Öztürk'ün Halepçe belgeseli büyük ilgi gördü

Oturumu yöneten moderatör Charles Graves, döneme ışık tutması, Halepçe Katliamı’nın öncesini ve sonrasını kapsaması nedeniyle oldukça ilginç ve ilgi çekici bir belgesel olduğunu söyleyerek, farklı tanıklarla yapılan röportajlarla desteklendiği için daha da önem kazandığının belirtti.

Toplantıya çok sayıda ülkenin büyükelçilik düzeyinde temsilcileri katıldı. Halepçe katliamını anlatan belgesel gösterildikten sonra bir de konuşma yapan Ramazan Öztürk’ün, Halepçe katliamı gibi insanlık suçlarının bir daha tekrarlanmaması yönünde verdiği mesaj, özellikle dikkat çekti.

Öztürk’ün Halepçe katliamı ile ilgili olarak BM İnsan Hakları Konseyi Özel oturumunda yaptığı konuşma şöyle:
“Birleşmiş Milletlerin değerli temsilcileri ve Halepçe Katliamının 26. Yıl dönümü için düzenlenen bu özel oturuma katılan değerli misafirler, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Halepçe’de olup bitenlere dair yaptığım tanıklığı biraz önce izlediğiniz kısa belgeselde gördünüz. Orada kimyasal mağdurlarının yaşadıklarını, bedenlerinde ve ruhlarında taşıdıkları acıları dinlediniz. Bunları tekrar etmeme gerek yok sanırım. Ancak benim söyleyecek birkaç başka sözüm var.

Halepçe de sadece 6 bine yakın Kürt insanı ölmedi, aslında orada tüm insanlık öldü. Demokrasiden nasibini almamış zalim rejimlerin kendi halkına yaptığı saldırılara her sessiz kalındığında, insanlık bir kez daha ölüyor. Halepçe’de de böyle oldu. Çünkü katliamdan sonra dünya gerekli tepkiyi zamanında vermedi. Ne yazık ki bugün bile soykırım olarak ilan edilmiyor.

İnsanlık tarihi ne yazık ki savaşlarla doludur. Ancak savaşların "kirli" olduğunu ve her geçen gün daha da kirlendiğini unutmamız gerekiyor. Aslında savaşın kazanan tarafı da yoktur. İki taraf ta en değerlilerini yani insanını kaybediyor. Aslında insanlık ölüyor.

Halepçe’de ve dünyanın başka bölgelerinde gazeteci olarak izlediğim savaşlarda hep şunu sorguladım; İnsan insana bunu nasıl yapabilir, bu nasıl insanlık? Bakıyorsunuz yerde çocuk, kadın ve yaşlı insan cesetleri.. Bunların hiçbirinin elinde silah yok. Henüz yaşını doldurmamış bir bebeğin yaşam hakkını almak nasıl bir insani davranış olabilir ki? Onun için savaşlar çok kirlidir, diyorum.

Unutmayalım ki savaşlar başardıktan bir süre sonra fiilen bitiyor ancak insan hayatında bıraktığı izler nesiller boyu devam ediyor. Tıpkı Hiroşima’da, Vietnam’da, Halepçe’de ve daha bir çok yerde olduğu gibi.

Ben şu demek istiyorum; Halepçe daha çok konuşulmalı ki, biz insanların yaşadığımız bu güzel dünyada neler yaptığımız, neleri yok ettiğimiz daha iyi anlaşılsın. Anlaşılsın ki, kimse bir daha kimyasal silah kullanmaya kalkışmasın.. Kalkışmasın ki, bir daha Halepçeler olmasın, çocuklar ölmesin.
Savaşsız bir dünya dileğiyle
Saygılarımı sunuyorum”

ÖZTÜRK'ÜN HALEPÇE FOTOĞRAFI LAHEY'DE "SOYKIRIM ANITI" OLACAK
Gazeteci Ramazan Öztürk'ün Halepçe Katliamı'nın sembolü olan "Sessiz Tanık" fotoğrafının, Lahey'de "Halepçe Soykırımı Anıtı" olacağı bildirildi.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Şehitler ve Enfal Bakanı Müşaviri Fuat Osman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hollanda'nın Lahey Belediyesi'nin, Halepçe Katliamı'nı sembolize edecek bir anıta yer verme yönünde karar aldığını belirtti.
Halepçe Katliamı'nın, Avrupa Birliği ülkelerince soykırım olarak kabul edilmesi için Lahey Belediyesi Dış İlişkiler Komisyonunun bir program hazırladığını aktaran Osman, bu çerçevede Lahey'de ilk olarak Halepçe Katliamı'nı sembolize edecek bir anıta yer verilmesi kararının alındığını ifade etti.

"Bu anıt, Ramazan Öztürk'ün çektiği baba ve çocuğunun hayatını kaybettiği fotoğraf olacak" diyen Osman, şöyle devam etti:
"Baas rejiminin 16 Mart 1988'deki kimyasal saldırısının ardından kente ilk giren gazetecilerin çektiği çok sayıda fotoğraf ve video kaydı var. Hepsi o gün Halepçe'de yaşanan vahşeti anlatıyor. Bunlar içinde hemen hemen tüm dünyada Halepçe'nin sembolü olarak dikkat çeken Türk gazeteci Ramazan Öztürk'ün çektiği Ömer Muhammed Salih'in kucağındaki çocuğuyla hayatını kaybettiği fotoğraftır. Biz de bu fotoğrafın, Lahey'de soykırım anıtı olarak sembolize edilmesini teklif ettik. Buradan Sayın Öztürk'e bir kez daha minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz."

Osman, anıtın 29 Nisan 2014'te açılacağını bildirerek, inşallah bundan sonra ne burada ne de dünyanın başka bir bölgesinde buna benzer soykırımlar olmaz" temennisinde bulundu.
İngiltere, Yunanistan, İsveç ve Güney Kore'nin Halepçe Katliamı'nı soykırım olarak kabul ettiğini belirten Osman, "Irak Parlamentosu da daha önce aldığı bir kararla bunu kabul etmiş ve tazminat ödemeyi tahahhüt etmişti" diye konuştu.