Güncelleme Tarihi:
ABD’nin Türk bakanlara yönelik yaptırım kararı ile Türkiye ve ABD arasındaki gergin ilişkiler ‘resmi’ bir hal aldı. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yönelik yaptırım kararının ardından yazılı bir açıklama yapan ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, “Türk hükümeti, Başkan Trump ve Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında geçen ve benim Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile yaptığım çok sayıda konuşmaya rağmen, Pastör Brunson’ı serbest bırakmayı reddetti. Başkan Trump, bu yaptırımların doğru eylemler olduğu sonucuna vardı” dedi.
HAYAL EDİLENDEN ÖTEYE GİTTİ
ABD basını, Başkan Trump’ın politikalarını kabul ettirmek için silah haline dönüştürdüğü yaptırımların Türkiye’ye uygulanmasını şaşkınlıkla karşıladı. ABD merkezli Time haber sitesi, “ABD, Türkiye’ye neden yaptırım uyguladı” başlıklı makalede, “18 aylık süre içinde ABD Başkanı Trump, kendisinden önceki başkanların risk almakta ihtiyatlı oldukları konularda, ABD’nin ekonomik gücünü (diğer ülkelere karşı) kullanmakta ne kadar hazır olduğunu gösterdi. (Trump) Çarşamba günü, pek çok insanın hayal ettiğinden bile öteye gitti” ifadesini kullandı.
Makalede, Türkiye’nin ABD’nin ülke dışındaki en geniş nükleer stoğunun konuşlu olduğu ülke olduğu hatırlatılırken, “Bu ABD’nin uluslararası finans sistemindeki önemli rolünü, diğer uluslardan istediklerini elde etmekte kullanan Trump’ın son hamlesi” ifadesi kullanıldı. ABD Hazine Bakanlığı’nın eski yetkililerinden Jonathan Schanzer, “Yaptırımlar, Erdoğan’ın hükümetinden sadece iki ismi hedef alırken, Türk ekonomisinin geride kalan kısmını sağlam bırakıyor” yorumunda bulundu.
‘ERDOĞAN İLE ANLAŞTIĞINI SANDI’
New York Times (NYT) ise ABD’nin bir müttefikine karşı finansal yaptırım uygulamasının ‘olağan dışı’ bir durum olduğunu yazdı. NYT’a konuşan Trump yönetiminden üst düzey bir yetkili, Trump’ın ‘öfkesinin’ sebebinin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İsrail’de gözaltında olan Ebru Özkan konusunda bir anlaşmaya vardığını düşünmesi olduğunu söyledi. ABD’li yetkili, Özkan’ın serbest kalmasına rağmen, Brunson’ın ev hapsine gönderildiğini, bunun ABD cephesini öfkelendirdiğini ifade ederken, Türk cephesi Brunson’ın pazarlık konusu yapıldığı iddiasını şiddetle reddediyor. 50 yaşındaki ABD’li pastör Brunson, terör örgütleri FETÖ ve PKK adına suç işlediği gerekçesiyle 9 Aralık 2016’da tutuklanmıştı. Brunson, kısa süre önce ev hapsine gönderilmiş, avukatının tahliye talebi ise reddedilmişti.
ABD eski başkan yardımcısı Joe Biden’ın eski danışmanı Julianne Smith ise “İlişkiler şu anda resmi olarak bir kriz içinde. Erdoğan için tek çıkış yolu en nefret ettiği şey: Geri adım atmak” yorumunda bulundu.
SEÇMEN TABANI VURGUSU
ABD merkezli haber portalı Vox ise rahip Brunson meselesinin ABD Başkanı Donald Trump ve Başkan Yardımcısı Mike Pence için kişisel meseleler haline geldiğini belirtiyor. St. Lawrence Üniversitesi’nden Türkiye uzmanı Howard Eissenstat, evanjelik pastörün tutuklanmasının evanjelik Hıristiyanları öfkelendirdiğini belirtirken, bu kesimin tamamının Trump’ın seçmen tabanını oluşturduğu ifade edildi.
SORU-CEVAP
Yaptırımların etkisi nedir?
ABD’nin yaptırımları, sadece söz konusu bakanları hedef alıyor. ABD Hazine Bakanlığı’na bağlı Yabancı Varlıkların Kontrolü Ofisi’nin (OFAC) açıkladığı yaptırımlar genel anlamda iki başlık altında toplanıyor. Bunlardan birincisi hükümetleri ve bütün ülkeyi kapsayan genel yaptırımlar. İlk gruptaki yaptırımların ülke ekonomilerine etkisi çok geniş olurken, Türk bakanlara uygulanan yaptırımlar, ikinci gruptaki ‘Gerçek ya da tüzel kişilerin yurtdışı varlıklarına yönelik yaptırımlar’ sınıfına giriyor. Bu yaptırımların ekonomiye etkisi ise oldukça sınırlı.
Kararname ne öngörüyor?
Söz konusu kararname insan hakları ihlallerine ve yolsuzluğa karışan yabancı hükümet yetkililerine ABD’de yaptırım uygulanmasını öngörüyor. 13818 sayılı başkanlık kararnamesi yaptırım listesine alınan isimlerin malvarlıklarına el konulmasının yanı sıra ABD’ye girişinin engellenmesini de mümkün kılıyor. ABD Hazine Bakanlığı’ndan Gül ve Soylu için yapılan açıklamada bakanların ABD’ye girişinin engellenip engellenmeyeceğine dair bir detaya yer verilmedi.
Yaptırımlar nasıl formüle edildi?
Hazine Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ciddi insan hakları ihlallerinde bulunan kurumların başında oldukları gerekçesiyle yaptırım kapsamına alındığı belirtildi. Bu eylemler nedeniyle iki bakanın ABD’deki malvarlığı ya da malvarlığı çıkarlarının dondurulduğu, ABD vatandaşlarının genel olarak söz konusu kişilerle mali ilişkilere girmesinin yasaklandığı bildirildi
Magnitsky Yasası nedir?
İki Türk bakana yönelik yaptırım ABD’nin 2016’da kabul ettiği Magnitsky Yasası çerçevesinde düzenlendi. Aralık 2016’da ABD Kongresi’nin kabul ettiği Küresel Magnistsky Yasası, ABD’nin insan hakları ihlali ve yolsuzluk sebebiyle uluslararası kişi ve kurumlara yaptırım uygulamasını mümkün kılıyor. İsmini Rusya’daki yolsuzlukları ortaya çıkardıktan sonra 2009 yılında gözaltında ölen Rus muhasabeci Sergei Magnitsky’den alan yasa, başta Rusya için çıkarıldı. Rusya ile özellikle Kırım ve Ukrayna nedeniyle yaşanan krizlerde uygulamaya geçen yasa, bugüne kadar 100’den fazla gerçek veya tüzel kişi için kullanıldı.
Kimlere uygulandı?
Küresel Magnitsky Yasası, 13818 sayılı başkanlık kararnamesi ilk kez 21 Aralık 2017’de uygulanmıştı. Gambiya’nın eski Devlet Başkanı Yahya Jammeh, Guatemalalı meclis üyesi Julio Antonio Juárez Ramirez ve Rusya Başsavcısının oğlu Artem Chaika da o tarihte yaptırım listesine alınan isimler arasındaydı. Demokrat Parti üyesi Senatör Ben Cardin’in Kongre’ye taşıdığı yasa, Cumhuriyetçi Parti üyelerinin desteğini görmüştü.