Güncelleme Tarihi:
Zürih Film Festivali organizatörleri, hayat boyu yaptığı yönetmenlik çalışmaları dolayısıyla kendisine verilecek ödülü almak üzere İsviçre'ye gelen Polanski'nin, Zürih polisince gözaltına alındığını belirtti. Organizatörler, Polanski'nin, ABD tarafından 1978'de çıkarılan tutuklama kararı nedeniyle gözaltına alındığını kaydetti.
Zürih polisinden henüz söz konusu haberi teyit eden bir açıklamada bulunulmadı.
HAYATI DA FİLM GİBİPolanski'nin eşi Sharon Tate, 9 aylık hamileyken öldürüldü.
Polanski, mahkeme tarafından kendisine yöneltilen 13 yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz suçlamasını kabul etmesinden 1 yıl sonra, 1978'de ABD'yi terk etmişti.
Polanski, 1933'te Polonyalı bir Yahudi ile bir Rus göçmeninin oğlu olarak Paris’te dünyaya geldi. Üç yaşında ailesi ile birlikte Krakov’a taşındı. 1940’da şehrin Almanlar tarafından işgal edilmesi ardından ailesi bir toplama kampına gönderildi.
Naziler tarafından götürülmesinden hemen önce babasının sayesinde kaçmayı başaran Polanski, iyiliksever Katolik ailelerin yardımı sayesinde hayatta kalmayı başardı. Annesi Auschwitz’de öldü, kamptan sağ olarak kurtulmayı başaran babası, oğluyla birlikte Krakov’a döndü.
Babasının tekrar evlenmesi üzerine, artık bir yetişkin olan Polanski evden ayrıldı. Babası, Polanski’yi bir teknik okula gönderdi. 1950’de bir sinema okuluna devam etmek üzere okulu terk eden Polanski, aynı zamanda, Krakov tiyatrosunda aktör olarak işe başladı. İlk sahne deneyimini 1954’de Andrezj Wajda’nın “Pokolenie / Bir Kuşak”ı ile oldu.
1954’te Lodz’un ünlü Devlet Film Okulu’nda yönetmenlik bölümüne giren Polanski, üç yıl sonra öğrencilik döneminin ilk filmi olan “Rozbijemy Zabawe/ Break Up The Party” yi çekti.
İlk tanınan filmi 1962’de çektiği “ Knife in The Water - Suda Bıçak” oldu. Sonraki iki filmini çekmek üzere İngiltere’ye giden yönetmenin burada yaptığı ilk film olan “ Repulsion - Tiksinti”, parlak bir başarı elde edemedi.
Polanski’nin Hollywood’a ayak basışı, 1968’de çektiği korku filmi “Rosemary’s Baby- Rosemary'nin Bebeği ” ile oldu.
Roman Polanski'nin yaşamı travmatik olaylarla dolu. Çocuk yaşta yaşadığı soykırım dehşetinin ardından ikinci eşi Sharon Tate de 9 aylık hamileyken Charles Manson çetesi tarafından bıçaklanarak öldürüldü.
Rosemary'nin Bebeği'nden sonraki filmi Macbeth, bir Shakespeare uyarlaması ve Tate’in öldürülmesinin hemen ardından çekilmesi, yönetmenin hissettiği acı ve şiddetin filme yansımasına sebep oldu.
Polanski'nin sinema tarihinde çığır açan filmlerinden biri Rosemary'nin Bebeği. |
1977 yılında yönetmenin adı çok farklı bir sebeple gazete sayfalarında yer almaya başlayacaktır: Polanski, 13 yaşında bir kıza tecavüzden(ki bu olayın Jack Nicholso'un evinde vuku bulduğu rivayet edilir) suçlu bulunur. Bu olayın ardından çalışmalarına Hollywood’da devam etmesi imkânsızlaşınca, Paris’e yerleşir ve Fransız vatandaşlığına geçer. 1979 yılına kadar da film yapmaz. Thomas Hardy’nin bir romanından uyarlanan üç saat uzunluğundaki “Tess” (17 yaşındaki Nastassja Kinski filmde rol alacaktır.), Fransa’da o zamana kadar çekilen en pahalı film olur. Bunun karşılığını, Polanski’ye bir Oscar ödülü ve Cesar’da en iyi yönetmen ödülüyle ödeyecektir.
Polanski, Piyanist adlı filmle de 2003 yılında Oscar ödülü kazanmıştı.
Roman Polanski'nin unutulmayan filmleri arasında ilk önemli yapımı Sudaki Bıçak, Rosemary'nin Bebeği, Machbet, Tess, Çin Mahallesi, Acı Ay, Ölüm ve Bakire, Dokuzuncu Kapı, Oliwer Twist, Piyanist sayılabilir. Yönetmen son olarak bu yıl The Ghost adlı filmi çekti.