Güncelleme Tarihi:
Türkiye’de ele alınan davalar çerçevesinde aklanan kara paranın 1.7 milyar dolarıı geçtiği kaydedilen raporda, “Türk yetkililer davalar ve kovuşturmayla ilgili istatistik tutma biçimini değiştirdiler. O dönemden sonra istatistikler davalardan çok şüphelilerin sayıları üzerine oturdu. Böylece para aklamalarda kaç davanın mahkumiyetle, kaçının beraatla ya da iptalle sonuçlandığı bilinmiyor” eleştirisi yapıldı. Raporda iletişim teknolojisinin kara para aklamayı kolaylaştırdığı, bunun Türkiye için bir tehdit olduğu belirtildi.
Raporda Türkiye’nin kara parayla mücadeleyle mevzuat alanında ilerleme sağladığı bildirildi. “Üçüncü Karşılıklı Değerlendirme Raporu” başlıklı rapor 230 sayfadan oluştu.
Raporda Türkiye’nin bir süredir, özellikle yurtiçinden kaynaklanan terörizme karşı etkin bir şekilde çalıştığı belirtilirken, “Türk yetkililer PKK/KONGRA-GEL terörist örgütünün diğer bazı ülkelerden güvenli barınak ve para desteği kabul ettiğine işaret ediyorlar” denildi.
Raporun konuyla ilgili bölümü şöyle:
“PKK/KONGRA-GEL mali kaynaklarını artırmak ve dış ülkelerde yaşayan Türk vatandaşlarından zorla para toplamak için Avrupa’daki yardım kuruluşları aracılığıyla yardım kampanyaları organize etmektedir. Örgüt dışarıda propaganda yayma, yeni üyeler kazanma çalışmaları yapmaktadır ve kültürel kuruluşlar, vakıflar, hükümet dış organizasyonlar aracılığıyla mali kaynaklar bulmaktadır.
PKK/KONGRA-GEL, aynı zamanda organize suç eylemlerine de angaje olmaktadır. Örgüt, uyuşturucu kaçakçılığına, silah ve insan kaçakçılığına ve çabalarını finanse etmek için kara para aklama artan bir şekilde başvurmaktadır. Uyuşturucu kaçakçılığından elde edilen para örgütün toplam gelirlerinin önemli büyüklükte bir bölümünü temsil etmektedir ve silah, mühimmat ve ekipman alımı için kullanılmaktadır. Bazı uyuşturucu kaçakçılığı dosyalarında savcılar, PKK/KONGRA-GEL’e yardım ve yataklık etme ya da örgüte üye olma suçlamalarını da içeren suç kayıtlarına sahip şüpheliler bulmuşlardır.
Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi tarafından yayınlanan yıllık faaliyet raporları, PKK/KONGRA-GEL’in yasadışı uyuşturucu ticaretine ve daha önce sözü edilen suç etkinliklerine karıştığını onaylamıştır. Daire 1984 ve 2005 tarihleri arasında, sonucunda uyuşturucu ele geçirilen, PKK/KONGRA-GEL ile bağlantısı bulunan 333 olayı rapor etmektedir. Aynı şekilde Jandarma Genel Komutanlığı, Kaçakçılık ve Organize Suçlar birimi 1994’en 2006’ya kadar yürüttüğü uyuşturucu soruşturmalarında 11 bin 528 uyuşturucu araştırmasından 81’inin PKK/KONGRA-GEL ile bağlantılı olduğunu bildirmiştir.”
Son dönemlere kadar terörizmin finansmanının teröristlere yardım ve yataklık edenler ve terörist örgütler tarafından yerine getirildiğine değinilen raporda MASAK’ın kurulmasıyla, kuşkulu işlemlerin devlet organlarına belirtilmesi zorunluluğu doğduğu kaydedildi. Raporda Türkiye’de terörizmin finansmanının ayrı bir suç olarak kabul edildiği kaydedildi.
11 YILDA SAVCILIKLARA 1.7 MİLYAR DOLARLIK PARA AKLAMA DOSYASI
Raporun “Kara para aklama ve terörizmin finansmanında genel durum” başlıklı bölümünde MASAK’ın kurulduğu Şubat 1997’den Haziran 2006’ya kadar 11 yılda savcılıklara kara para aklama suçlarına kaynaklık eden toplam 246 müsnet suç dosyası gönderdiği belirtildi.
Bölümde, “Türkiye’de yasa dışı gelirin ana kaynağı ülke içinde işlenen, kaçakçılıkla birlikte özellikle uyuşturucu kaçakçılığı, nitelikli dolandırıcılık, dolanlı iflas, belge sahteciliği, soygun, karayolu eşkiyalığı, adam kaçırma ve Devlete yönelik ağır suçlardır” denildi.
MASAK kurulduğundan bu yana 11 yılda savcılıklara 104 uyuşturucu kaçakçılığı dosyası (toplamın yüzde 42.20’si), 41 kaçakçılık (yüzde 16.60), 31 nitelikli dolandırıcılık ve dolanlı iflas (yüzde 12.60), 29 belge sahteciliği, kimlik kartı sahteciliği (yüzde 11.70), 14 yağma, karayolu eşkiyalığı ve adam kaçırma (yüzde 5.60), 13 taklit belge üretim ve kullanımı (yüzde 5.20), 5 Devlete karşı ağır suç (yüzde 2) ve 9 kişisel özgürlüklere saldırı, sahte mühür, fuhşa teşvik dosyası gönderdi.
Türkiye’de aklanan kara paranın miktarı bilinmese de MASAK tarafından savcılıklara gönderilen bu dosyaların parasal değerinin 1.7 milyar doları geçtiği kaydedildi.
Raporun hazırlandığı tarih itibarıyla savcılıklara gönderilen 246 dosyadan 194’ünün sonuçlandırıldığı ve ilk derece mahkemelerde davalarının görüldüğü belirtilirken, bunlardan 44’ünün tamamlandığı, 4 dosyada mahkumiyet, 40’ında da aklanma kararı verildiği bildirildi. Dosyalardan 150’si ilk derece mahkemelerde görülmeye devam ediyor, beraatlardan 43’ü ve 4 mahkumiyet temyiz edildi, 5 temyiz sonuçlandı, sonuçlananlar orijinal beraat doğrultusunda oldu.
Bu davalara ek olarak aynı dönemde kamu savcıları tarafından 161 dosya hakkında takibat yapıldı.
KARA PARA AKLAMA YÖNTEMLERİ
Rapora göre, dosyalara göre, kara para aklama yöntemleri arasında önceliği yüzde 21 ile, para transferi ve diğer bankacılık işlemleri alıyor. Bunu yüzde 14 ile ticari işlemler ve muhasebe kayıtları, yüzde 13 ile gayrı menkul satın alma, yüzde 4 ile yurtdışına fiziksel transfer, yüzde 3’er ile dış ticari işlemler, tabela şirketi kurma, sahte belge ve faturalardan yararlanma izliyor. Diğer kara para aklama yöntemleri arasında döviz işlemleri, değerli metal satın alma ve büyük meblağların küçük parçalar halinde aklanması bulunuyor. Raporda şu bilgilere yer verildi:
“Kara para aklama dosyalarının yüzde 92’si, mevduat ve katılım bankalarını kapsıyor. Geniş ölçüde kullanılmasa da off-shore bankalar, döviz büroları, komisyoncular ve mali kiralama şirketlerinden de yararlanılıyor.
Alan olarak öncelikle belirli mali olmayan iş ve meslek mensuplarının yararlandığı yeminli hesap uzmanları ve mali müşavirler bulunmaktadır. Aynı zamanda emlak acenteleri (yüzde 13), araba satıcıları (yüzde 9), gümrük komisyoncuları (yüzde 9), nakliyat şirketleri (yüzde 9), avukatlar (yüzde 4) bulunmaktadır.
Kara para aklamadaki kişi ve gruplar, öncelikle hayali ihracatçıları, uyuşturucu kaçakçılarını, mali sektörde çalışan kişileri, mali sektördeki pozisyonlarından çıkarılmış kişileri, gümrük komisyoncularını, yeterli yasal gelire sahip bulunmayan kişileri, işe alma yetkisi olan kişileri ve sosyal sigorta kesimini kapsamaktadır. Para aklama suçlarında bireyler yüzde 55, örgütler yüzde 35, kolektif uygulamalar ise yüzde 10 oranında görülüyor.
Kara para aklamayla mücadele, özellikle bankalar için müşteri incelemesi ve kuşkulu işlem raporlarını müteakip, üçüncü kişiler adına açık hesaplarda bir artış girişimi bulunmaktadır. Büyük banka transferlerinde bir azalış söz konusudur ve ülkeler arası nakit para taşınmasında bir azalış sezilmektedir.
Türk yetkililere göre, teknolojik gelişmelere bağlı olarak, yüzyüze olmayan işlemler yakın gelecekte bir kara para aklama tehdidi olarak görülmüştür. Ayrıca ülkeler arası işlemleri hızlandıran ve kolaylaştıran teknoloji giderek artan miktarda elde edilmektedir.”
DAVA DEĞİL KİŞİ İSTATİSTİĞİ VAR
“Mali Eylem Görev Grubu”nun Türkiye raporunda, Türkiye’nin 2002 yılında kara para aklamada davalara değil kişilere ağırlık veren istatistik sistemine geçtiği, bu nedenle kaç dosyanın başarıyla sonuçlandığını kaç davanın beraatle bittiğinin bilinmediği belirtildi. Raporda şöyle denildi:
“Türk yetkililer davalar ve kovuşturmayla ilgili istatistik tutma biçimini değiştirdiler. O dönemden sonra istatistikler davalardan çok şüphelilerin sayıları üzerine oturdu. Böylece kaç davanın başarıyla, kaçının beraatla ya da iptalle sonuçlandığı bilinmiyor. ? Bu nedenle istatistik temelinde para aklama ve terörizmin finansmanı davaları için kolluk ve adliyenin etkin olup olmadıklarına yönelik açık bir resim elde etmek mümkün değil. Bununla beraber, değerlendirme ekibine verilen istatistiklerin bir bölümü, para aklama davaları için ilk derece mahkeme kararlarında yüksek oranda beraatlara işaret etmektedir.”
Raporda yer alan bilgilere göre 2001 yılında para aklamayla ilgili dava sayısı 37 oldu. Krizden sonra 2002 yılında 66 dava görüldü, dava sayısı 2003’te 52’ye, 2004’te 79’a, 2005’te 64’e çıktı.
2001’de para aklamayla ilgili davalardaki erkek sayısı 95, kadın sayısı 8 oldu. Krizden hemen sonra 2002’de para aklamayla ilgili 361 erkek, 28 kadın yargılandı.