Nur BATUR / NEW YORK
Oluşturulma Tarihi: Eylül 15, 2005 02:08
ABD Başkanı Bush, BM liderlerine verdiği resepsiyonda Başbakan Erdoğan’ın koluna girerek, Irak Lideri Talabani’ye ‘Türkiye kaygılı, PKK’ya karşı bir şey yapsan iyi olur’ dediğini aktardı. Bush’un topu Talabani’ye atması Erdoğan’ı memnun etmedi.
BİRLEŞMİŞ Milletler’in (BM) Dünya Liderler Zirvesi için New York’a gelen Başbakan Tayyip Erdoğan, tarihi Waldorf Astoria Oteli’ndeki odasına girer girmez televizyonu açıyor. Odada Abdullah Gül ve bazı danışmanları var. Biraz şaşırıyorlar. Fox TV’deki canlı yayında, Irak Devlet Başkanı Celal Talabani ile ABD Başkanı George Bush konuşuyorlar. 175 dünya liderinin New York’a akmaya başladığı saatlerde Bush, Talabani’yi ağırlıyor. Hem de Beyaz Saray’da. Böylece Erdoğan, New York’a ayak basar basmaz, Irak, PKK terörü ve Celal Talabani gündeme damga vurdu.
KONUYU BUSH AÇTI
Başkan George Bush’un ilk gece Waldorf Astoria Oteli’nin 18. katında verdiği görkemli resepsiyonda da yine Talabani gündemdeydi. 300 kişilik resepsiyona, Tayyip Erdoğan ile Emine Hanım birlikte katıldı. Konuklarını kapıda karşılayan Bush, Erdoğan’ı görür görmez hemen Talabani’yle görüşmesini açtı. Erdoğan’ın koluna girdi ve ‘Bugün Talabani’yle konuştum. ‘Türkiye’nin PKK konusunda kaygıları var. Bir şeyler yaparsanız iyi olur’ dedim’ diye anlattı. Böylece Bush, PKK sorununu ilk açan oldu; ama Erdoğan’ın duymak istediği mesajı vermedi.
BUNUN FARKINDAYIZ
ABD’nin Ankara’daki Maslahatgüzarı Nancy Macdowny, ne kadar ‘Bin Ladin neyse, bizim için Öcalan da aynı’ diye açıklama yapsa da, Bush, PKK için topu yine Talabani’ye attı. Erdoğan ise bir kez daha, Kuzey Irak’taki PKK teröristlerinin Türkiye’nin iç güvenliğini tehdit ettiğini hatırlattı. Bush da ‘Bunun farkındayız’ demekle yetindi. Bakalım Bush’un uyarısı ne kadar işe yarayacak? Celal Talabani, yarın buluştuklarında Erdoğan’a Kuzey Irak’taki PKK faaliyetleri için ne diyecek?
KIZLARINIZ NASIL?
PKK için söz vermese de, Bush ve eşi Laura, Erdoğan çiftine özel ilgi gösterdiler. Kapıda dörtlü fotoğraflar çektirildi. Başbakan’ın danışmanlarına göre, Laura Bush ile Emine Erdoğan karşılaşınca öpüştüler. Laura, Emine Hanım’a, ‘ABD’de okuyan kızlarınız nasıl? Ne yapıyorlar?’ diye sordu. Bu arada Erdoğan da Bush’a, New Orleans’taki kasırga yüzünden yaşanan felakette ölenler için başsağlığı diledi.
REFORMİST LİDER
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın New York’taki ilk gününe, Irak’ın geleceğinin yanı sıra Türkiye, İslam ve demokrasi de damgasını vurdu. Dış İlişkiler Konseyi’nde, Başkan Joan Spiero, Erdoğan’ı kürsüye, ‘Türkiye’de ekonomik ve siyasi değişimi yapan reformist lider’ diye davet etti. Sonra da, ‘Biz sizi uluslararası lider olarak görüyoruz’ diye ekledi.
ŞAŞIRTAN SÖZLER
100 kişilik salondan gelen sorularda da ağırlık yine Irak’tı. Irak’ın birliğini korumak için Türkiye nasıl rol oynayacak? Demokrasinin yerleşmesi için ABD ne yapabilir? Demokrasi ve İslam’a gelince, üyelerden biri ‘İslam’ın modernizasyonundaki başarınız diğer İslam ülkelerine örnek olur mu?’ diye sordu. Bir başkası da, ‘Türkiye’de İslam ile demokrasiyi evlendirdiğiniz için hayranınızım’ diye övgü yağdırdı. Erdoğan da bundan etkilenmiş olacak ki, ilk kez AKP iktidarının Türkiye’yi İslam dünyasına açtığını, Suriye’yi Lübnan’dan askerini çekmesi için de ikna ettiğini söyledi. Erdoğan’ın bu sözleri salonda biraz şaşkınlık yarattı.
‘Annan’ın halefi olacak’ iddiası
BU arada arada biraz da liderler zirvesindeki havayı aktarayım. ANA uçağıyla bütün gece uçtuktan sonra New York’a indiğimiz sabah saatlerinde kriz hálá aşılamamıştı. Kofi Annan’ın hazırladığı, açlıkla mücadele, silahsızlanmaya karşı alınacak tedbirler ve BM’nin reformunu öngören plan üstündeki kavga sürüyordu. Herkes, BM’nin, tarihinin en büyük krizini yaşadığı kanısında. Annan’ın koltuğu da sallanıyor. Nedeni ise Irak’a gıda karşılığı petrol programında, BM’nin yolsuzluğa bulaşması. Peki Annan, görev süresinin sonuna kadar kalabilecek mi? Kiminle konuşsam, ‘Bush’un baskısı devam ederse zor’ diyor. Giderse kimin mi adı geçiyor? Bir Amerikalı diplomatla konuştum, ‘Kemal Derviş’ diyor. Washington, BM Kalkınma Programı’nın başına oturan Derviş’e hálá sempatiyle bakıyor.