Yavuz SELİM- Ardıç AYTALAR/KAHİRE - İSTANBUL,DHA
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 25, 2005 01:42
Şarm el Şeyh’teki saldırıda kaybolan 4 Türk’ten 2’sinin cesedi morgda çıktı. İş arkadaşı olan diğer 2 Türk vatandaşını bulmak için morglardaki cesetler teşhis edilmeye çalışılıyor. Eşini kaybettiği saldırıda ağır yaralanan Çağla Yalçın, askeri uçakla Ankara’ya getirildi.
MISIR’ın Şarm el Şeyh Kenti’nde 88 kişinin ölümüne neden olan saldırıda kaybolan 4 Türk vatandaşından 2’sinin yaşamını yitirdiği dün kesinleşti. 26 yaşındaki Çağla Yalçın’ın 28 yaşındaki eşi Bilgehan Yalçın ile 29 yaşındaki Erhan Divlecen’in cesetleri morgda bulundu. Türkiye’nin Kahire Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Nihat Civaner, Divlecen ve Yalçın’ın cenazelerinin teşhis edildiğini ve bugün uçakla gönderileceğini söyledi.
TEREDDÜT
Diğer kayıplardan Safiye Güler Yavuz’un cesedi dün akşam arkadaşları ve ETS Turizm yetkililerince teşhis edildi. Ancak yapılan ikinci teşhiste, büyük oranda yanmış cesedin Yavuz’a ait olup olmadığı konusunda tereddüt yaşandı ve kesin bir karara varılamadı. Kayıp Bülent Adalı’nın hayatından ise ümit kesildi. Civaner, tüm hastanelere bakıldığını, aramalara son verildiğini söyledi. Yavuz ile kayıp Adalı’nın iş arkadaşları oldukları belirtildi.
YALÇIN GATA’DA
Dışişleri Bakanlığı’nın devreye girmesi üzerine Ankara’dan gönderilen Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait askeri ambulans uçak, vücudunun yüzde 80’inde yanıklar olduğu belirtilen Çağla Yalçın’ı dün Türkiye’ye getirdi. Ankara’da Etimesgut Havaalanı’na inen Yalçın, Gülhane Askeri Tıp Akademisi’ne getirilerek, Yanık Tedavi Merkezi’nde tedavi altına alındı.
KRİZ MASASI
Bu arada Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün talimatıyla, bölgede bulunan Türk vatandaşlarının akıbetlerini takip etmek üzere Dışişleri Bakanlığı’nda bir masa oluşturuldu. Durumu yakından izleyen Gül de, Büyükelçilik yetkilileriyle temasa geçti.
YARDIM TEKLİFİ
Gül, Mısır Dışişleri Bakanı Ahmed Ebul Geyt’i de arayarak, taziyede bulundu. Türkiye olarak ellerinden gelen yardımı yapmaya hazır olduklarını belirten Gül’ün teklifine Geyt’in yanıtı, ‘Şu anda ihtiyacımız yok’ oldu.
Her şeye rağmen hayat devam ediyor
ŞARM el Şeyh’te saldırının dehşetini yaşayan turistlerin büyük çoğunluğu kitleler halinde kentten ayrılıyor. Bombaların patladığı bölgenin ve havaalanının dışında kentin sokakları bomboş. Sahiller de eskisi kadar kalabalık olmamasına karşın birçok turist hiçbir şey olmamış gibi tatiline devam ediyor. Ülkelerine dönmek istemeyenler kumsalda boş yer bulma sıkıntısı çekmeden Kızıldeniz’in ve güneşin tadını çıkarıyor.
300 kiloluk bomba
MISIR’ın tatil beldesi Şarm el Şeyh’te cuma geceyarısı gelen bombalı saldırıların ardından polis failleri yakalamak için geniş çaplı bir operasyon başlattı. İlk ipuçlarına ulaşan polis, 70 zanlıyı gözaltına alındı. Eylemcilerin titiz bir plan yaptığını belirten bir polis yetikilisi, ‘Ghazala Oteli’nin önünde arabada patlayan bomba birkaç otelin resepsiyonuna yakın. Diğer bombanın patladığı Eski Pazar bölgesinin girişinde de güvenlik kontrolü yapılmıyor’ diye konuştu. Bulgulara göre ayrıca Ghazala Oteli’nin önündeki otomobildeki patlamda 300 kilogram patlayıcı kullanıldığı tespit edildi. Ölü sayısını, en az 7’si yabancı olmak üzere 88 olarak açıklayan yetkililer, birçok cesedin ve pasaportun yanması nedeniyle kimlik tespitinde güçlük çekildiğini bildirdi.
Teröre yasak fetvası
LÜBNAN’ın önde gelen Şii din adamı Ayetullah Seyyid Muhammed Hüseyin Fadlallah, Şarm el Şeyh’te iki oteli vuran bombalı saldırıların ardından, sivillere yönelik saldırıları yasaklayan bir fetva yayımladı. Fadlallah, ‘Teröristlerin siyasi istekleriyle hiçbir alakası olmayan masumlara yönelik barbarca eylemleri yasaklıyoruz. Bunlar şehitlik eylemleri değil, Allah’ın cezalandıracağı eylemcilerce barbarca düzenlenmiş intihar eylemleridir’ dedi.
Tanrım katilleri durdur
PAPA 16. Benedikt ise dinlenmek için gittiği Alpler’deki Valle Aosta bölgesinde birkaç bin kişilik bir kalabalıkla yaptığı ayinde, tanrının bu teröristlerin ‘katil ellerini’ durdurması ve yüreklerine barışı getirmesi için dua etti. Papa, Şarm el Şeyh’deki saldırıları ‘gaddarca eylemler’ sözleriyle nitelendirmişti.