Güncelleme Tarihi:
"Türkiye, IŞİD ile mücadelede yapması gerekeni yapmıyor. Türkiye hangi tarafta yer almak istediğine karar vermeli. Batı koalisyonuna bağlı kalmalı. Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin parçasını olmasını istiyoruz, ama top Türkiye’nin sahasında."
Türkiye, IŞİD’le mücadelede yeterli çaba gösteriyor mu?
Samimiyetle söylemem gerekirse Türkiye, IŞİD’le mücadelede yapması gerekeni yapmıyor, yaptıkları yeterli değil. IŞİD’e karşı mücadeleyi sürdürme ve destekleme konusunda daha fazla çaba göstermesi gerekiyor. IŞİD son derece tehlikeli ve sadece bölge için değil Batı toplumları için de insanlık dışı bir tehdit. Kobani’de Kürtlerin katledilmesini görmezden gelemeyiz. Mümkün olan en kısa zamanda bu katliama müdahale etmeliyiz. Türkiye’nin de müdahale etmesi gerekiyor.
Askeri müdahaleden mi bahsediyorsunuz?
Türkiye hangi tarafta yer almak istediğine karar vermeli. Her iki ekiple oynayamaz ya da hakemlik yapmaya çalışamaz. Bir savaş söz konusu ve Türkiye askeri unsurlar da dahil olmak üzere tüm unsurları kullanmalı ve Batı koalisyonuna tam bağlılık göstermeli.
Mültecilere yapılan yardımı çaba olarak görmüyor musunuz?
Mültecilere yardım konusunda Türk hükümetinin yaptıklarını takdir ediyoruz. Sosyal demokratlar olarak mültecilere ev sahipliği yapmanın yükünü ve sorumluluğunu anlıyoruz ancak Türkiye’nin rolü sadece mültecilerle sınırlı olamaz. Türkiye koalisyonda da aktif rol oynamalı.
IŞİD’le mücadeleyle çözüm sürecinin geleceği arasında bağlantı var mı?
Kürt sorununun siyasi şekilde çözülmesi gerekiyor. IŞİD’le mücadeleyle çözüm sürecini birbiriyle ilişkilendirmemek gerek. Kobani bağlantılı bazı zorluklar olduğunu anlıyoruz. İki süreç paralel şekilde ilerlemeli.
Son dönemde PKK’nın AB terör listesinden çıkarılması çağrılarında artış var…
PKK’yı bir gecede AB terör listesinden çıkarmak mümkün değil. Öncelikle PKK’nın da demokratikleşme sürecinde kaydettiği ilerlemeyi görmeliyiz. Müzakereler sürüyor ve süreç sonunda Türk hükümeti ve PKK’nın demokratik şekilde konuşmanın yolunu bulmasını, PKK’nın her tür silahlı devrim yaklaşımını bir kenara bırakmasını umuyoruz. Aksi takdirde PKK’nın listeden çıkmasını kabul edemeyiz.
Türkiye’nin AB üyeliğine destek veren bir isimsiniz. Temaslarınızdaki ana mesajınız ne olacak?
Ankara’ya gittiğimizde vermek istediğimiz ana mesaj şu olacak: “Size yardım etmemiz için bize yardımcı olun”. AP’de ve gruplar arasında ilişkilere yeni bir başlangıç yapma isteğinin olduğunu görüyoruz. Bunu yapabilmemiz ve Brüksel’de güçlü olabilmemiz için reformlara ihtiyaç var.
Sizce en sorunlu alanlar hangileri?
Yargı alanında, medyanın bağımsız olması ve bunun korunması için medyada çoğulculuğu sağlamada, kadın hakları, azınlık hakları ve genel anlamda insan hakları alanlarında reforma ihtiyaç var. Bunlar süreci bir kez daha yeniden başlatmak ve Türkiye’nin AB’ye katılımına yardımcı olmak amacıyla elimizde araçlar olması için olmazsa olmaz şartlar.
Türkiye’nin bir yandan AB konusunu öne çıkarırken diğer yandan bazı geri adımlar attığı tespitini paylaşıyor musunuz?
Geleceğine karar vermesi gereken Türkiye. Şu an Türk politikasında mevcut olan paradoksların aşılması gerekiyor. İnsan hakları alanında herhangi bir geri adımı kabul etmemiz söz konusu değil. İsteğimiz ve beklentimiz açık ve şeffaf. Türkiye’nin AB’nin parçası olmasını istiyoruz ama top Türkiye’nin sahasında. Son yıllarda ve aylarda durum daha da karmaşık hale gelmeye başladı. Türkiye’ye AB’nin parçası olmanın önemini hafife almamasını tavsiye ederim.
Bir sosyal demokrat olarak mevcut hükümete bakışınız nedir?
Türkiye’deki vatandaşların demokratik bir şekilde seçtiği AK Parti hükümeti ya da ne tür olursa olsun bir Türk hükümetine karşı herhangi bir önyargımız yok. Değerlendirmelerimizi ancak olgular temelinde yapabiliriz ki bunlar da reformlar ve Türkiye’nin demokrasi çerçevesinde kalması.
Farklı bir hükümet tercihiniz yok o zaman…
Tabii ki doğal tercihimiz sosyal demokrat bir hükümet olması çünkü bu durumda destek olmamız daha kolay olur ama reformlar yapıldığı sürece bunları kimin yaptığı bizim için çok önemli değil. Önemli olan Türkiye’nin AB yolunda gerçek ve somut ilerleme sağlaması. Ziyaretimin önemli bir amacını da kardeş partimizle ilişkileri güçlendirmek oluşturacak. Umudumuz Avrupalı bir sosyal demokrat parti olma yolunda ilerlemeleri.
CHP’nin “Avrupalı” olmadığını mı düşünüyorsunuz?
İlerleyen ve gelişmekte olan bir parti. Bu gelişim yolunun tam bir sosyal demokrat partiye doğru dönmesini umuyoruz.
Kıbrıs’taki son gelişmelere yönelik sert çıkışlarınız oldu…
Kıbrıs sorunu durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Türk hükümetinin Ek Protokolü uygulamasını ve Kıbrıs’ı tanımasını umuyoruz aksi takdirde 23., 24. ve enerjiyle ilgili olan başlığın açılması mümkün olmayacak ve ilerleyemeyeceğiz.
Tartışmalara bir de münhasır ekonomik bölge konusu eklendi…
Münhasır ekonomik bölge konusunda uluslararası hukuka saygı gösterilmesini bekliyoruz. Bu tür davranışlar düşmanca eylemler ve Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik müzakerelere uygun yaklaşımlar değil. Ana soruna ek sorunlar eklenmemeli. Türkiye’nin bir yandan katılım müzakerelerini sürdürürken diğer yandan bir üye ülkeyi tanımamasını kabul edemeyiz. İki konu birbiriyle bağlantılı.