Güncelleme Tarihi:
OBİV'den yapılan yazılı açıklamada, İlter Türkmen, Salim Dervişoğlu, Fahir Alaçam ve Çetin Doğan gibi isimlerin de aralarında bulunduğu eski bakan, emekli büyükelçi ile emekli generallerden oluşan DSA Grubunca hazırlanan “AB ve Türkiye” konulu rapora yer verildi.
Raporda, AB'nin son zirve ve toplantılarının Türkiye yönünden bir “tren kazası” ile sonuçlanmadığı, ancak ilerisi için de fazla iyimserliğe imkan vermediği belirtildi.
Ankara Protokolü'nün 25 üyeye eksiksiz uygulanmasına kadar 8 başlığın askıya alınması suretiyle görüşmelerde kısmi bir dondurmaya gidildiği ifade edilen raporda, 26 başlıkta bazı şartlarda müzakerelere başlama kararı alındığı kaydedildi.
Raporda, müzakereye açılan başlıkların kapanmasının Ankara Protokolü'ne bağlansa da müzakere sürecinin krizsiz devam ettirilmek istendiğinin anlaşıldığı vurgulandı.
KKTC'YE İZOLASYONLARIN KALDIRILMASI
Kıbrıs konusuna da değinilen raporda, şu görüşlere yer verildi:
“Kıbrıs konusunda uyum protokolü nedeniyle çıkması beklenen krizin, 2009'a kadar ertelendiğini söylemek mümkündür. Öte yandan KKTC üzerinde izolasyonların kaldırılması çerçevesinde KKTC ile doğrudan ticaret konusunda gerekli tertiplerin AB Konseyinin tekrar gündemine alınması, olumlu bir gelişmedir. Kararlar hakkında kesin bir değerlendirmede bulunabilmek için önümüzdeki dönemde uygulamaların nasıl gelişeceğini bekleyip görmek gerekecektir.”
AB-Türkiye ilişkilerinde Avrupa'da bazı hükümet ve kamuoylarında Türkiye'nin tam üyeliğine karşı siyasi bir isteksizlik ve çekince görüldüğü belirtilen raporda, buna karşılık Ankara'da ve Türk kamuoyunda AB'ye karşı özellikle son zamanlarda artan bir güvensizlik olgusunun dikkati çektiği ifade edildi.
Raporda, AB'nin genişleme konusuna verdiği öneme de işaret edilerek, “AB, müstakbel üyelere kapıyı açık tutmaya devam edeceği taahhüdünde bulunurken, bundan böyle sadece kriterlere harfiyen uymanın dahi, eğer AB içinde gerekli reformlar tamamlanamamış ise entegrasyon kapasitesi bahanesi ileri sürülerek yeterli görülemeyeceği ve adayların bir süre daha bekletilebileceği işaretini verdiği düşünülmektedir” ifadesine yer verildi.
TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİNİN GELECEĞİ
Ankara'nın, “Türkiye-AB ilişkilerinin köklü bir geçmişi bulunduğunu, bu ilişkileri sadece uyum protokolünün uygulanmasına indirgemenin haksızlık olduğunu, Türkiye'nin üstüne düşenleri eksiksiz yapıp kendisini hazırlayacağını, AB tam üyelik hedefinden herhangi bir sapmanın söz konusu olmadığını ve masadan kalkmayacağını” kararlı bir şekilde vurguladığı kaydedilen raporda, şu görüşlere yer verildi:
“Önümüzdeki dönemde AB-Türkiye ilişkilerinde Kıbrıs'ın öncelikli hatta belirleyici bir engel oluşturacağı anlaşılmaktadır. AB Başkanlığı da yaptığı açıklamada, konunun BM çerçevesinde çözümleneceğini belirtmiştir. Kapsamlı çözümün, Güney Kıbrıs tarafından ne derecede arzu edildiği şüphelidir. Bu itibarla bizim Kıbrıs'ta kapsamlı çözüm veya iki devlet formülü (Karadağ'ın Sırbistan'dan ayrılması üzerine) ile faaliyetlerimize ivme vermemizin, içteki reform gayretlerimize devam etmeye paralel olarak faydalı olacağı sanılmaktadır.”