Popülistler ‘Avrupa baharı’ peşinde
Güncelleme Tarihi:
AVRUPA Birliği’ne kafa tutma ve göç karşıtı söylemlerin yeni siyaset tablosunu şekillendirdiği bir dönemde popülist partiler güçlü cephe arayışı içinde. Bu hareketlerin mayıstaki AP seçimlerinde sıçrama yapması bekleniyor.
AVRUPA Parlamentosu’nun (AP) yeni üyelerinin belirleneceği 23-26 Mayıs’taki seçimler öncesinde hem kapalı kapılar ardında hem de açık şekilde yürütülen manevralar artış gösteriyor. Popülist hareketlerin manevralarının orkestra şefliğini de İtalya İçişleri Bakanı ve aşırı sağ eğilimli Lig’in lideri Matteo Salvini yürütüyor. Geçen hafta özellikle Polonya’da iktidardaki Hukuk ve Adalet Partisi’nin (PiS) lideri Jaroslaw Kaczynski ile yaptığı görüşme dikkat çeken Salvini, ‘Avrupa baharı’ peşinde. Yakın geçmişte ‘kâbus’ olarak nitelenen bir senaryo olmanın ötesine geçmeyen popülizmin artık ana akım siyaset açısından gerçek bir tehdide dönüştüğü bir ortamda Salvini ile aynı görüşleri paylaşan partilerin güçlü bir blok halinde Avrupa siyasetinin dengesini daha da bozma riski hiç olmadığı kadar yüksek.
Merkezdeki siyasi partilerin kemikleşmiş sorunlara çözüm üretememeleri ve vatandaşın defalarca verilen ancak tutulmayan vaatlerden bıkmış olmasının beslediği popülistlerin siyasi propagandalarının merkezinde, etkisi 2015’e oranla çok daha düşük olan göç krizi ve bu krizin sorumlusu olarak gördükleri AB var. 2014’teki Avrupa seçimlerinden bu yana seslerini güçlü şekilde duyuran ve belirgin bir yükseliş yakalayan popülist partilerin bu seçimlerde de sıçrama yapmalarına kesin gözüyle bakılıyor.
TEK ÇATI HEDEFİ
Popülistler, AP içinde çeşitli gruplara dağılmış yüzden fazla üyeye sahip. 2019 seçimleri için ana hedef ise AB ve göç karşıtı, yabancı ve sistem düşmanı isimleri daha fazla sayıyla tek çatı altında toplayabilmek. Tek çatı hedefinin ardında popülistleri Avrupa siyasetinin görmezden gelinemez unsuru haline getirme çabası yatıyor. Popülist partiler son 20 yılda Avrupa’daki desteklerini üçe katladı. Eskiden hükümette yer alma oranları çok düşük olan popülist eğilimli siyasetçiler de 11 Avrupa ülkesinde kabinede. Bunlardan bazıları başbakan ya da bakan olarak görev yapıyor. Mevcut tablo dikkate alınarak yapılan öngörüler popülist partilerin İngiltere’nin ayrılmasıyla koltuk sayısı 751’den 705’e düşecek AP’ye en az 150-160 üye sokabileceğine işaret ediyor.
Salvini hafta içinde Varşova’da, “İtalya ve Polonya, yeni Avrupa baharının ve gerçek Avrupa değerlerinin yeniden doğuşunun kahramanları olacak” dedi. Matteo Salvini’nin en önemli hedeflerinden biri göç konusunda ılımlı olmakla suçladığı Almanya-Fransa ekseninin yerine İtalya-Polonya eksenini hayata geçirebilmek.
MACARİSTAN LİDERİ ORBAN FAKTÖRÜ
Her ne kadar Avrupa muhafazakârlarını çatısı altında toplayan Avrupa Halk Partisi’nin (EPP) üyesi olsa da son yıllarda merkez sağın sınırlarını zorlayan bir yaklaşım izleyen Macaristan Başbakanı Viktor Orban, olası bir göç ve AB karşıtı ittifakın en önemli destekçileri arasında. Orban, geçen hafta Budapeşte’de yaptığı açıklamada Salvini için, “Macaristan, göçün karada durdurulabileceğinin kanıtını sunmuş olmakla övünebilir. Salvini göçü denizde durduracağını söyleyen ilk Avrupalı politikacı oldu. Bu da onu benim gözümde kahraman yaptı” demişti. Orban, İtalya-Polonya ekseni oluşturma çabalarını da ilk selamlayan isimlerden biri.