Güncelleme Tarihi:
***
Aslında bizim için bu çok da yeni bir şey değildi.
Ama körü körüne önyargılarında ısrar edenlerin gözüne bu gerçek böylece bir kez daha sokuldu.
Bu araştırmaya göre, söz konusu ülkelerde yaşayan Müslümanların çok büyük bir bölümü, yaşadıkları ülkelere vatanları gözüyle bakıyorlar.
Yani kendilerini oralı hissediyorlar.
Yani yaşadıkları ülkelere tam aidiyet duygusu taşıyorlar.
Örneğin Almanya’da yaşayan ve yarıdan fazlası Türk kökenli olan 4 milyon 700 bine yakın Müslüman’ın yüzde 96’sı kendilerini buralı hissediyor.
Yani Almanya’ya aidiyet duygusu taşıyor.
Bu oran Fransa’da da aynı düzeyde.
İngiltere’de ise yüzde 89’da.
Avusturya ve İsviçre’de ise Müslümanların yüzde 59’u yaşadıkları bu ülkelere tam aidiyet, yüzde 35’i de biraz aidiyet duygusu taşıyor.
Almanya’da aidiyet duygusu konusunda birinci ve ikinci nesil arasında hiçbir fark görülmediği halde, İngiltere’de yaşayan birinci nesil Müslümanların yüzde 87’si, ikinci nesil Müslümanların yüzde 90’ı kendilerini oralı hissediyor.
Fransa’da ise birinci nesil Müslümanların ülkeye aidiyet duygusu yüzde 99’u bulurken, bu oran ikinci nesilde yüzde 92’ye düşüyor.
***
Almanya’da yaşayan Müslümanların çok büyük bir bölümü bu ülkede dünyaya geldiği ve tamamen buralı olduğu halde, son yıllarda Müslümanlara ve Türklere dönük olumsuz yaklaşımlar, Leitkultur (öncü kültür) tartışmaları nedeniyle onların da farklı düşünmeye başladığı da gözden kaçmıyor.
Konuştuğum kızlı erkekli gençler, “Biz burada doğduk, burada okula gittik. Tüm sosyalizasyonumuzu burada aldık. Biz buralıyız. Alman vatandaşıyız. Ama Türk kökenliyiz” diyor.
Ancak Almanya’da son dönemlerde artan uyum ve çifte pasaport tartışmalarının kendilerini büyük ölçüde rahatsız ettiğini de gizlemiyorlar.
“Birkaç yıl öncesine kadar çok açık bir biçimde ‘Almanya vatanımız’ diyorduk. Ama artık bugünlerde vatanımızın neresi olduğunu bilmemeye başladık adeta. Kendi kendimize ‘Asıl Almanların’ bizi acaba ne zaman Alman olarak kabul edeceklerini sormaya bile başladık” diyorlar.
Bunda hiç şüphesiz Almanların yüzde 61’inin İslam’ı bir tehdit olarak görmesi etkin bir rol oynamaktadır.
Tabii Almanların yüzde 19’unun “Müslüman komşum olmasını istemiyorum” demesi de.
Bu gerçekten de çok tedirgin edici bir gelişme.
Almanya’nın geleceğini birlikte şekillendirecek bu genç insanları küstürmemek, onları kazanmak toplumsal bir görevdir.
Barış içinde birlikte yaşam için bu gereklidir de...