Güncelleme Tarihi:
İngiltere Başbakanı Liz Truss'ın geçtiğimiz hafta perşembe günü istifa kararı almasının ardından, "Muhafazakâr Parti'nin ve hükümetin yeni lideri kim olacak?" sorusuna yanıt olarak birçok kişinin adı geçti. Gönüllerden geçen lider için özellikle Truss'tan önceki başbakan olan Boris Johnson ile Johnson kabinesinin maliye bakanı ve Truss'ın en güçlü rakibi olan Rishi Sunak öne çıktı.
Geçmişte Londra belediye başkanlığı da yapmış olan Johnson İngiliz siyasetinin çok iyi tanıdığı bir isim. Dolayısıyla Johnson'ı destekleyenler adaylarını gayet yakından tanıyor, neyi desteklediklerini çok iyi biliyordu. Ancak aynı şeyi Sunak için söylemek mümkün değil. Zira onun siyasi kariyeri çelişkilerle dolu.
Örneğin Sunak, İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılmasının (Brexit) en ateşli savunucularındandı. O kadar ki eski Başbakan David Cameron'ın "Brexit'i desteklemek kariyerinin sonu olur" uyarılarına bile kulak tıkamıştı. Diğer yandan bugün Sunak'ın yakın çevresine baktığımızda genelde hep AB yanlılarıyla çalıştığını ve parti içindeki Brexit'çilerin lideri olarak öne çıkmadığını görüyoruz.
Ekonomi politikaları bağlamında kendisini "serbest piyasacı" olarak nitelendiren Sunak aynı zamanda İngiltere tarihinin en büyük devlet müdahalelerinden birine imza attı. Destekçileri tarafından "tam bir halk adamı" olarak görülen Sunak'ı eleştirenler ise "Davos adamı" olduğunu yani iş dünyasının ve finans piyasalarının dostu olduğunu söylüyor.
Çelişkiler listesi bu şekilde uzayıp gidiyor. Dolayısıyla Sunak'ın partinin başına geçip başbakanlık koltuğuna oturduktan sonraki ilk büyük sınavı, üzerine yapışmış olan "güvenilmez" yaftasından kurtulmak ve Tory milletvekillerini ve Muhafazakâr Parti'nin üyelerini gerçek duruşu konusunda ikna etmek olacak.
'YETERLİ' OLMAK YETERLİ Mİ?
Geçmişte bakanlık yapmış Sunak destekçisi bir milletvekili, İngiltere'de yayımlanan ve Muhafazakâr Parti'ye yakınlığıyla bilinen Telegraph gazetesine yaptığı açıklamada, Sunak için kullanılan en güçlü kelimelerden birinin "yeterlik" olduğunu söyledi.
Nitekim Johnson kabinesinde Sunak'ın müsteşarlığını yaptığı Maliye eski Bakanı Sajid Javid de destek açıklamasında "Rishi Sunak'ın karşı karşıya olduğumuz zorluklarla başa çıkmak için gereken özelliklere sahip olduğu çok açık. Partimize liderlik etmek için doğru kişi o" dedi.
Milletvekili Gavin Williamson ise, "Bize yeni bir başlangıç ve tereddütsüz bir yönetim sağlamak için gerekli beceriye, dürüstlüğe ve alçak gönüllülüğe sahip" dedi. Birçok vekil de Sunak'ın "yeterliğine" ve "ekonomik ileri görüşlülüğüne" vurgu yaptı.
İngiltere'nin şu an içinde bulunduğu durumda yeterlik, adaylık sürecinde 200'e yakın milletvekilinin desteğini aldığı da düşünüldüğünde, Sunak'a başbakanlığı getirmeye yetti. Ne var ki Johnson'ın destekçilerinin de altını çizdiği üzere, olası bir genel seçimde Sunak liderliğindeki bir Muhafazakâr Parti'nin bir dönem daha seçilebilmesi pek olası değil. Çünkü Sunak parti içindeki popülerliğini seçmen düzeyine taşıyamıyor.
Geçtiğimiz günlerde araştırma kuruluşu Redfield & Wilton Strategies'in yayımladığı sonuçlar da aynı şeye işaret etti. "Kim daha iyi bir başbakan olur?" sorusuna yanıt veren katılımcıların öncelikli tercihi İşçi Partisi lideri Keir Starmer oldu. Johnson, Starmer'ın yüzde 3 gerisinde kalırken Sunak için bu oran yüzde 11 oldu. Penny Mordaunt ile Starmer arasındaki fark ise yüzde 27'ydi. Özetle Sunak liderliğindeki Tory'lerin seçim sonuçları şu anki tabloda pek parlak olacak gibi görünmüyor.
Dolayısıyla seçim günü gelip çattığında Sunak'ın ekonomistlerle, merkez bankası başkanlarıyla ve Goldman Sachs'taki eski meslektaşlarıyla vakit geçirmekten keyif alan bir "Davos adamı" olmadığını kanıtlaması ve halkın gönlünü kazanması şart.
ORTA SINIF GÖÇMENLERİN ÇOCUĞU AMA....
Bu durum Sunak'ın siyasi kariyerinin en büyük ironilerinden biri aynı zamanda. "İngiltere'nin ilk beyaz olmayan başbakanı" olarak tarihe geçmeye hazırlanan Sunak, yerleşmiş düzenin adayı kabul edilirken soyluların ve zenginlerin çocuklarıyla birlikte Eton Koleji'nde eğitim almış olan Boris Johnson düzen karşıtı gibi görülüyor.
12 Mayıs 1980 Southampton doğumlu Sunak'ın Hindistan kökenli ebeveyni İngiltere'ye Doğu Afrika'dan geldi. Babası Yashvir doktor, annesi Usha eczacıydı. Üç kardeşin en büyüğü olan Sunak, Winchester Koleji'nde sınıf başkanı ve okul gazetesinin editörüydü. Harçlığını çıkarmak için tatillerde bir köricide komi olarak çalışıyordu. Daha sonra İngiltere siyasi elitindeki birçok kişi gibi o da Oxford Üniversitesi'nde felsefe, siyaset ve ekonomi okudu. Ardından Fulbright Bursu'yla Stanford'a işletme yüksek lisansı yapmaya gitti. Hindistanlı bir teknoloji milyarderinin kızı olan Akshata Murthy ile de burada tanıştı. Mezun olduktan sonra Goldman Sachs'ta çalıştı. Sunday Times Zenginler Listesi'ne göre, 2022 itibarıyla Sunak-Murthy çifti toplam 730 milyon sterlinlik servetleriyle İngiltere'nin en zengin 222'nci kişileri.
O kadar ki Sunak'ın 2001'de BBC'de yayınlanan "Middle Classes - Their Rise and Sprawl" (Orta Sınıflar - Yükselişleri ve Genişlemeleri) belgeseline verdiği bir röportajda kullandığı bazı ifadeler geçen yaz başını çok ağrıttı. Sunak'ın, "Benim aristokrat arkadaşlarım da var, üst sınıf arkadaşlarım da var, işçi sınıfı arkadaşlarım da var; işçi sınıfı yok da..." dediği anların görüntüleri sosyal medyada viral haline gelince, genç siyasetçi eleştiri oklarının hedefi oldu. Buna bir de eşinin vergi ödememek için ikametgâhını İngiltere dışına taşıdığının ortaya çıkması eklenince Sunak, zor günler geçirdi.
Ne var ki kendisini yakından tanıyanlar, Johnson'a kıyasla çok daha ayakları yere basan biri olduğu konusunda ısrarcı. Bir kaynak, "Boris göz alıcı ve ışıltılı şeylerden daha çok etkilenir. Rishi ise insanları resmi konutuna akşam yemeğine davet edip mutfağa kendi girebilecek bir insandır" diye konuştu.
Elbette Sunak'ın orta sınıf bir aileden geldiği doğru. İkisi de göçmen olan ebeveynlerinin çok çalışkan insanlar olduğu, doktorluk ve eczacılık yaparak kazandıkları gelirin büyük bir kısmını oğullarını iyi bir özel okula göndermek için harcamak zorunda kaldıkları da hakkındaki profillerde sık sık vurgulanan bir gerçek.
The Sun gazetesine göre "Kraliçe'den bile zengin" olan Akshata Murthy bir moda tasarımcısı ve kendi adını taşıyan bir giyim markasının kurucusu. Aynı zamanda 2010'da babasının kurduğu risk sermayesi şirketini yönetiyor. Murthy'nin babası bilgi teknolojileri şirketi Infosys'in kurucusu ve ükesinin en zengin altıncı kişisi olan "Hindistanlı Steve Jobs" N.R. Narayana Murthy. Akshata Murthy, Infosys hisselerinin yüzde 0,91'ine sahip. Bu hisselerin değeri 439 milyon sterlin. Bloomberg Milyarderler Endeksi'ne göre Murthy'nin kişisel serveti 1,06 milyar sterlin. 2009'da Bangalore'da iki günlük bir törenle evlenen Sunak-Murthy çiftin iki kızı (Krishna ve Anoushka) var.
Ne var ki geçtiğimiz yaz Sunak'ın Winchester Koleji'nden mezun olması büyük bir tartışma yarattı. O günlerde Sunak, ebeveyninin kendisini okutmak için yaptığı fedakârlıkları savundu ve "Annemle babamın benim için yaptığı şeyler için özür dileyecek değilim, şaka yapıyor olmalısınız" diye konuştu. Bu sözler Sunak'ı sevmeyenlerin bile takdirini kazandı.
Dolayısıyla bugün Sunak'ın Muhafazakâr değerlerle yazılmış bir başarı hikâyesinden ziyade ayrıcalıklı zengin olarak görülüyor olması, iletişimde bazı sorunlar olduğunu gösteriyor.
"CİLALI" OLMAK KÖTÜ BİR ŞEY Mİ?
Destekçileri Sunak için kullanılan "Cilalı Rishi" sıfatının bir haksızlık olduğunu, Johnson döneminin patırtısından ve Truss döneminin kaosundan sonra, yeterliğin olumsuz bir şey gibi algılandığını savunuyor. Rakipleri ise Sunak'ın "cilalı" halinin detay yoksunluğun gizlediğini ve bir önceki kampanyasının olumsuzluğa odaklı olduğu için başarısız olduğunu belirtiyor. Bu gruptakiler Sunak'ın bir siyasetçi değil bir teknokrat olduğunun da altını çiziyor.
2015'te kuzey İngiltere'deki bir seçim bölgesinden vekil seçildi. İlk olarak Theresa May hükümetinde yerel yönetimlerden sorumlu bakan yardımcılığı yaptı. May'in istifasının ardından Johnson'ın başbakanlığını destekledi. Karşılığında hazine baş müsteşarı oldu. Dönemin bakanı Sajid Javid'in Johnson'ın danışmanlarından biriyle yaşadığı anlaşmazlık sonucu istifa etmesiyle, Sunak'ın da önü açıldı. Sunak 2020'de bakanlık koltuğuna oturdu ve İngiltere'nin en güçlü ikinci siyasetçisi konumuna yükseldi. Birkaç hafta sonra Covid-19 pandemisinin patlak vermesi Sunak'ı tüm ülkenin tanıdığı bir isim haline getirdi. Pandemi döneminde kameraların karşısına çıktığında sergilediği kusursuz ve profesyonel tavır, Johnson'ın kaotik ve kontrolsüz tarzıyla kıyaslandı. Johnson'a eleştiri arttıkça Sunak'ın adı öne çıkmaya başladı.
Johnson kabinesinde bakan olan Sunak, Partygate'in ardından para cezası aldı. Ancak istifa etmeyerek büyük bir strateji hatası yaptı. Ardından Johnson'ın iktidarının çöküşünü beklemek yerine öldürücü darbeyi vuran kişi de o oldu. (Sunak, Johnson kabinesinden istifa eden ikinci bakandı.) Bu durum Johnson severlerin Sunak'tan nefret etmesine neden oldu ve yaz aylarındaki yarışta Truss'ı başbakanlığa taşıdı.
Sunak'ın geçen yaz yaptığı hatalardan ders aldığı ortada. O dönemde adaylığını aylar önceden ilan eden "Ready for Rishi" (Rishi için Hazırız) sloganıyla internet siteleri kurup videolar çeken Sunak, alay konusu olmuştu. Bu kez son dakikaya kadar adaylığını açıklamadı ve kısa bir yazılı açıklama yaparak yarışın bir parçası olduğunu duyurdu. Üstelik Truss hükümeti çatırdarken, Sunak sessizliğini korudu ve taşların yerlerine oturmasını bekledi. 45 günün sonunda da muradına erdi.
Partygate skandalı halkın gözündeki yeri hızla yükselen Sunak'ın popülerliğine Johnson kadar olmasa da darbe vurdu. Eşinin vergi ödememek için ikametgahını değiştirdiği Sunak'ın da bakan olduktan sonra dahi ABD'de yerleşmesine izin veren yeşil kartını iptal etmemiş olduğu basına sızınca işler daha da bozuldu. Hem eşi vergi statüsünü değiştirdi, Sunak da yeşil kartını iptal ettirdi ama "cilalı" imajını toparlamakta zorlandı.
THATCHER'CI MI NUMARACI MI?
Peki Sunak'ın başbakanlığında İngiltere'yi neler bekliyor?
Geçtiğimiz yaz Truss'la girdiği liderlik yarışı esnasında Sunak, başbakan olması halinde ülkeyi "bir Thatcher'cı gibi yönetme" sözü vermişti. Ancak Demir Leydi'nin adının sırf parti tabanına hoş görünmek amacıyla anıldığını düşünenler de var.
Kendisini eleştiren Muhafazakârlardan biri Telegraph'a, "Doğrusunu söylemek gerekirse, kendisinin ağzından Thatcher'ın prensiplerine ilişkin bir söz çıktığını ilk kez o zaman duydum" dedi. Söz konusu kaynak Sunak'ın şirketlere uygulanan vergileri yüzde 19'dan 25'e çıkardığını, gelir vergisi oranlarında yüzde 1,25'lik artışa gittiğini ve İngiltere'yi 1960'lardan günümüze gördüğü en büyük vergi yükünün altına soktuğunu ifade etti.
Sunak'ı destekleyenler ise bu suçlamaların saçmalık olduğunu belirtiyor. Yine Telegraph'a konuşan bir Sunak destekçisi, "Sağlam paraya ve bütçe dengesine inanıyorsanız, sizden âlâ Thatcher'cı yok demektir. Sunak'ın bir önceki yarışta gündeme getirdiği öneriler tamamen Thatcher'cıydı çünkü önce ekonomiyi ayaklarının üzerine bastırmak ardından vergi kesintisine gitmek istiyordu" diye konuştu.
Aynı kaynak, "Korkarım meslektaşlarımızın çoğu Margaret Thatcher'la hiç tanışmadı ve kendisinin başbakanlığıyla ilgili tarihi yeniden yazıp sadece kendi işlerine gelen kısımlarını öne çıkardılar" dedi.
Muhafazakâr Parti'de geçen yaz yapılan başkanlık seçiminde son ikiye kalan Sunak, 5 Eylül'deki oylamada yüzde 57'ye karşı 43'lük bir oranla başbakanlığı elden kaçırdı. O günlerde Truss'ın ekonomiye ilgili vaatlerini "peri masalı" diye nitelendiren ve olası sonuçlarına ilişkin olumsuz kehanetlerde bulunan Maliye eski Bakanı Sunak'ın öngörülerinin neredeyse tamamı doğru çıktı.
Bu kaynak, düşük vergilere ve serbest piyasaya inanan "ilkeli bir pragmatist" olarak nitelendirdiği Sunak'ın pandemi döneminde ücretsiz izin planı, şirketlere verilen krediler ve diğer önlemler şeklinde tezahür eden devlet müdahalelerini ekonomiyi kurtarmanın tek olası yolu olarak gördüğünü de sözlerine ekledi.
Truss'ın iktidarının sonunu kısa süre içinde getiren şey, hükümetin ekonomi politikalarında radikal bir değişikliğe gitme kararıydı. Çok büyük vergi kesintileri yapılacağını duyuran Truss, buradan kaynaklanacak açığın nasıl kapanacağına dair ikna edici bir yanıt vermeyi başaramamıştı.
Destekçi milletvekili, Sunak'ın en başından beri pandemi sürecinde vatandaşlara ve şirketlere sağlanan yardımların pandemi bittikten sonra geri alınacağı konusunda net olduğunu söyledi ve ekledi: "Elbette siyasi idealleri var. Ama bir idealistle ideolog arasında fark var."
BREXIT'İ SAVUNDU, ŞİMDİ AB'CİLERLE BİRLİKTE
Sunak'ın siyasi ideolojisi konusunda en tartışmalı konu Brexit. Sunak o dönemde ABD'den ayrılmayı destekledi ama bunun yaratacağı olumlu sonuçlar konusunda sessiz kaldı. Truss ise tam tersi AB'de kalma yönünde oy kullandı ancak ilerleyen dönemde bir Brexit'çiye dönüştü.
Bir Johnson destekçisi, "Son liderlik kampanyasında Brexit'ten neredeyse hiç bahsetmedi. Hiçbir konuşmamızda meslektaşlarını Brexit'in faydaları konusunda yönlendirdiğini duymadım. Etrafı kalma yanlılarıyla dolu ve bu vekiller doğal müttefikleri gibi görünüyor" dedi. Bu vekil Sunak'ın danışmanlarının çoğunun Muhafazakâr Partili olmadığını ve partiyi anlamadığını da savundu.
Sunak destekçileri ise ayrılma kampanyalarına katılan Sunak'ın kariyerini riske attığını, bugün ise "Brexit'in geride kaldığına ve İngiltere siyasetinin tek meselesi olmadığına inandığını" belirtiyor. Bu görüşe göre, Sunak'ın kalma yanlılarıyla olan yakınlığı da partinin içindeki tüm fraksiyonların lideri olabileceğine işaret eden önemli bir avantaj.
George Floyd'un Minneapolis'te polis tarafından öldürüldüğü ve Black Lives Mattes hareketinin dünyayı kasıp kavurduğu 2020 yılında Sunak, ırkçılığa karşı açıklamalar yapmış kamusal alanda karşı karşıya kaldığı ayrımcılıklardan ve ailesinin göçmen olarak yaşadığı zorluklardan bahsetmişti. Hindu inancı taşıdığını yeri geldikçe dile getiren Sunak, bakan olduğunda Hinduların kutsal kitabı Bhagavad Gita'ya el basarak yemin etti.
The Guardian'ın "Rishi Sunak: A man riddled with contradictions trying to shed his ‘slippery’ image", The Sun'ın BILLIONAIRE BRIDE Who is Rishi Sunak’s wife Akshata Murthy?", The Washington Post'un "Who is Rishi Sunak? What to know about the U.K. prime minister favorite.", Independent'ın "Rishi Sunak poised to become UK’s first Hindu prime minister" başlıklı haberlerinden derlenmiştir.