Öğretmenlerin yardım çığlığı

ÖĞRETMENLER de yöneticiler de okuldaki atmosferden ve yaşanan gelişmelerden hiç de memnun değiller. 
Bir araya gelip hem eyalet başbakanına hem de eğitim bakanına ortak bir mektup yazmışlar.
Acil uyarı mektubu.
Yani Brandbrief.

***
Geçen yılın ortalarına doğru gönderilen, ancak yılın son günlerinde ortaya çıkan bu mektupta hem okulun bahçesinde hem derslerde şiddet eylemlerinin arttığına yer verilmiş.
Öğrencilerin birbirleriyle kavga ettikleri, bıçakların çekildiği, yaralama olayları yaşandığına da.
Bazı öğrencilerin uyuşturucu kullandıklarına da
Mektupta “Birkaç aydan beri öğretmenlere karşı hırçınlığın, saygısızlığın ve onları görmezden gelmenin arttığına tanık oluyoruz. Bazı meslektaşlarımız o….., o….. çocuğu, teke, gibi küfür ve hakarete maruz kaldılar. Bu küfür ve hakaretler yabancı dilde yapılmaktadır. Birçok meslektaşımız bazı öğrencilerin bulunduğu sınıflara ders vermekten korkuyor” denilmekte.

***
Evet, kadın öğretmenlerin yüzde 64’ü, erkek öğretmenlerin yüzde 51’i şiddet eylemlerinin son beş yılda sistematik olarak arttığı görüşünde.
Öğretmenlerin yüzde 55’i küfür ve hakaretin kendi okullarında artık normal bir olgu haline geldiğini düşünüyor.
Öğretmenlerin yüzde 23’ü psikolojik şiddet gördüğünü de.
Yalnız Saarbrücken’deki Bruchwiese Karma Okulu’nda değil, Almanya’nın çeşitli kesimlerindeki bazı okullardan benzer sesler duyulmaktadır.
2005 yılıydı.
Berlin’in Mitte İlçesi’ndeki Gustav- Falke İlkokulu kapatılma tehlikesiyle karşı karşıyaydı.
Çünkü öğrencilerin yüzde 95’e yakını göçmen kökenli olduğu için Alman veliler çocuklarını bu okula göndermiyorlardı.
Yeni bir konsept hazırlandı.
Fen bilimleri ağırlıklı Nawi Programı devreye sokuldu.
Birinci sınıftan itibaren İngilizce dersleri programa alındı.
Gustav-Falke Okulu’na ilgi birden arttı.
Öğrencilerin başarısı arttı.
Okula olan ilgi de.

***
2006 yılında Berlin’de tüm Almanya’da ilgi uyandıran olumsuz bir gelişme yaşandı.
İşte geçen yıl Bruchwiese Karma Okulu öğretmen ve yöneticilerinin yaptığını Berlin’in Neukölln İlçesi’ndeki Rütli Okulu öğretmenleri ve yöneticileri yapmıştı.
Yani ilk acil uyarı mektubunu onlar yazmıştı.
O mektupta “Son yıllarda Arap kökenli öğrenci sayısı sistematik olarak arttı. Öğrencilerin yüzde 35.9’u Arap, yüzde 26.1’i Türk kökenli. Göçmen kökenli öğrencilerin oranı yüzde 83.2’dir.”
Mektupta, okulda kavganın, şiddetin, küfrün ve hakaretin arttığına yer verildi.
“Okulumuzda başka kültürden eğitim personeli yok. Bazı sınıflarda öğretmenlere karşı hırçınlık, saygısızlık ve onları görmezden gelme eğilimi arttı” satırları yer aldı.
“Ne yapacağımızı artık bilemiyoruz” dediler.
Senato devreye girdi.
Heinrich-Heine Okulu, Franz Schubert Okulu ve Rütli Okulu birleştirilerek
Campüs Rütli oluşturuldu.
Almanya’nın eski Cumhurbaşkanı Johannes Rau’nun eşi Christina Rau, Campüs Rütli’yi himayesine aldı.
Birkaç yıl içinde Berlin’in en sorunlu okulu başarılı bir eğitim kurumuna dönüştürüldü.
Artık hem Alman, hem de göçmen kökenli veliler çocuklarını severek Campüs Rütli’ye gönderiyorlar.
Umarız Bruchwiese Karma Okulu da başka bölgelerdeki sorunlu okullar da Campüs Rütli’yi örnek alırlar.