Güncelleme Tarihi:
Yıllardır Almanya’da faaliyet gösteren ve bu ülkede yaşayan Türkiye kökenli insanların uyumuna önemli katkıda bulunan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) bünyesinde görev yapan imamlarının “Erdoğan’ın uşakları” olduğu ileri sürüldü.
Kısa bir süre sonra da, DİTİB’li imamların Almanya’da yaşayan ama Erdoğan yanlısı olmayanları Türk makamlara gammazladıkları iddia edildi.
Tabii hem Alman politikacılar hem de Alman medyası, maaşlarını Türkiye ödediği için bu imamların böyle davrandıklarını yineleyip durdular.
Türkiye’den veya yurtdışından maaş alan imamlara Almanya kapısının kapatılmasını gündeme getirdiler.
Evet, doğrudur.
***
Bu imamların ve Türkiye’den gönderilen öğretmenlerin maaşlarını Türkiye ödemektedir.
Ama nedense, bu ülkede doğup büyüyen, bu ülkede eğitim gören ve tüm sosyalizasyonlarını bu ülkede alan yeni nesillere Almanya’daki üniversitelerde veya yüksek okullarda İslam Bilimleri öğrenimi yapma imkanı kılma daha birkaç yıl öncesine kadar Alman politikacıların aklına bir türlü gelmemiştir.
Türkiye’den gönderilen öğretmenler, Gastarbeiter (Misafir İşçi) olarak bilinen insanların çocuklarının, torunlarının Türk dili ve kültürünü öğrenmeleri için buradalar.
Her toplumda olduğu gibi onlar arasında da kara koyunlar olabilir.
Ama Türkiye’den gönderilip de, bu ülkede görev yapan tüm imam ve öğretmenlere Erdoğan’ın uşağı ve casus gözüyle bakılmasını anlamak da kabul etmek de mümkün değildir.
Bu tam bir haksızlıktır.
Bu tam bir karalamadır.
Türkiye’nin Türk dili ve kültürünün korunması, yaşatılması için maddi katkıda bulunmasını yadırgayan ve tepki gösteren Alman politikacılar ve Alman medyası önce kendilerine bakmalıdır.
Alman dili ve Alman kültürünün yaşatılması için Almanya, Federal Dışişleri Bakanlığı bütçesinden milyonlarca Euro katkıda bulunamamaktadır.
Dünyanın çeşitli kesimlerinde Goethe Enstitülerinde görev yapan öğretmenlerin parasını Alman devleti ödemektedir.
Daha önceki yıllarda Almanya, başta Rusya olmak üzere eski Sovyetler Birliği’nde yaşayan Alman kökenlilerin Almanca öğrenmeleri ve Alman kültürünü yaşatmayı sürdürebilmeleri için milyonlarca Deutsche Mark (Alman Markı) katkıda bulunmuştur.
Bu paraların içinde Almanya’da yaşayan ve çalışan Türk kökenli insanların ödedikleri vergi payları da vardı.
***
Din adamlarına ve öğretmenlere yurt dışından parasal ödeme yapılmasına karşı çıkan Alman politikacılar ve Alman medyası bile bile bazı şeyleri görmezden gelmektedir.
Schleswig-Holstein’da yüzde 5 barajından muaf tutulan 80 bin civarındaki Danimarka kökenli Alman vatandaşlarının (Danimarkalı azınlık) oluşturduğu Güney Şilezya Seçmenler Birliği’ne (SSW) Danimarka hükümeti parasal katkıda bulunmaktadır.
Bunu Alman politikacılar da Alman medyası da bilmektedir.
Ama hiç “Bu da ne oluyor?” diyen yoktur.
Danimarka sınırları içindeki Kuzey Şilezya’da yaşayan 20 bin civarındaki Alman kökenli Danimarka vatandaşının (Alman azınlık) oluşturduğu Şilezya Partisi’ne (SP) Almanya parasal destek vermektedir.
Danimarka’daki Alman azınlığa ait 22 çocuk yuvası, 14 orta okul (realschule) ve bir lise vardır.
Yalnız Schleswig-Holstein Eyalet Hükümeti, bu eğitim kurumlarının ayakta kalabilmesi için yılda 2 milyon euro parasal katkıda bulunmaktadır.
Almanya’da görev yapan imam ve öğretmen maaşlarını Türkiye’nin ödemesine tepki gösteren Alman politikacılar ve Alman medyası, bunları bal gibi bilmektedir.
Ancak nedense kendilerine iğneyi batırmadan, Türklere ve Türkiye’ye çuvaldızı batırmayı yeğlemekteler.