Pamuk'tan alaycı yorum

Güncelleme Tarihi:

Pamuktan alaycı yorum
Oluşturulma Tarihi: Ekim 25, 2007 15:59

Orhan Pamuk, İtalyan La Repubblica gazetesine verdiği röportajda "Türkiye'de her şey yolunda, siyasi gerilim azaldı" yorumunu yaptı.



 Türkiye'nin Nobel ödüllü yazarı Orhan Pamuk, İtalya'daki günlük gazetelerden La Repubblica'da yayımlanan özel söyleşide, Türkiye'deki mevcut tablo, Ermenilerin iddiaları ve Doğu-Batı ilişkileri de dahil olmak üzere, bir dizi siyasi konuda değerlendirmelerde bulundu.
Söyleşilerde genelde siyasi konulara girmemeyi yeğleyen Pamuk, bu tür konularda konuşmayı kabul etmesinin gerekçesini açıklarken, “Çünkü Türkiye'de işler iyiye gidiyor. Siyasi gerilim azaldı. Bana yönelik gerilim de azaldı. Demokrasi yayılmakta, bu durum da ülkeye iyi gelmekte. Dolayısıyla arada bir, salt edebiyat alanının dışındaki meseleler hakkında da konuşabilirim" dedi.
Medyanın İslam ve Türkiye konusunda genelde klişelere takıldığına değinen Pamuk, şunları söyledi:
"Medya, genel olarak, gerçeğin ayrıntılarına girmekle ilgilenmiyor. Türkiye konusunda bunu görüyorum. Gazeteciler, İslam konusundaki klişelere takılmış durumdalar. Mesela İslamcıları kötü, laikleri iyi gibi gösteriyorlar. Ama durum böyle değil! Türkiye’de sağcı faşist denilebilecek laikler, Avrupa'daki demokratlar gibi liberal eğilimli İslamcılar var. Ama klişeler rağbet görüyor, manşet olabiliyor."
Pamuk, genelde girmek istemediği siyasi konularda da zaman zaman görüş belirtmekte bir beis görmediğini belirterek, “Yazar olarak, silkeleme konusunda başarılı olmaktan dolayı kendimi mutlu ve şanslı hissediyorum. Ama karşı adım, bir kınama oluyor. Benim cezam da, siyasi izahat taleplerini göğüslemek oluyor. Ben bir edebiyatçıyım. Roman sanatının alçak gönüllü bir hizmetçisiyim. Ama herkes gibi benim de siyasi kanaatlerim var" diye konuştu.

“ÜLKEMİN İSLAM'LA ÖZDEŞLEŞTİRİLMESİNE ÇOK SİNİR OLUYORUM"

Pamuk, özellikle ABD'nin Irak'a yaptığı silahlı müdahale sonrasında, İslam konusundaki klişelerin yaygınlaşmasının farklı dinlerin barış içinde bir arada yaşayabilmelerine de riske soktuğuna işaret ederek, şunları söyledi:
“Ben, benim ülkemin otomatikman İslam'la özdeşleştirilmesine çok sinir oluyorum. Özellikle de Irak'taki savaş sonrasında böyle yapılıyor. Bu şekilde davranarak, İslam'ı terörizmle ve kamikazelerle ilişkilendiren insanlar var. Türkiye'ye ya da bir başka Müslüman ülkeye bu klişeyle yaklaşılması, farklı dinlerin uyumlu biçimde bir arada yaşayabilmeleri açısından tehlikeli bir hal almaktadır."
Böyle bir yaklaşımın sadece ABD çıkarlarına hizmet ettiğini belirten Pamuk, “Bu sadece Amerikan çıkarları için gerekli bir şey. Ama son yıllarda, özellikle de George Bush'un Irak'a yaptığı müdahale sonrasında, Batı'nın prestij kaybında ciddi bir artış yaşanıyor. Bunda, savaşa katılmış olan Avrupa ülkelerinin de suçu var" diye konuştu.

“Sadece değerler hiyerarşisinden söz edebiliriz"

Pamuk, Batı medeniyetini diğer medeniyetlerden daha üstünmüş gibi değerlendiren anlayışı da doğru bulmadığına değinerek, şunları söyledi:
“Ben, insanlar arasında hiyerarşiye karşı biri olarak, halklar arasında hiyerarşiye de karşıyım. Aksi taktirde, tehlikeli bir oluşum yaratır, ırkçılığın kucağına düşme riskiyle karşı karşıya kalırız. Dolayısıyla medeniyetler hiyerarşisinden değil, sadece değerler hiyerarşisinden söz edebiliriz."
Pamuk, yeryüzünde her bireyin eşit değerlendirilmesi gerektiğini anımsatarak, şöyle konuştu:
“Dünyadaki her birey eşit düzeydedir. Bu kadar. Bu anlayışı kabul ediyorsak, değerler üzerinde tartışabiliriz. Aksi takdirde, başka bireylere farklı uygarlıklara mensup oldukları için nazik bir şekilde hakaret etmiş oluruz."
Pamuk, “Bununla ne demek istiyorsunuz?" biçimindeki soruya karşılık olaraksa “Örneğin Irak'ta öldürülmüş 10-15 Amerikan, İngiliz ya da İtalyan askerinin, tıpkı onlar gibi öldürülmüş olan 100-200 Iraklıdan daha değerli olduklarına inanmıyorum" dedi.

"Türkiyenin sizin dininize ihtiyacı yok"

Pamuk, Avrupa'da kimi siyasi partilerin Türkiye'nin üyeliğiyle AB'nin Hristiyan kimliğini kaybedeceği endişesi içerisinde olduklarına değinen bir soruya karşılık olarak da, “Türkiye'deki milliyetçiler, bu tür bir yaklaşımdan acayip mutluluk duyarlar" dedi.
Pamuk, bu meseleye din ekseninde yaklaşmadığını belirterek, “Bence Türklerin sizin dininize ihtiyacı yok. Ben, ekonomiyle ilgili meseleler nedeniyle (AB'ye) üyelikten yanayım. Avrupa'nın da Türkiye'ye 'özgürlük, eşitlik, kardeşlik' dediği ilkelerle yaklaşması gerekiyor" diye konuştu.
Pamuk, Türkiye'nin Avrupa'nın yanı sıra Kafkaslar ve Orta Doğu'da yaşayan ülkelerle benzer özellikler taşıdığının hatırlatılmasından sonra, Türklerin hangi coğrafyaya daha yakın oldukları sorusunu, şöyle yanıtladı:
“Türkiye, Araplar, Farslar, Avrupalılar, Balkanlar ve Akdenizlilerle yoğrulmuş bir karışımdır. Ama ben kendimi sadece Türk olarak tanımlıyorum. Bundan da gurur duyuyorum. Tüm bu ögelerin karışımı olmaktan mutluyum. 1923'te doğmuş cumhuriyetin ürünü olduğumu, gururla söylüyorum. Romanlarımda da, muhtelif etkileri ortak bir evde toplayarak, tüm bu unsurları bir araya getiriyorum."

ABD'DEKİ ERMENİ İDDİALARINI İÇEREN TASARI

La Repubblica'daki söyleşide, Pamuk'a Ermeni iddialarını içeren ve ABD Temsilciler Meclisi Dışilişkiler Komitesinde kabul edilmiş olan tasarı hakkındaki görüşü de soruldu.
“Bu soruyu bekliyordum. Ama merak etmeyin, cevabını da vereceğim" diyen Pamuk, soruyu şöyle yanıtladı:
“Benim için bu her şeyden önce ahlaki bir sorun. Türkiye'yi ilgilendiren bir sorun. Ama maalesef uluslararası bir mesele haline gelme yolunda. Ben bu soruna, ifade özgürlüğü açısından bakmak istiyorum. Yani benim ülkemin insanları bu meseleyi, ne tür bir sorun olursa olsun, özgürce konuşabilmelidirler. Türkiye’de ifade özgürlüğüyle alakalı bu ahlaki meselenin, uluslararası bilek güreşine dönüşmüş olması üzüntü vericidir. Çözüm de, insanların bunu özgürce tartışabilmelerinde, nihayet bu meselenin ta içine bakabilmelerinde olmalıdır."
Pamuk, Kürt konusu ve Ermeni iddialarına atıfta bulunularak yöneltilen, “Mensup olduğunuz ülke, kendi geçmişiyle hesaplaşmaktan imtina etme neticesinde, sizce bugün nasıl bir bedel ödüyor" biçimindeki bir başka soruya karşılık olaraksa şöyle konuştu:
“Ödenen en önemli bedel, ifade özgürlüğünün ihlalidir. Ben, benim ülkemin böyle bir bedel ödemesini istemiyorum. Zira ifade özgürlüğü olmayınca, insan onuru da yok oluyor. Öyle bir durumda, bizzat insanlık onuru mahvoluyor. Bizler, ifade özgürlüğünü, insanlık onurunu sahiplenme üzerine temellendirmeliyiz."
La Repubblica'daki söyleşide, siyasetle hiçbir işi olmadığını belirten Pamuk, kendisini, “gayri ihtiyari siyasetin içine düşmüş bir edebiyat adamı" olarak tanımlamanın daha isabetli olacağını da sözlerine ekledi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!