Güncelleme Tarihi:
Yazıda görüşlerine yer verilen Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Avrupa'nın göçmen krizini çözmek için mutlaka Erdoğan'ın yardımına ihtiyacı olduğunu ifade ediyor ve "Erdoğan için her Pazar dua etmeliyiz" diyor.
Yazıda şöyle deniyor:
"Avrupa'yı saran göçmen krizinin çözümü için kilit aktörlerden birisi Türkiye haline geldi. Gelecek hafta Brüksel'e gidecek olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da bu konuyu görüşmesi bekleniyor. Ancak Türkiye'nin liderinin göçmen krizine karşı daha sıkı tedbirler almasını sağlayabilecek seçenekler hem çok az hem de karmaşık yollardan geçiyor. Her şeyin ötesinde Avrupa'daki hükümetlerin çoğu Türkiye'deki 1 Kasım seçimleri öncesinde Erdoğan'a desteklerini açıkça dile getirmekten kaçınıyor."
Bir AB yetkilisi "Türkiye istediği zaman insan kaçakçıları konusunda çok etkin tedbirler alabileceğini gösterdi. Ancak şu anda bu tedbirler için ne bir niyet ne de teşvik görüyoruz" diyor.
Orban: Erdoğan için dua etmeliyiz
Ancak Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Avrupa'nın Erdoğan'la çalışmak zorunda olduğunu söylüyor.
"Orban, Wall Street Journal'a verdiği röportajda "Bence şu an Avrupalı liderlerin tek ümidi Erdoğan. Her Pazar ayininde Erdoğan için dua etmeliyiz" dedi.
AB'nin gelecek hafta Erdoğan'ın önüne üç seçenek sunması bekleniyor.
1. seçenek: Daha fazla para
Avrupa Komisyonu göçmen kriziyle mücadele için Türkiye'ye 1 milyar euro ilave kaynak aktarılabileceğini zaten söylemişti.
Komisyon'un Genişleme ve Komşuluk politikasından sorumlu üyesi Johannes Hahn bu kaynakla Türkiye'nin güneybatısındaki mülteci kamplarında altyapının güçlendirilebileceğini söylemişti.
Ancak Erdoğan'ın daha fazla maddi destek istemesi ve bu sefer finansal yardımın alışılagelmiş biçimde AB'nin belirlediği koşullara bağlanmamasını talep etmesi bekleniyor.
Türkiye mülteciler için 8 milyar dolara yakın harcama yaptığını, gelen uluslararası desteğin ise sadece 417 milyon dolar olduğunu söylüyor. AB yetkilileri ise bu yılbaşına kadar Ankara'ya ilettikleri yardım önerilerinin geri çevrildiğine vurgu yapıyor.
2. seçenek: Türkiye'ye vize uygulamasının kaldırılması
Vize uygulamasının kaldırılması için sürecin hızlandırılması önerisi, başta Almanya olmak üzere Avrupalı liderlerin aklında soru işaretleri oluşmasına neden oluyor.
Hali hazırda büyük bir Türk nüfusunu barındıran Almanya'nın yanı sıra Fransa, Belçika ve Hollanda da bu fikre temkinli yaklaşıyor.
En önemli sıkıntı, Türkiye'nin AB'nin vize talep ettiği birçok ülkeyle karşılıklı vizelerin kaldırılmasına yönelik anlaşmalar yapmış olması.
Çok sayıda kişiye Türkiye üzerinden Avrupa'ya gelmek üzere zemin hazırlanmasından çekiniyorlar.
Her ne kadar vizelerin kaldırılması Erdoğan'ın uzun süredir dile getirdiği bir talep olsa da, AB'nin Türkiye'deki seçimlerin öncersinde bu alanda verebileceği tavizler sınırlı gibi gözüküyor.
3. seçenek: Türkiye'ye 'güvenli ülke' statüsünün verilmesi
Eğer Türkiye'ye 'güvenli' statü verilirse, Avrupa'ya ulaşan ve mülteci statüsü verilmeyen göçmenlerin Türkiye'ye geri gönderilmesinin önü açılmış olur.
Ancak konu hem AB ülkeleri için hem de AB'nin müktesebatı için oldukça karmaşık.
Avrupa Komisyonu, AB üyeliğine aday her ülkenin güvenli olarak kabul edilmesi gerektiğini söylüyor.
Ancak Fransa ve Almanya bu fikre karşı çıkıyor. İki ülke Türkiye'den kendilerine gelen ve büyük kısmı Kürtlerden oluşan iltica başvurularının yüzde 75'inin kabul edildiğini hatırlatıyorlar.
Bazı Avrupalı diplomatlar Türkiye'nin büyük resimde Suriye'de bir güvenli bölge oluşturulması fikri için Avrupa'nın desteğini aradığı görüşünde.
Ancak böyle bir girişimin Birleşmiş Milletler'den de destek görmesi gerekiyor ve Rusya'nın vetosu bu fikri neredeyse imkansız hale getiriyor.