Güncelleme Tarihi:
Peynir, genellikle insanların en sevdiği yiyecekler arasında yer alıyor. Öyle ki peynire adanmış pek çok festival bile yapılmakta.
Dünyada ortalama 3 bin çeşit peynirin olduğundan söz ediliyor. Bu kadar çok çeşidi olan bir yiyeceği tatmak, kahvaltılarda, kokteyllerde görsel şölen yaratan peynir tabakları hazırlamak ya da onları leziz tariflerde kullanmak hayatı güzelleştiren detaylardan.
Ancak bazı iddialara göre peynirin şaşırtıcı bir tarafı da var.
Gece geç saatlerde peynir yemenin, garip rüyalara ve hatta kabuslara sebep olabileceğine dair bazı görüşler söz konusu.
1964’te bir araştırmacı, sürekli kabuslar gören bir hastanın her akşam bir parça çedar peyniri yeme alışkanlığını bıraktığında kabuslardan da kurtulduğunu kaydetmişti.
2005 yılında İngiliz Peynir Kurulu tarafından yapılan bir araştırmada, kaşar peyniri yemenin rüyalara neden olduğu ve insanların ünlüler hakkında rüyalar görmesini sağladığı sonucuna varılmıştı. Bu çalışma bilimsel değildi ve sonuçları bir dergide yayınlanmadı ancak bulgular peynirin rüyaların içeriğini etkileyebileceği inancını sürdürmeye yardımcı oldu.
SADECE BİLMEK BİLE GERÇEĞE DÖNÜŞMESİNE NEDEN OLABİLİR
Öte yandan peynirin kabuslara neden olduğuna dair net bir kanıt henüz bulunmuyor. Ancak, Montreal Üniversitesi'nde psikiyatri profesörü olan Tore Nielson, ilginç bir çıkarımda bulunuyor, “Bu söylentinin yaygınlığı, durumu gerçeğe dönüştürmek için yeterli olabilir” diyor ve ekliyor:
“Peynirin kabuslara neden olduğunu bilmek bile rüyalarınızın etkilenmesine neden olabilir. Çünkü insanlar bunu telkin edebilir.”
SÜT ÜRÜNLERİ RAHATSIZ EDİCİ RÜYALARA NEDEN OLUYOR
Konuyla ilgili başka bir dolaylı açıklama da peynirin yüksek laktoz içeriği ile ilgili. Nielson’ın 2015 yılında yaptığı bir araştırmaya göre, insanların sadece yüzde 17’sinin rüyaları yedikleri besinlerden etkileniyor. Ancak burada ilginç bir nokta var ki; rahatsız edici rüyalara neden olduğu en sık bildirilen yiyeceklerin başında süt ürünleri geliyor.
“Bu etkilerin laktoz intoleransı ile ilgili olması mümkün” diyen Nielson şöyle devam ediyor: “Rüyalar somatik (bedenle ilgili) kaynaklara dayandığından, laktozun gaz, şişkinlik ve ishal gibi semptomlar üretmesi sebebiyle rüyaları etkilemesi dolaylı yoldan muhtemeldir.”
BULGULAR ÇELİŞİYOR
Nielson’ın söyledikleri süt ürünlerinin rüyaları etkilediği yönünde olsa da, bu konuda aslında hiçbir kanıt bulunmuyor. Kanıt bulunmaması bir yana, laktoz oranı yüksek inek sütü uykuya yardımcı olma konusunda ciddi bir üne sahip. Bu da bulguların çelişmesine neden oluyor.
1974 ve 2019 yılları arasında yürütülen 14 çalışmanın yakın tarihli bir incelemesi, dengeli bir beslenmenin parçası olarak süt ve süt ürünlerinin uyku kalitesini iyileştirebileceğini öne sürüyor.
SEBEP AKŞAMLARI PEYNİR YEME GELENEĞİ Mİ?
Bazı uzmanlar, peynir hakkında çıkan rüyaları etkileme ve kabuslara neden olma iddialarının, Avrupa’da yemekten sonra peynir yeme geleneği ile açıklanabileceğini söylüyor. Belki de gece geç saatlerde yenen herhangi bir besin rüyalarımızı etkileme özelliğine sahiptir ancak en azından Avrupa’da suç peynirin üzerine kalıyordur.
VÜCUT ISISI FAKTÖRÜ
Uyku uzmanı Neil Stanley, iyi bir gece uykusu için vücut ısısının bir derece düşürülmesi gerektiğinden bahsediyor, “Gece geç saatlerde yağ ve şeker oranı yüksek besinler tüketirseniz kalori yakmanız gerekir. Bu da vücut ısınını arttırır. Böylece uyku sırasında sorunlar ortaya çıkar” diyor.
Bununla birlikte, artan vücut ısısının rüyalarımızı başka şekillerde etkilediği biliniyor. Yüksek vücut ısısı, uzun zamandır halüsinasyonlar ve canlı rüyalar ile ilişkilendiriliyor.
Avustralya'daki Central Queensland Üniversitesi'nde araştırma görevlisi olan Charlotte Gupta, “Peynirin kabuslara neden olmasını şununla açıklayabiliriz; yatmadan önce yemek yemenin uykuyu bozma olasılığı çok yüksek ve peynir de sindirilmesi zor olan bir besindir” şeklinde konuşuyor.
Yatmadan önce yenen her besin elbette kabuslara neden olmuyor. Bazı yiyecekler daha kaliteli bir uykuya geçiş için oldukça faydalı olabiliyor. Araştırmalar, kivi yemenin iyi bir serotonin kaynağı olduğunu ve daha rahat bir uykuya yol açabileceğini söylüyor.
Konuyla ilgili yapılan bir çalışmanın sonuçlarından bahseden Gupta, “Meyve, sebze, baklagiller ve kuruyemişler bakımından zengin olan Akdeniz diyeti ve buna benzer beslenme şekillerini tercih edenlerin uykularının oldukça kaliteli olduğu biliniyor” diyor ve ekliyor:
“Bunun arkasındaki mekanizma muhtemelen bu gıdaların yapısından kaynaklanıyor. Birçoğu uykuyu teşvik eden hormon olan melatonin içeriyor.”
New York'taki Columbia Üniversitesi'nde beslenme tıbbı doçenti Marie-Pierre St-Onge, “Bitkisel gıda ve lif bakımından daha yüksek, doymuş yağ ve şekerden daha düşük bir beslenme şekli uygulamak daha iyi uyku ile ilişkili gibi görünüyor. Peynir ise lif bakımından düşük, doymuş yağ oranı bakımından yüksektir" diyor.
AÇ UYUMAK DA RÜYALARI ETKİLEYEBİLİYOR
Öte yandan Nielson'ın araştırmasına göre, yatağa aç ve susuz gitmek de rüyaları etkileyebiliyor ve kabuslara neden olabiliyor. Nielson, "Yaptığımız bir çalışmada, yemek aralarının daha uzun olduğunu bildiren deneklerin kabus görme oranı daha fazlaydı. Uzun süre aç kalmanın da rüyaları etkilediği ve kabuslara neden olduğunu biliyoruz” ifadelerine yer veriyor.
Tün bu çalışmalara ve açıklamalara rağmen yine de peynir ve kabuslar arasındaki bağlantıda en az Emmental peynirinde olanlar kadar çok boşluk görünüyor…
Peynir bizim ülkemizde de çok fazla tüketilen besinlerden biri. Kahvaltı sofralarımızın vazgeçilmez lezzeti, tostların, sandviçlerin ana malzemesi olan peynir gerçekten kabuslara sebep oluyor mu?
İşte 3 farklı uzmandan peynir ve kâbus yorumu…
‘KONU PEYNİR DEĞİL İNANÇTIR’
Uzman Psikolog Ramazan Şimşek, konunun aslında peynirden ziyade inanç olduğuna dikkat çekiyor, Tore Nielson’ın ‘telkin’ teorisine destek veriyor. Şimşek şunları söylüyor:
“Benzer bir inanış bizim kültürümüzde de vardır; ‘Eğer yatağınızda ekmek kırıntıları varsa kabus görürsünüz.’ Peki, kabusa neden olan nesnenin kendisi midir yoksa zihnin ve duyguların çalışma prensipleriyle mi ilgilidir?
Bahsedilen konu psikoloji bilimin en temel konularında birisidir. Telkin, plasebo ve kendini gerçekleştiren kehanet kavramları bu konuya açıklık getirmektedir.
Şöyle anlatayım; farmakolojik araştırmalarda bir hasta grubuna içinde etken maddenin olduğu ilaç verilirken kontrol grubuna ise içinde etken maddenin olmadığı boş bir kapsül ya da içinde su olan bir kapsül verilir. Kontrol grubundaki hastalara verilen ilacın içinde hastalığa iyi gelecek etken maddenin olduğu ifade edilir yani bir anlamda telkin verilir.
İşin ilginç yanı birçok araştırma sonucunda boş kapsül alan hastaların %25 ile %70 arasında değişen iyileşmeler bildirilmektedir. Buna plasebo etkisi denir.
Annesini emerken uykuya geçen bir bebeği düşünün. Anne gerçek meme yerine biberon verdiğinde de bebek onu meme gibi algılar ve benzer şekilde uykuya geçer.
Bir başka örnek daha vereyim; panik bozukluğu olan bir hasta otobüse bindiğinde panik atak yaşayacağına 'inanır'. Hasta otobüse biner ve panik atak nöbeti geçirir. İşte kendini gerçekleştiren kehanet örneği.
Hipnozla sigara bırakma seanslarında kişi transtayken (beyin alfa dalgasındayken) kişiye her sigara içtiğinde tiksinme hissedeceği telkin edilir ve kişi uyandıktan sonra sigara içme girişimine başlar başlamaz tiksinme belirtileri hisseder. Beynin amigdala bölgesi bahsettiğimiz durumu gerçekleştiren bölgedir.
Özetle konu peynir değildir 'inanç'tır.”
‘LAKTOZ İNTOLERANSI UYKU KALİTESİNİ BOZABİLİR’
Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Özdal Ersoy, süt ve süt ürünlerinin uykuyu ya da rüyaları etkileyebilme olasılığını laktoz intoleransı üzerinden değerlendiriyor:
“Süt ve süt ürünlerinin içinde bulunan laktoz şekeri molekülünü parçalayıp, bağırsaklardan emilimine hazır hale getiren sindirim enzimine ‘laktaz’ adı verilir. Bazı kişilerde bu enzim az üretilir ya da hiç üretilmez. Bu gibi durumlarda kişi süt ya da süt ürünlerini tükettiğinde içindeki laktoz süt şekeri parçalanmaz, ince bağırsaklardan emilemez. Bu emilemeyen büyük şeker molekülleri kişinin bağırsaklarında belirgin gaz ve şişkinliğe yol açar. Bu duruma ‘laktoz intoleransı’ adı verilir.
Özellikle gece uyumadan önce içilen 1 bardak süt ya da tüketilen süt ürünleri laktoz intoleransı olan kişilerde (yani laktaz enzimi yetersiz ya da hiç olmayan kişilerde), gece bağırsaklarda gaz ve şişkinliğe, hatta karın ağrısı krampları ve ishale neden olur. Sonuç olarak da kişinin uykusunun kalitesi bozulabilir, derin uyku fazına geçiş yapamaz.
Bu sebeple laktoz intoleransı olan kişilere gece yatma saatlerine yakın zamanlarda süt ve süt ürünleri tüketmemeleri ya da laktaz enzimi içeren preparatlarla birlikte tüketmeleri önerilir.”
'UYKU APNESİ LAKTOZ İNTOLERANSI NEDENİYLE ŞİDDET KAZANABİLİR'
Beslenme ve Diyet Uzmanı Ecem Tuğba Özkan ise laktoz intoleransının uykusuzlukla çeşitli şekillerde bağlantılı olduğunu söylüyor:
"İntoleransınızın olduğu yiyecekleri tüketmek, kronik stres altındaysanız bağırsak iltihabına neden olabilir. Bunun nedeni ise stresin kortizol düzeylerini yükseltmesi. Kortizolün yükselmesi durumunda adrenal bezler devreye girer ve enfeksiyonu yönetmek için hormon salgılar. Bu hormonlar ise uykuya dalma durumunuzu olumsuz etkiler.
"Uzun vadeli bir başka sonuç da bu bezlerin aşırı çalışması nedeniyle veriminin azalması. Yeteri düzeyde hormon ve enzim salınımı olmadığı durumlarda uyku düzeniniz olumsuz etkilenir. Laktoz duyarlılığına sahip olmak, laktoz sindiriminden sorumlu olan bir laktaz enziminin eksik olduğu anlamına gelir. Vücudunuz yeterli miktarda sindirim enzimi üretemediğinde şişkinlik, hazımsızlık ve uyku sorunları ortaya çıkar. Uyku apnesi de aynı zamanda laktoz intoleransı nedeniyle şiddetlenebilir."