz. Temenni ederiz ki netice alalım. Kaybedecek vakit yok. Bütün bu kaybolan vakitler sadece Suriye’deki rejime zaman kazandırmaktadır. Son olarak diyorum ki Suriye halkının önünü açalım. Bırakalım kendileri iradesiyle kendi yöneticilerini seçsinler.
"Türkiye'nin tecrübesi büyük"
Putin:
Onun için Ukrayna’dan ihraç edilen ürünlere engel oluşturma söz konusu değil. Biz böylece Ukrayna’da ihraç edilecek ürünler için en uygun rejim sağlayacağız, diğer ülkelerle yaptığımız gibi. Fakat Ukrayna ile serbest ticaret alanlarını kapatmak zorunda kalacağız. Bu sorunun siyasi boyutu yoktur. Bu ekonomik ve fizibilite bir konudur. Baskı konusundan bahsedersek, dün de öğrendim ki Ukrayna AB üyeliği konusunda süreci durduruluyor. Ve her şeyi iyice gözden geçirmek istiyor. Ondan sonra da bizim Avrupa’daki ortaklarımızdan Ukrayna’ya yönelik tehditleri duymuş olduk. Ukrayna’daki toplu kitle, protesto eylemlerinin düzenlenmesi dahil olmak üzere. İşte bu baskıdır. Ukrayna böyle bir baskıya neler yapabileceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ya bu baskıdan sonra bir şey yapacak ya da baskıya karşı çıkacak.
Ayrıca devlet başkanı, bu konuda üçlü formatta görüşme yapılmasını teklif etti. Biz görüşmeye katılmaya hazırız. Bu belli bir manada bizim Avrupa’daki ortaklarımızın niyetleri konusunda gösterge anlamına gelir. Bu konunun siyasi boyutu yoktur. Bu konuyu siyasileştirmek gerekmiyor. Mesela Türkiye’nin AB üyeliğiyle görüşmede Türkiye’nin büyük bir tecrübesi var. Biz onlara soracağız.
"Bizi Şanghay İşbirliği Teşkilatı’na alın"
Erdoğan:
Çok doğru 50 yıllık bir tecrübe. Ben sayın başkanın bu tespitine karşı, başka bir tespitle diyorum ki. Şanghay İşbirliği Teşkilatı’na gelin Türkiye’yi alın. Bizi de bu sıkıntıdan kurtarın.
Putin:
Ben şunu kesinlikle ifade etmek isterim ki Türkiye’nin dünya konularında gösterdiği bağımsız ve önemli bir konum, sizin bölgesel konularda daha etkin çalışmalara devam edeceğiniz anlamına geliyor. En azından Rusya bunu istiyor.
Erdoğan:
Biz bunun yanında Avrasya’daki ülkelerle ilgili de serbest ticari anlaşmasına varız. Ama dediğim gibi Şanghay İşbirliği Teşkilatı olayını daha önce de ifade etmiştim. Bunu önemsiyoruz.