Güncelleme Tarihi:
Daha bir kaç gün öncesine kadar Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 11’ci cumhurbaşkanlığı adaylığı için nasıl bir tavır alacağı merakla bekleniyordu. İç basında yapılan yüzlerce değişik yorum ve analiz, dış basının da bekleyişini her geçen gün kamçılıyordu.
İşte bu günlerden birinde, ünlü İngiliz gazeteci-yazar Andrew Mango ile sohbet ediyorduk. Türkiye üzerindeki çalışmalarını engin ‘Middle East’ tecrübesiyle harmanlayıp adeta yaşayan bir hazineye dönüşen ‘Bay Mango’, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’den konuyu açtı. Bir dönem İngiliz politikasının ‘ Demir Lady’si olarak bilinen eski Başbakan Margaret Thatcher’in, Gorbaçov için söylediği bir cümleyi hatırlattı: ‘ One can do business with him’ yani ‘ Onunla iş yapılabilir’ demişti Thatcher, Gorbaçov için. Deneyimli gazeteci Andrew Mango, aynı politik prensibin iç ve dış politik arenada saygınlık kazanan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül içinde geçerli olduğunu savunuyordu.Ve şöyle dedi: “ Abdullah Gül, özellikle İngiliz politikacılar arasında uzlaşma timsali olarak görülüyor. Özellikle, AB müzakereleri içinde gerçekten çok istekli ve faal rol oynadı. Bu da, Türkiye’nin adaylığını baştan beri destekleyen İngilizler’in gözünden kaçmadı. Sevilen bir politikacı. Makul bir insan. Uzlaştırıcı bir kimliği var. Bu kimlik hem yurt içi hem de yurt dışı meselelerinde yapıcı olabilir. İngiltere’de okuduğu için, özellikle buradaki çevrelere yakın duran bir akademik geçmişi var. Kısacası, cumhurbaşkanlığı için ideal aday Abdullah Gül bence.’
Evet... Türkiye’yi, ilerlemiş yaşına rağmen her gördüğü Türk’le Türkçe konuşacak kadar çok seven, Türk dostu gazeteci Andrew Mango böyle diyordu. Henüz, AKP’nin cumhurbaşkanı adayı açıklanmadan önce. O’na göre, AKP’li Abdullah Gül, ‘kendisiyle iş yapılabilir bir politikacıydı’.
Exeter Üniversitesi kampüsündeki alkışlardan hepimiz gurur duyduk
2001 yılında AK Parti’nin kurucu üyelerinden biri olan Abdullah Gül, sakin mizacı ve çevresine yaydığı pozitif enerjiyle her girdiği ortamda sevilen ve kabul gören biri olmayı hep başardı. AKP 58’ci Hükümeti kurduktan sonra, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı olarak atanan Kayseri milletvekili Gül, Andrew Mango’nun da altını çizdiği gibi özellikle çalışma ziyaretlerinde bulunduğu İngiltere’de çabuk benimsendi.
Reuters’in, cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklarken ‘Erdoğan’dan daha kozmopolit’ diye bahsettiği Abdullah Gül, sadık bir reformcu olarak Avrupa’da oldukça saygı gördü. Dışişleri Bakanı Gül’ün, Londra ziyaretleri yapıcı geçti. Eski Dışişleri Bakanı Jack Straw’la yakın temaslarda bulunan Gül, İngiltere tarihine ‘ Kanlı Temmuz’ olarak geçen saldırılarda yaralanan Türk ailelerini de ihmal etmedi. İngiltere’ye, Exeter Üniversitesi tarafından kendisine verilecek fahri doktora ünvanını almak için giden Abdullah Gül, bombalı saldırı kurbanlarından Türk genci Okan Burak’ı, Royal London hastahanesinde ziyaret ederek moral verdi.Bombalı saldırılarda kaybolan ve izine rastlanamayan Türk kızı Gamze’nin ailesiyle görüşen Abdullah Gül, politik çevrelerdeki uzlaştırıcı kişiliğiyle olduğu kadar insani yönleriyle de dikkat çekti.
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül’ün uluslararası ilişkilerde çözüm arayan ve üreten yaklaşımı, iç politikada da insan hakları ve demokrasiye yaptığı katkılar, kendisine İngiltere’de bir dönem eğitim gördüğü Exeter Üniversitesi’nden önemli bir ödül getirdi. Bakan Gül, yaklaşık 40 öğrencinin eğitim gördüğü Exeter Üniversitesi’nde, Arap Ve İslam Araştırmaları Bölümü Başkanı Profesör Tim Niblock’tan ‘Fahri Doktora’ ödülünü alırken, salonda inanılmaz bir coşku yaşandı. Salonu dolduran yaklaşık 300 katılımcı neredeyse kampüsü ayağa kaldıracak bir alkış tufanı yarattı. O sırada, kürsüde konuşmasına hazırlık yapan Bakan Abdullah Gül’ün mutluluğu yüzünden okunuyordu...Ve gözleri doldu..
Bakan Abdullah Gül’ün eşi ve kızı ön sıradan kendisini izliyordu. Heyecan ve gururla...
Tören bitti sıra fotoğraf çekimine geldi....
Salonu dolduran pek çok akademisyen Türk politikacı ile beraber fotoğraf çektirmek için adeta yarışıyordu.
Gördüğümüz tablo gerçekten çok gurur vericiydi. Bakan Gül ise her zamanki samimi havasından ödün vermeden gülümsüyordu.
AKP’nin Salı günkü grup toplantısında, Abdullah Gül’ün ismi açıklanınca yine bildik bir alkış koptu. İş çevrelerinin gazetesi Financial Times’in da önceki gün sayfalarında yazdığı gibi, adeta ‘kendinden geçen, sevinçli bir alkış’...