Ali RUHLUEL/ LEFKOŞA, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ocak 27, 2009 18:09
RUM gazeteleri Türkiye'de yaptığı ‘10 Kıbrıslı Rum’u öldürdüm' açıklamasıyla gündeme gelen ve daha sonra “Gerçek değil, senaryo çalışmasıydı” diyen Türk tiyatro sanatçısı Atilla Olgaç’ın söylediklerine yönelik Rum yetkililer ve siyasiler tarafından yapılan açıklamaların sürdüğünü belirtti.
Simerini, Rum Başsavcı Petros Kliridis’in bu konu hakkında alınması mümkün olan hukuki tedbirleri inceleyeceğini de belirtti. Habere göre, Başsavcı Petros Kliridis, yaptığı açıklamada, “söz konusu tanıklık içerisinde", kayıplar konusunun ileriye götürülmesi için hangi hukuki tedbirleri almalarının mümkün olduğuna bakacaklarını söyledi.
Kliridis ile bağlantıya geçen gazete, Kliridis'in alınması mümkün olan hukuki tedbirlerin hangileri olduğunu açıklamaktan kaçındığını da yazdı. Habere göre, Kliridis, gazeteye yaptığı açıklamada, “size hiçbir şey söyleyemem, sizin ve vatandaşların beklemesi gerekir” diye konuştu. Kliridis ayrıca, Olgaç’ın tanıklığının, Rum makamlarının elinde bulunan tüm ifade ve tanıklıklar çerçevesinde değerlendirileceğini söyledi.
Rum Hükümet Sözcüsü Stefanos Stefanu ise, Hükümet’in ciddi ve sorumluluk içerisindeki tutumunun, bazı kişiler tarafından, Kıbrıs sorununa ilişkin müzakerelerin yapılmaması hedefiyle irade eksikliği olarak nitelendirildiğini ifade etti.
Hükümet olarak kendilerinin, bu tür hassas ve ciddi bir konuda sorumlu ve ciddi olmayı sürdüreceklerini belirten Stefanu, bu tür hassas konuları, siyasi açıklamalar içerisinde daha kötü bir hale sokmalarının mümkün olabileceğini söyledi. Stefanu, kayıpları konusunun herkesin dikkatli olması gereken hassas bir konu olduğunu da yineledi.
Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın, ‘işgal ordusu kışlasında gömülü kişilerin bulunduğu' iddiaları, Cumhurbaşkanı Talat’a ilettiğini ifade eden Stefanu, bunun, sürecin ilerlemesinin ardından ele alınacak bir konu olduğunu da belirtti.
Rum Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos, konu hakkında yaptığı açıklamada, Olgaç’ın uluslararası mahkemeye şikâyet edilmesi gerektiğini ifade etti.
Hükümet’in; gerçeği ortaya çıkarmak için araştırma yapması gerektiğini söyleyen Hrisostomos, tüm Türkiye’nin yargılanması gerektiğini zira ‘işgal ve istilanın' en kötü şeklini burada yaptığını ileri sürdü. DİSİ Milletvekili Yoanas Nikolau, kayıpların akıbetinin tamamıyla araştırılması amacıyla Olgaç’ın itiraflarının değerlendirilmesi olanaklarını direkt olarak incelemeleri için, Hükümet ve Hukuk Dairesi’ne çağrıda bulundu.
Nikolau, Olgaç’ın itirafının hukuki açıdan değil Avrupa Konseyi’nde siyasi açıdan da değerlendirilmesinin mümkün olduğunu ifade etti.
Haravgi’ye göre, Rum Başkanlık binasında, dün, Başkanlık Komiseri Yorgos Yakovu, Başsavcı Petros Kliridis, Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi’nin Kıbrıslı Rum üyesi, Dışişleri Bakanlığı temsilcileri, Kayıp Yakınları Komitesi’nin katılımıyla konu hakkında bir toplantı gerçekleştirildi.
Toplantı sırasında Olgaç’ın itiraflarının boyutlarının incelenmesinin ileriye götürülmesine karar verildi.
Kayıplar konusunda da yetkili olan Başkanlık Komiseri Yorgos Yakovu, Larnaka’ya bağlı ‘Petrofan'da (Esendağ) Kıbrıslı Rumlara ait, Çeri’de ise Kıbrıslı Türklere ait kemiklerin bulunduğu şeklindeki bilgilerin doğru olup olmadığının araştırılmasını Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi üyesi İlias Georgiadis’e havale etti.
Hükümet Sözcüsü Stefanos Stefanu, 1963 ile 1964 yılları arasında kaybolan Kıbrıs Türkler konusunda Hükümet’in tutumunun ne olduğunun sorulması üzerine, Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi içerisinde 2005 yılından beridir başlayan bir sürecin bulunduğunu ve bu süreç içerisinde akıbetlerinin ve 1963-64 ve 1974’ten beri kaybolma koşullarının belirlenmesi için kayıplarla ilgili konuların araştırıldığını ifade etti.
Fileleftheros’a göre, kayıp yakınlarının simgesi olan Harita Mantoles ise, yaptığı açıklamada, Türk sanatçının açıklamalarını duyduğu günden beridir, önünde ‘kendilerini öldürmeleri için emir veren komutanı' gördüğünü savundu.
Mantoles, gazeteye yaptığı açıklamada, bunların korkunç olduğunu ve birilerinin bunu ödemesi gerektiğini savundu. Mantoles, “Ne kadar kalıntı bulduğumuzu biliyorsunuz. Bir el ve ayaklardan olan kalıntılar. Hangi kalıntıları bulduk? Bunlar Türklerin yaptığı suçlardır. Onları öldürdüler, alelacele gömdüler, yeniden çıkardılar, sonra kalıntıları kaybettiler” diye konuştu.
Olgaç’ın söylediklerinin gerçek olduğunu savunan Mantoles, kendisinin de bu tür bir olayın tanığı olduğunu ileri sürdü. Mantoles, iki tarafta suç işleyenlerin yaptıklarının cezasını çekmesi gerektiğini, ayrıca neler olduğunu öğrenmek istediğini ifade etti.