Güncelleme Tarihi:
Kimin hangi otelde meslek eğitimini sürdüreceği önceden belirlenmiş.
Hepsi de Frankfurt ve çevresindeki otellerde meslek eğitimine başlamışlar.
Bazıları zamanla başka alanlara geçmiş.
Bazıları meslek eğitimini yarıda bırakmış.
Bazıları bitirdikten sonra Türkiye'ye geri dönmüş.
Bazıları da Almanya'da kalmış.
İşte bunlardan biri de Kastamonu'lu İsmail Hakkı Akduman'dı.
Otelcilik dalında meslek eğitimini bitirip bir süre çalışmış.
* * *
Ancak fotoğraf tutkusu yüzünden birden kendisini o dönemler Frankfurt yakınlarında basılan Milliyet Gazetesi'nde buluvermiş.
Daha sonraki yıllarda Günaydın ve Tercüman gazetelerinde de çalışmış.
Yıllarca Almanya'nın çeşitli kesimlerinde haber peşinde koşmuş.
Ben Hakkı Akduman'ı o dönemde Hürriyet'in Avrupa merkezi Frankfurt'ta 1980 yılında çalışmaya başladıktan sonra tanıdım.
Haberle yatıp, haberle kalkan bir muhabirdi.
* * *
Çektiği fotoğrafları ve haberleri gazeteye ulaştırmak için Köln tren istasyonundan Frankfurt'a hareket eden trenin kondüktörüne zarfı götürmesi için ne kadar dil döktüğünü anlatmıştı sonraları.
Kendi bölgesinden bir başka gazetenin muhabirinin onun ulaşamadığı bir haberi yazmasına, yani “onu atlatmasına” her seferinde ne kadar üzüldüğünü de.
* * *
Ben 1987 yılında Hürriyet'in Bonn temsilcisi olarak çalışmaya başladığımda Hakkı Akduman Anadolu Ajansı'ndaydı.
Her gün Köln'den Bonn'a gelip giderdi.
Hafta içi hafta sonu demez koşuştururdu hep.
Yalnız Köln ve çevresinde değil, Almanya'nın her yerinde haber peşinde koşardı.
Hatta bazı Avrupa ülkelerinde bile.
* * *
Almanya'nın hükümet merkezi Bonn'dan başkent Berlin'e taşınınca da Anadolu Ajansı Almanya Temsilcisi olarak didinip durdu.
Anadolu Ajansı ile Hürriyet'in bürosu Federal Basın Evi olarak bilinen binadaydı.
Sık sık görüşürdük.
Çok iyi bir dostum, arkadaşım ve sırdaşımdı.
Daha önceki yıllarda da olduğu gibi haber peşinde koşma tutkusunu hiç yitirmedi.
Yerel gazete çıkaran arkadaşlara hep yardımcı oldu.
Çalışkan, dürüst bir gazeteciydi.
Hoşgörülü de bir yönetici.
Adam gibi adamdı.
* * *
İşte o yüzden de Hakkı Akduman'a, Almanya'daki genç gazetecilerin bazıları “Hakkı Baba”, bazıları da “Hakkı Abi” derlerdi.
Bense hep “Hakkı Paşa” derdim.
Birkaç yıl önce Türkiye'ye döndü.
Anadolu Ajansı'ndan emekli oldu.
Antalya'ya yerleşti.
İrtibatımız hiç kesilmedi.
* * *
Sık sık telefonlaşır, Türkiye'ye her gittiğimde de biraraya gelip “eski defterleri” karıştırırdık.
Tabii ileriye dönük planlar da yapardık.
Birtakım kişisel sorunları olsa da memnundu.
Kalp ameliyatı olmuştu ama sağlığı yerindeydi.
Ancak “Hakkı Paşa” hastalığın değil, elektrikli ısıtıcının kurbanı oldu.
Beklenmedik bir şekilde aramızdan ayrıldı gitti.
Kara haberi duyunca inanmak istemedim.
Ama ne yazık ki, doğruydu.
Planlarımız yeri doldurulamayacak acılara dönüştü.
“Olmadı be Hakkı Paşa” dedim.
Tabii “Nur içinde yat Hakkı Paşa” da...