Güncelleme Tarihi:
İçişleri Bakanı Şehriyar Afridi'nin emriyle Federal Soruşturma Ajansı (FIA), Ulusal Veritabanı ve Kayıt Ajansı (NADRA), Pakistan Telekomünikasyon Ajansı (PTA) ve polis şiddet olaylarına karışanların kimliklerini belirlemek üzere çalışmalara başladı.
İslamabad polisinden yapılan açıklamaya göre, İslamabad ve Ravalpindi'de olaylara karışan 500 kişiden 33'ünün kimliği belirlenirken, bu kişilerden 12'si gözaltına alındı. Tahrik-i Lebbeyk Pakistan'ın (TLP) 11 suçtan kaydı bulunan lideri Hadim Hüseyin Rizvi de olaylara karışanlar arasında yer alıyor.
Şeykhupura bölgesinde Lahor kentine giriş çıkışları engelleyen ve burada araçları yakıp yollara barikatlar kuran protestoculardan yakalananların sayısı ise 170'i geçti. Pencap polisi, Şeykhupura bölgesinde protestocuların sadece kamu ve özel mallara değil, polislere de saldırdığını ve 34 polisi yaraladığını açıkladı.
Şiddet olaylarına karışanların kimliğinin belirlenmesi için İçişleri Bakanlığı tarafından WhatsApp şikayet hattı da oluşturdu. Şikayette bulunmak isteyenler bu hatta görüntü ve fotoğraf gönderebilecek. Bilgi paylaşan vatandaşların kimlikleri gizli tutulacak.
Geçen cuma gecesi protestocular ve hükümet arasında yapılan anlaşmayla, hayatı felç eden eylemlere son verme kararı alınmıştı.
Tarafların üzerinde anlaştığı 5 maddeye göre, Bibi davasında kararın değişmesi için verilen dilekçelerde hükümet taraf olmayacak. Hükümet ayrıca Bibi'nin ülkeden çıkmasını engellemek için adını çıkış kontrol listesine ekleyecek.
Eylemlerde yaşanan ölüm, yaralanma ve mala zarar gibi konularda iki taraf da yasal işlem yapılmasını kabul edecek, gösterilerle ilgili gözaltına alınan TLP üyeleri serbest bırakılacak.
Anlaşmanın son maddesine göre TLP, sebep olduğu maddi ve manevi zararlar için özür dileyecek.
ASYA BİBİ DAVASI
Kavga ettiği iki kadın tarafından İslam'a ve Hazreti Muhammed'e hakaret etmekle suçlanan 53 yaşındaki Pakistanlı Hristiyan Bibi, 2009'dan bu yana cezaevinde bulunuyordu.
Bibi için 2010'da önce yerel mahkeme, ardından da 2014'te Lahor Yüksek Mahkemesi idam kararı vermiş bunun karşısında idamını önlemek için çok sayıda kadın ve insan hakları örgütü kampanyalar düzenlemişti.
Anayasa Mahkemesinde 31 Ekim'de görülen temyiz davasında Anayasa Mahkemesi Başkanı Mian Sakıb Nisar, yargılamanın adil yapılmadığını söyleyerek, "Temyiz başvurusu kabul edilmiş ve yerel mahkeme ile eyalet mahkemesinin kararı tersine çevrilmiştir. Şüpheli şahsın idam kararı iptal edilmiş ve serbest bırakılmasına karar verilmiştir." demişti.
Duruşma hakimlerinden Asıf Hosa, yaptığı açıklamada, "Delillerin sunulması ve soruşturmanın yürütülmesiyle ilgilenenlerin gerçeği söylemedikleri ya da en azından hakikati ifşa etmedikleri izlenimi var. Alt mahkemelerin de çelişkili ifadelerle suçlamada bulunması aynı derecede rahatsız edici." ifadesini kullanmıştı.
Pakistan'da İslam'a ve Hazreti Muhammed'e hakaretin cezası idam olmasına rağmen bu ceza hiç uygulanmadı. İnsan hakları örgütlerinin açıkladığı bilgilere göre, halihazırda ülkede 600'ün üzerinde dine hakaret davası var.
ABD Uluslararası İnanç Özgürlüğü Komisyonu'nun yaptığı açıklamaya göre, Pakistan'a dine hakaretten idam cezası alan ya da müebbet hapis cezasına çarptırılan 40 kişi daha bulunuyor.
İnsan hakları dernekleri, dine hakaret suçunun sık sık kişiler tarafından iftira amacıyla kullanıldığını savunuyor. Dernekler, 1990 yılından beri dine hakaret suçlamasıyla 70'in üzerinde kişinin linç edildiği veya cinayete kurban gittiğini duyurdu.