Güncelleme Tarihi:
SEKİZİ Türkiye kökenli 10 kişinin katili ırkçı terör çetesi NSU, son cinayetini 25 Nisan 2007’de işledi. Heilbronn kentinde polis memuru Michele Kiesewetter (22), polis otomobilinin içinde öldürüldü. Saldırıda bir polis de ağır yaralandı. Cinayeti çözmek, katil veya katilleri yakalamak için özel polis ekip kurdu. Cinayetten 10 gün sonra Kiesewetter'in amcası, özel polis ekibine, yeğeninin öldürülmesiyle ilgili çarpıcı bilgiler verdi. Alman Birinci Kanalı (ARD) 'Polisin Ölümü – Michele Kiesewetter'in Kısa Hayatı' adlı belgeselde işte bu konu ele alındı. Belgeselde Kiesewetter cinayetiyle ilgili çarpıcı bilgiler ve çok sayıda ihmaller gündeme getirildi.
Bunlardan en önemlisini Kiesewetter'in amcasının soruşturmayı yürüten özel ekibe verdiği bilgi oluşturuyor. Amca, cinayetten çok önce kendi başına NSU çetesinin bulunduğu bölgede ve onlarla bağlantılı olan nazi gruplarını takibe aldı. Toplantı yaptıkları binaları kamerayla kaydetti, bilgi topladı. NSU üyelerinin Kiesewetter'i, amcanın kendileriyle ilgili bilgilere ulaştığı için öldürmüş olabileceği ihtimali de bu nedenle hala geçerliliğini koruyor.
TÜRKLERLE BAĞLANTISI VAR
Cinayeti aydınlatmak için kurulan ekip, 4 Mayıs 2007'de yani cinayetten 10 gün sonra Kiesewetter'in amcasını Heilbronn kentine davet etti. Kendisi de polis olan, Askeri İstihbarat ve Alman Dış Haber Alma Teşkilatı'nda (BND) bir süre görev yapan amca, yeğeninin öldürülmesiyle ilgili bildiklerini uzun uzun anlattı. Kimlerin öldürmüş olabileceği bilgisini de verdi. Amca, yeğeninin ölümüyle, sekizi Türkiye, biri Yunanistan kökenli dokuz kişinin de katledildiği seri cinayetlerin bağlantılı olduğu, bu cinayeti aynı kişilerin işlemiş olabileceğini söyledi. NSU üyelerini bir anlamda işaret etti.
DÖRT YIL SONRA HAKLI ÇIKTI
Cinayet ekibi bu bilgiyi değerlendirmeye almadı. Kiesewetter'in amcası dört yıl sonra 4 Kasım 2011'de NSU terör çetesi ortaya çıkınca haklı çıktı. Çünkü Kiesewetter'in beylik tabancası NSU üyeleri Uwe Böhnhardt ve Uwe Mundlos'un başarısız banka soygunu sonrasında Eisenach kentinde intihar ettikleri karavanın içinde çıktı. Kiesewetter'in kan lekeleri de Mundlos'un giydiği eşofmanda bulundu. Bu iki bilgi de cinayetin Mundlos ve Böhnhardt tarafından işlendiğini gösteren en güçlü delil olarak kayıtlara geçti. Cinayeti soruşturan ekip, sadece bu bilgiyi değerlendirmeyerek ihmalde bulunmadı. Daha bir çok inanılmaz ihmalleri ortaya çıktı.
İHMAL ÜSTÜNE İHMAL
İşte o ihmallerden bazıları: Michele Kieseweter'in öldürüldüğü yerde yeteri kadar ciddi delil toplanmadı... Cinayet sırasında olay yerinde olan görgü tanıklarının ifadesi alınmadı... Üstelik kimlik bilgileri bile alınmadan olay yerinden uzaklaştırıldılar... Çizilen robot resim basına dağıtılmadı...
Bu kadar ihmalden sonra akıllara “Alman polisi bu kadar ihmal yapar mı?” sorusu geliyor. Hem de öldürülen bir polis memuru iken.
BU KADAR TESADÜF ÇOK FAZLA
NSU soruşturması boyunca bilgi sahibi olduğu sanılan veya soruşturma ekiplerine, cinayetler ve örgüt hakkında bilgi verecek durumdaki tanıkların peş peşe öldüğü biliniyor. Kiesewetter soruşturmasında da benzeri bir olay yaşandı. Aşırı sağcı çevrelerle ve suç şebekeleriyle bağlantısı bulunan Florian Heilig (21), cinayetle ilgili olarak polise bilgi vereceği gün ölü bulundu. Polis, aynı gün Heilig'in aşk acısı sonucu intihar ettiğini açıkladı. Ancak Heilig’in ailesi anne ve babası, oğullarının çok şey bildiği için cinayete kurban gittiğine inanıyor. Baba Heiling, “Florian bize bildiklerini anlatması ve bizim de bunları öğrenmemiz durumunda hayatımızın tehlikeye gireceğini söyledi” dedi.
KRİMİNOLOJİ UZMANININ İDDİASI
Polisin, Michele Kiesewetter cinayetiyle ilgili bilgisine başvuracağı sırada bu kez Florian'ın eski sevgilisinin ölmesi “Bu kadar tesadüf mü olur?” sorusunu akıllara getirdi. Almanya'nın tanınmış kriminoloji uzmanı Prof. Thomas Feltes, “Eğer Kiesewetter cinayeti aydınlatırsa NSU gerçeği ortaya çıkar. NSU gerçeği ortaya çıkarsa hukuk devleti Almanya zarar görür” diyor.