Güncelleme Tarihi:
Ya da bilindiği kadarıyla kimse sızan belgeler yüzünden bir yere kapatılarak açlıktan ölüme terk edilmedi.
Ancak bunlar geçmişte yaşanan, ya da yaşandığı sanılan olaylardan sadece birkaçı.
İşte belge sızdırmanın uzun tarihinden bazı örnekler.
GENERALİN ÜZERİNE ÖRÜLEN DUVAR
Bu olay yaklaşık olarak MÖ 470 yılında, Sparta’da meydana geldi ve doğrudan bir belge sızıntısının sonucuydu.
Yunan şehir devletlerinin askeri açıdan en güçlülerinden biri olan Sparta’da krallık da yapmış olan General Pausanias kölelerinden biriyle Pers Kralı’na mesaj göndermişti.
Bu durumdan kuşkulanan köle Argilios mektubu açtı ve Pausanias’ın Yunanlara saldırırlarsa Perslere destek olacağını yazdığını gördü.
Yalnız mektupta bir ayrıntı daha vardı. Pausanias kimsenin bundan kuşkulanmaması için Pers Kralı’na mektubu getiren köleyi öldürmesini yazmıştı.
Görevinin böylesine ‘tek yanlı’ bir hizmetten ibaret olduğunu anlayan Argilios, mektubu hemen diğer Yunan şehir devletlerine sızdırdı.
Pers Krallığı Yunanların can düşmanıydı, dolayısıyla Pausanias’ın hareketi 'vatan hainliği' olarak görüldü.
Cezası yanına hiçbir yiyecek bırakılmadan Tanrıça Athena’nın tapınağına kapatılarak üzerine duvar örülmesi oldu.
Rivayete göre, kaçamasın diye üzerine duvar ören öfkeli kalabalık arasında bizzat Pausanias’ın annesi de vardı.
KAPIYA BIRAKILAN MEKTUPLAR
Roma uygarlığı ise, daha çok entrikalarla ön plana çıktı.
Tarihçi Tom Holland, “bugünkü düzeylerde yoğun siyasi mücadeleler vardı. Rakipleri ortadan kaldırmak için belgeler sızdırılırdı” diyor.
Roma döneminde sızdırılan belki de en önemli belgeler, Senato’da konsül, filozof ve döneminin en iyi hatiplerinden olan Çiçero’nun kapısının önünde beliriveren mektuplardı.
MÖ 63 yılında Çiçero, Senatör Catilina’nın darbe planladığına inanıyor, ancak bunu kanıtlayamıyordu.
Kapısının önünde, Catilina’nın müttefikleri tarafından kaleme alınan ve darbe planlarını anlatan mektuplar buldu.
Bu mektupları kimin bıraktığı tarih boyunca cevabı verilemeyen bir soru olarak kaldı, ancak Çiçero bu sayede Senato’yu Roma Cumhuriyeti’nin tehlikede olduğuna inandırdı.
Belki de darbecileri amansız takibi yüzünden, hepsinin idamına bizzat nezaret etmesi istendi.
YENİÇERİLERİN GAZABI
Ama Roma Cumhuriyeti yine de yıkıldı ve yerine gelen imparatorluk önce batıda, Osmanlıların İstanbul’un fethi ile de doğuda tarih sahnesinden silindi.
Hoşgörü kültürüyle nam salan Osmanlı İmparatorluğu’nun bile katı olduğu konular vardı.
Osmanlı uzmanı yazar Jason Goodwin, Osmanlıların gizliliğe çok önem verdiğini belirterek, birçok sultanın sağır-dilsiz hizmetkârları olduğuna işaret ediyor.
Genç Osman olarak anılan İkinci Osman’ın hakikaten de sızıntılardan korkması için nedeni vardı, zira fazla güçlendiğine inandığı yeniçeri ocağını kaldırmak istiyordu.
Her nasılsa bu bilgi sızdı. Yeniçeriler Topkapı Sarayı’nı bastı.
Tartışmalı olmakla birlikte, Genç Osman’ın Yedikule zindanlarında hayaları sıkılarak öldürüldüğü söylenir.
19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun gerileme çağına girdiği dönemlerde modern gazetenin doğumu, belge sızdırma ‘sanatına’ bambaşka bir yön kattı.
ODAYA KAPATILAN GAZETECİ
Belge sızdırma sayesinde en büyük atlatma haberini yapanlardan biri New York Herald’dan John Nugent oldu.
1848’de John Nugent’e ABD ile Meksika arasındaki savaşı sona erdirmek için hazırlanan anlaşmayla ilgili gizli bilgiler sızdırıldı.
Haber kaynağını açıklamayı reddedince öfkelenen senatörler, Nugent’i bir ay boyunca Senato’daki bir komisyon odasına kapatıp tehdit ettiler.
Fakat Nugent sonunda bu badireden Genel Yayın Yönetmeni atanarak çıktı.
DİJİTAL VERİLER
Artık gizlice kahverengi zarf ile iletilen bilgilerin yerini, Panama belgelerinde olduğu gibi bir anda milyonlarca belgenin açığa çıkmasını sağlayan dijital veriler aldı.
Bunu olası kılan teknolojiydi tabii ki.
Vietnam’daki ABD operasyonları hakkındaki gizli bilgileri ortaya çıkaran Pentagon belgeleri gibi diğer bilgi sızdırma olayları için sayfalarca belgenin tek tek elle fotokopisi çekilmişti.
Oysa şimdi bir ‘tık’la bir bakanlık veya şirketin tüm belgeleri hafıza çubuğuna yüklenebiliyor.
Bir mektubu açıp okuyarak Sparta’da ortalığı birbirine katan köleden bugüne çok şey değişti.
Ama bilgi hâlâ güç demek ve artık yazdıkları dijital olarak sızdırılsa da kalem hâlâ kılıçtan güçlü görünüyor.