Güncelleme Tarihi:
SURİYE’de 2011’de başlayan iç savaş kanlı bir sürece saplanırken ülkenin kuzeyinde yaşayan Kürtler ‘ne rejimle savaş, ne muhaliflerle ittifak’ sloganıyla üçüncü bir yola yönelerek krizi kendileri açısından tarihi bir fırsata çevirmeyi hedeflediler. Kuzey Suriyeli Kürtler, Temmuz 2012’den itibaren ‘Batı Kürdistan’ anlamında ‘Rojava’ diye andıkları bölgede 3 kantonlu bir özerk yönetim tesis ettiler. Bu yönüyle nasıl Irak’ın kuzeyinde 1991’deki Körfez Savaşı sonrasında özerk bir bölgesel Kürt yönetimi bütün kurumlarıyla yerleştiyse, Suriye’nin kuzeyinde de son 3 yıldır -kurumsal açıdan farklılıklar göstermekle birlikte- yine bir özerk yönetim modeli şekillenmekte.
NÜFUSU 1 MİLYON
Rojava, her üçü de Türkiye ili sınırdaşı olan 3 özerk bölgeden oluşuyor. Bu 3 bölge yekpare bir bütün oluşturmuyor, çünkü arada Arap nüfusun baskın olduğu yerleşim merkezleri var. En batıda Hatay ve Kilis ile komşu olan ve 400 bin dolayında nüfus barındıran Afrin özerk bölgesi yer alıyor. Orta bölgede Şanlıurfa’nın karşısına düşen ve halen IŞİD kuşatması altında olan yaklaşık 200 bin nüfuslu Kobani Kantonu var. Kobani özerk bölgesindeki toplam 396 köyün hepsi de son 1 ay içinde IŞİD’in hakimiyetine geçmiş bulunuyor. Köylerdeki nüfusun büyük bir bölümü Türkiye’ye göç etmiş bulunuyor. Bu kantonun merkezi konumundaki Kobani’nin IŞİD’in eline düşüp düşmeyeceği son günlerin en önemli sorusu. Kobani düşerse, Rojava 3 özerk bölgesinden birini -şimdilik- kaybetmiş olacak. Ve nihayet en doğuda Mardin ve Şırnak ile komşu olan Cezire Kantonu var. Doğu sınırında Irak’taki Bölgesel Kürt Yönetimi ile komşu olan bu kantonun nüfusu 1 milyon dolayında.
HALKLARIN BİRLİKTELİĞİ
Rojava’nın özerkleşmesi sürecinin en önemli siyasi aktörü, İstanbul Teknik Üniversitesi mezunu olan ve akıcı Türkçe konuşan
Salih Müslim’in eşbaşkanlığını yaptığı Demokratik Birlik Partisi (PYD). Gerek PYD gerek bu hareketin askeri gücü Halk Savunma Birlikleri (YPG) özü itibariyle Abdullah Öcalan’ın yol haritasını izlediğinden, Rojava’daki gelişmeler Ankara cephesinde başından beri hep kuşkuyla karşılandı.
Peki nasıl oldu da çok etnikli, çok dinli ve Baas Partisi’nin ‘Arap Kemeri’ projesiyle coğrafi olarak birbirinden koparılmış 3 bölgede Kürtler bir düzen tutturabildi? IŞİD’e karşı direnişiyle ilgi odağı haline gelen Rojava, Arap isyanlarının genelde kaos üretmesine karşın halkların birlikteliği temelinde tüm Ortadoğu’ya model ürettiği iddiasında. Suriye’nin kuzeydoğusunda yer alan Cezire Kantonu bu iddianın test edileceği en kritik halka. Geride bıraktığımız günlerde Cezire Kantonu’nun muhtelif yerleşim birimlerine giderek burada şekillenmekte olan özerk yönetiminin seyrini yerinde gözlemlemeye çalıştık. İşte gözlemlerimiz:
SAKINCALI KÖPRÜ PEŞMERGEYE YARADI
Türkiye normal gümrük kapılarından Rojava’nın özerk bölgelerine geçit vermiyor. Rojava’nın doğu sınırında ise Kürdistan Bölgesel Yönetimi ipe un seriyor. Burada sınırdaki kilidi açmak hatırlı kişilere kalıyor. Cezire Kantonu’na girişi, Habur’a arabayla 5 dakika mesafedeki Fişhabur kapısından bazı hatırlı kişilerin yardımıyla yapabildik.
Cezire Kantonu ile Irak’taki Kürt bölgesini Dicle Nehri ayırıyor. Nehrin doğusunda Fişhabur, batısında Semelka kapısı var. Motorlu küçük teknelerle nehrin karşısına geçen yolcuları, kurulu masada ‘Rojava Asayışı’ndan üniformalı bir kadın ve erkek karşılıyor. Yakalarında Öcalan’ın rozeti var. Masanın yanında bazen direkleri yükselen suyun altında kalan küçük bir çardak. Kamyonet sırtında varılan 500 metre yukarıdaki gümrük noktasında bir kağıt üstünde ‘Rojava vizesi’ veriliyor. Az ötede bir süre öncesine kadar Erbil yönetiminin geçişlere izin vermediği dubalar üzerine kurulu köprü kamyonlara açılmış. Vizeyi düzenleyen görevlinin ilk söylediği şey şu oldu: “Barzani yönetimi Rojava’yı cezalandırmak için bu köprüyü kapalı tuttu. Ne var ki Şengal’den kaçıp Rojava’ya geçen peşmerge, YPG’nin korumasında bu köprüden tekrar Güney Kürdistan’a geçti.”
REJİMİN ASKERLERİ VE YPG AYNI BÖLGEDE
Semelka’dan Kamışlı’ya kadar uçsuz bucaksız tarım alanlarında en fazla dikkat çeken şey petrol kuyuları. Yüzlercesinden yalnızca birkaçı çalışıyor. Şehre girince karşılaştığım ilk şey Rojava’daki kırılgan yapıyı ele veriyor. Kenti ikiye bölen ve kamu kurumlarının olduğu caddenin yanı sıra havaalanı ile Nusaybin’in karşısındaki sınır kapısı rejimin denetiminde. Bu 3 bölgede YPG ve Suriye güçleri karşılaştıklarında birbirini görmezden geliyor.
Kadın akademisi
KADINLARIN rolü sadece eşbaşkanlık sistemiyle değil; askeri kanatta YPJ, sivil kanatta komiteler aracılığıyla öne çıkarılıyor. 3 kantonda akademilerde eğitilen kadınlar sosyal süreçlere katılıyor. Rimelan’da çat kapı Kadın Fikir Akademisi’ne uğradım. Öcalan’ın portresinin altında kadınlar tarih dersini dinliyordu. Dersi veren Şerin Welat, devlet okulunda İngilizce öğretmeni. Katılımcı yelpazesi geniş: Yaşlı, genç, başörtülü, başı açık, ev kadını, çalışan kadın, üniversite öğrencisi vs. Yöneticilerden Roken Ahmed ve Berçem Ciyan’a göre durum şöyle: 3 haftalık yatılı eğitim veriliyor. Her dönemde 30-35 kişi katılıyor. Kadın bilimi, eğitimin önemi, demokratik özerklik, demokratik ulus, önderlik gerçeği (Öcalan’ın hikayesi), Suriye ve Rojava tarihi okutuluyor. Dersleri, TV haberlerini izleme, Kürtçe kursu ve diğer aktiviteler izliyor. Şimdiye kadar 23 devre düzenlendi. TEV-DEM devlet okullarında Kürtçe sınıflar organize ediyor. Normal öğretmenlerin maaşlarını devlet karşılarken, Kürtçe öğretmenlerin maaşını TEV-DEM ödüyor.
Şeyhin kadınla sınavı
TÜRKİYE’de HDP’nin kontrolündeki belediyelerde uygulanan eşbaşkanlık modeli Rojava’da bütün yönetim kademelerinde hayata geçiriliyor. Rimelan’da Cezire Kantonu Eşbaşkanlığı koltuğunda Suriye, Irak, Suudi Arabistan ve Ürdün’e yayılan Arap Şemmar aşiretinin lideri Şeyh Humeydi Dehham ile 2012’de hapisten çıkan eski Kürt gerilla Hediye Yusuf oturuyor. Eşbaşkanlar yönetimi denetliyor, meclisten geçen tasarıları onaylıyor. Geçmişte rejimle birlikte hareket eden, isyan sonrası Nusra Cephesi’ne kucak açan Şeyh Humeydi şimdi Kürtlerle müttefik. Petrol havzasında çalışan işçiler için dizayn edilmesi nedeniyle Rojava’nın en düzenli ilçesi Rimelan’da kanton yönetiminin kullandığı binada önce Yusuf’a, “Araplarla ittifakı nasıl başardınız?” diye sordum. “Bölgedeki halklarla birlikte hareket etmek için epey çapa harcadık. Bunun için Şemmar, Cevala, Şarabi, Cuburi aşiretlerini ikna etmeye çalıştık. Rejime karşı duracağımıza ve saldırılara direneceğimize inanmıyorlardı. Ancak istikrar ve güvenliği sağlayınca tavırları değişti” dedi. Yusuf, “Kadın olarak kendinizi kabul ettirmekte zorlandınız mı?” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Kürt toplumu ve Süryaniler için sorun değil. Ama Araplar henüz kabullenemedi.”
Oturduğumuz salonda Arap, Kürt, Süryani ve Çeçen temsilciler var. Şeyh Humeydi’ye Ortadoğu koşullarında böylesi bir uyumun kolay olmadığını hatırlattığımda “Henüz başardığımızı söyleyemiyoruz, işin başındayız” diyerek temkinli konuştu. “Her yerde asılan portrelere bakınca burada sanki bir ‘Öcalan Cumhuriyeti’ havası oluşmuş. Bu sizi rahatsız ediyor mu?” diye sorduğumda ise şu yanıtı verdi: “Öcalan’da Kürtlüğü ya da Marksizmi görmüyoruz. Onun teorisi dağılmaya yüz tutan toplumu yeniden bir araya getirmeye yönelik.”
Kadın sesi IŞİD’i bozuyor
KAMIŞLI’da iki tarafı bariyerle kapatılmış sıradan bir sokakta iki katlı evlerden biri Cezire Kantonu Savunma Bakanlığı olarak hizmet veriyor. Girişteki karşılama odasında sekreter sandığım üniformalı kadın asker Savunma Bakan Yardımcısı çıktı. Adı Galiye Nimet. Herkesin merak ettiği YPG’nin kadın kolu olan YPJ’ye dair “YPG’nin bulunduğu bütün cephelerde biz de varız. Her kantonda kadınlar için askeri eğitim kampı oluşturuldu” diye söze girip kadının yerine dair şu bilgileri verdi: “Savaşın bizzat kendisi kadınların da cephede yer almasını dayatıyor. IŞİD’in saldırılarında verdiğimiz ilk 20 şehitten 10’u kadın. Geçen sene şehit düşen 700 YPG savaşçısından 200’ü kadındı.” Ve IŞİD üyelerinin kadın savaşçılarla karşılaşmaktan korktuğuna dair söylentiye gelince şöyle diyor: “Bu efsane değil. Şahsen IŞİD teröristleri ile karşı karşıya geldim. Kadın savaşçılar onların psikolojisini bozuyor. Kadınlar tarafından öldürüldüklerinde cennete gitmeyeceklerine inanıyorlar. Bu yüzden kadın eliyle ölmemek için kaçıyorlar.”
YPG safında çeçen birliği
Şeyh Humeydi’nin huzurunda oturanlardan biri de Çeçen asıllı İçişleri Bakan Yardımcısı Kamil Ahda idi. Ahda’ya göre Osmanlı’nın Kürt ve Ermenilere karşı konuşlandırdığı Çeçenlerin bugün Serekaniye’de sayıları 30 bini buluyor. YPG’ye bağlı 200 kişilik Çeçen taburu IŞİD’e karşı savaşıyor.
Kadınlara % 40 temsil
CEZİRE, Kobani ve Afrin olarak 3 kanton şeklinde kurgulanan Rojava’nın anayasası sayılan ‘toplumsal sözleşme’ Suriye’nin toprak bütünlüğü içerisinde demokratik, insan haklarına saygılı, kadına meclis, hükümet ve diğer kurumlarda yüzde 40 temsil garantisi sunan bir özerklik vaat ediyor. Sözleşmede Rojava ismi geçmediği gibi bir ‘ulus devlet’ ya da Kürdistan’ı çağrıştıran ifade de bulunmuyor. Komün adı verilen mahalle meclisleriyle başlayan örgütlenme her kantonda yasama, yürütme ve yargı organlarıyla şeklini alıyor. Kürtler lokomotif güç ama Araplar, Süryaniler, Keldaniler, Ermeniler ve Çeçenler de işin içinde. Kürtçe, Arapça ve Süryanice resmi dil. Haliyle kamuda tabelalar 3 dilde. Cezire Kantonu’nda 22 bakanlıktan oluşan yönetim kanton içinde 3 ilçeye pay edilmiş. Mesela meclis, başbakanlık, içişleri, savunma birimleri Amude’de, Maliye Kamışlı’da. Kanton Eşbaşkanlığı ise Rimelan’da.