Güncelleme Tarihi:
BÖLGEDE GERGİN BEKLEYİŞ...
Sırbistan kendisinden ayrılan takriben Trakya Bölgesi büyüklüğündeki toprak parçası için bakalım nasıl bir mücadele verecek? Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nın bağımsızlık ilanıyla benzeyen yanları var mı? Ya da bağımsızlık peşinde mücadele veren diğer etnik gruplara yeşil ışık mı yakılıyor?
ABD ‘nin Clinton döneminde Kosovalılar’a verdiği bağımsızlık sözü de bu şekilde yerine getirilmiş oluyor. Avrupa Birliği'nin de tek yanlı bağımsızlığını ilan eden Kosova'ya , EULEX adı verilen polis ve yargı gücünün görevlendirilmesi de gerçekleşti.
Siyasi yorumcular ,27 üyeli AB'de büyük ülkeler dahil olmak üzere en az 20 ülkenin, Kosova'nın tek yanlı bağımsızlık ilanını hemen tanıyacağı görüşünde. Türkiye’nin daha önce defalarca Rusya ve Sırbistan bağımsızlık ilanına karşı olduklarını deklare etmişlerdi. Sırbistan, bağımsızlık ilanı halinde diplomatik ve ekonomik yaptırımlara başvuracakları tehdidinde de bulunmuştu. Geçtiğimiz gün ikinci kez göreve seçilen Sırbistan Cumhurbaşkanı Boris Tadiç ,yemin töreninde yaptığı konuşmada, "Kosovamız için savaşmaktan asla vazgeçmeyeceğim." Demecini vermekten çekinmiyordu. Bakalım Sırbistan bir savaş çıkarmaya cesaret edebilecek mi?
Kanayan topraklar…
Kosova, kuzeydoğudan Sirbistan, kuzeybatıdan Sancak ve Karadağ, güneyden Arnavutluk, güneydoğudan da Makedonya ile sınırları olan ,yüzölçümü 10.877 km2 ile dünyanın en karmaşık etnik coğrafyalarından biridir. Bu topraklarda hiç bir zaman sürekli barış olmamıştır. Tarih boyunca kanayan bu topraklarda yaşayan insanların kaderi bağımsızlık ilanından sonra acaba değişecek midir?
Â
Kosova’nın nüfusu 2.5 milyon olup nüfusun % 90' ı Arnavut kökenli Müslümandır. Geriye kalan nüfusun çoğunluğu Sırp asıllı Hıristiyandır. Sırplar, Ortadoks mezhebine bağlı olmaları itibariyle Katolik ve Protestan Avrupa’da farklı bir yere sahiptirler.
Kosova, 1. ve 2. Kosova meydan savaşlarının ardından 1455’de Kosova’nın kuzeyindeki topraklarda dahil edilerek  Rumeli Eyaleti’ne bağlı Vuçitrin ve Üsküp sancakları oluşumu içinde yer alır.
1896 yılı istatistiklerine göre Kosova’nın yüzölçümü 28.000 km2, nüfusu 850.000 kişi. 1913 yılında ise yüzölçümü 33.000 km2., nüfusu 1.085.000 kişi olarak belirleniyor ..
Kosova Eyaleti , Balkan Savasları sırasında (1912-1913) , Sırplar tarafindan işgâl ediliyor.
İkinci dünya savaşından sonra 1945’de kurulan Yugoslavya Federatif siyasi oluşumu içinde , Kosova Eyaleti kuruluyor.
Güney kesimleri Makedonya, kuzey kesimleri doğrudan Sırbistan topraklarina katılıyor ve buna bağlı olarak nüfus hareketleri görülüyor.Geriye kalan 10,900 km 2’lik bölgeye Kosova Özerk Cumhuriyeti kurularak Sırbistan Cumhuriyetine siyasi olarak bağlanıyor. Bu anlamda Sırplar bögede siyasi egemenliklerini güçlendiriyorlar.Ekonomik ve siyasi anlamda Arnavutlar baskı gören bir etnik azınlık olarak Sırplarla gerilimli beraberliklerini sürdürüyorlar.
Â
Kosova'da paylaşılamayan ne?
1999 yılından bu yana Birleşmiş Milletlerin kotrolünde bulunan Kosova soğuk savaş döneminin sona ermesinin ardından istikrarını yitiren bir coğrafyada dini ve etnik anlamda aykırı ve farklı ada olarak kaldı.
Dini anlamda halkının çoğunluğunun Müslüman olmasının getirdiği farklılık kadar etnik temelde Arnavut kökenli bir etnik aidiyetin de etkisinin görüldüğü bir saflaşmada Kosovalılar yapayalnız kaldı. Ortadoks Hıristiyan Sırplar 1981 yılında Tito’nun ölümünün ardından Rusya’nın da desteğiyle hiç gecikmeden Kosova’ya yöneldiler.
Miloseviç rejimi sırasında yoğun askeri baskı uygulayarak,kitle cinayetleri soykırım sınırını zorlamıştır. Kosova siyasi anlamda bir Sırp bölgesi haline dönüştürülmeye çalışıldı. Halk göç etmeye zorlandı.Uluslararası kamuoyunun olaya çok geç müdahele etmesinin faturasını yiye Kosova’lılar ödedi.Birleşmiş Milletler birliklerinin olaya müdahelesine kadar geçen sure içinde binlerce masum insan öldürüldü.Bunun bir soykırım olup olmadığı hala tartışılmaktadır.
Kosova dini ve etnik çelişkilerin doruğa çıktığı Nato bombardımanı döneminde çok büyük nüfus hareketlerine maruz kaldı. İnsani yardım Vakfı ‘nın istatistiklerine gore yüzbinlerce Arnavut kökenli Kosovalı komşu ülkelere göç ettiler . Bu göç günümüzde de hala devam etmektedir .Bir anlamda Sırp’ların yıldırma hareketi başarılı olmuş Kosova halkının büyük bir bölümü topraklarını terk etmişlerdir.
Bağımsızlık ilanının uluslararası etkileriÂ
Sırp Misillemesi
Kosova’da olup bitenler konusunda çok çeşitli kuramlar ortaya konuyor.Öncelikle Müslüman Arnavut kökenli halkın Hıristiyan Avrupa’daki varlığı konusunda bazı spekülasyonlar yapılıyor.Nato’nun görevini AB sivil yargı gücüne devretmesiyle yeni bir sayfa açılıyor.
Sırbistan AB ve ABD ile mücadele edecek güçte değil.Üstelik güvendiği Rusya ‘nın da nereye kadar desteğini göreceği de kuşkulu.Bu koşullarda askeri anlamda bir Sırp misillemesi çok zor bir ihtimal. Eğer Sırbistan AB ile entegrasyona gitmek istiyorsa Kosova konusunda taviz vermek zorunda.
AB cephesi...
AB açısından büyük bir diplomatik başarı kabul edilebilecek bu bağımsızlık hareketi aslında soğuk savaş dönemine girildiğinden bu yana Balkanlar’da bozulan dengenin yeniden sağlanmasına yönelik çok önemli bir siyasi adım olarak nitelendirilebilir.Hiç kuşkusuz bunda ABD ‘nin desteği de var.Ekonomik ve siyasi anlamda güçlü bir Avrupa’nın, Rusya ‘ya ve ne olacağı belli olmayan Orta Doğu ‘ya karşı bir Nato cephesi oluşturmasında ABD ‘nin büyük çıkarları söz konusu.Balkanlar’da bozulan denge bir ölçüde yeniden kurulacak ve sağlam demokratik,ve ekonomik anlamda güçlü bir AB –NATO cephesi Ortadoğu’da kendisinden beklenen rolü oynamaya hazır hale gelecektir.
Türkiye ve Ortadoğu cephesi
Kosova’nın bağımsızlığını ilan etmesi Türkiye’de ve Ortadoğu ülkelerinde çok olumlu karşılandı.Bunun nedeni her ne kadar siyasi bir kılıf giydirilmek istense de Müslüman bir topluluğun Hıristiyan dünyasındaki varlığının kanıtlanması duygusallığına da indirgenebilir.
Hıristiyan kulübü olarak nitelendirilen AB ‘nin bu desteği Müslüman dünyaya olumlu mesajlar vermiştir.
Türkiye diplomatik olarak bu anlamda somut bir katkıda bulunmuş mudur bunu zamanla anlayacağız.Bugün için görünen fotoğraf eksiktir.Türk medyasında gösterilen kutlamalar Arnavut kökenli Türk vatandaşlarının etnikve dini anlamda bir desteğinden ibarettir.Bu etnik ve dini desteğin siyasi boyutunu görmek mümkün değildir.
Siyasi anlamda Kosova’nın Türkiye’deki Kürt sorununu çağrıştırması siyasi olarak iki yüzü keskin bir kılıç gibi algılanmasına neden olmuştur.Kosova’nın bağımsızlığını ilan etmesi AB’nin ve ABD ‘nin bölgede etnik gruplara nasıl baktığının da bir başka kanıtıdır.Aynı anlamda Basklar ve diğer etnik grupların bağımsızlık temelli siyasi hareketlerinin de yolu açılmış olmuyor mudur?
Öte yandan Kuzey Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ABD ve AB ülkelerince tanınmamasının da izah edilebilir bir yanı yoktur.Burada ABD ve AB ‘nin uyguladığı çifte standardı anlamak oldukça güçtür.
Bir yanda Kıbrıs konusuyla benzeşmesi anlamında olumlu bakılan bir hareketin ,Kürtler ve Türkiyedeki etnik Kürt topluluğu konusunda olumsuz bir yöne kayması da uluslararası siyasetin ne denli, karmaşık olduğunun bir başka kanıtı olmaktadır.