Güncelleme Tarihi:
WASHINGTON yönetiminin Suriye politikasından sorumlu en üst düzey yetkilisi olan Michael Ratney, önceki akşam internet üzerinden yayımlanan mektubunda HTŞ’nin son atağının grubun İdlib üzerindeki kontrolünü artırdığını ve “Suriye’nin kuzeyinin geleceğini büyük tehlikeye attığını” belirtti. Temmuz ayında Rusya Devlet Başkanı Putin ve ABD Başkanı Trump tarafından duyurulan Suriye’nin güneybatısındaki ateşkesle ilgili Moskova yönetimi ile Amman’da gerçekleştirilen gizli görüşmeleri yapan isim olan Ratney, “Suriye’nin kuzeyi en büyük trajedilerinden birine tanıklık etti” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “İdlib’te Nusra Cephesinin egemenliğinin sözkonusu olması halinde, ABD’nin uluslararası aktörleri bazı askeri adımları atmaması konusunda ikna etmesi zor olur.”
Özel Temsilci Ratney bu sözleriyle Rusya’yı işaret etti.
COLANİ SORUMLU
Suriye’de muhaliflerin kontrolündeki tek vilayet olan İdlib, Rus ve Suriye ordusunun hava saldırılarının hedefi olmuş ve bu saldırılar yüzlerce sivilin ölümüne neden olmuştu. Mayıs ayında Türkiye ve Rusya’nın öncülüğünde sağlanan bir anlaşma ile aralarında İdlib’in de bulunduğu dört bölgenin çatışmasızlık bölgeleri olarak ilan edilmesi ile kente saldırılar durmuştu. Ratney daha önce Nusra’nın başındaki isim olan ve şu anda HTŞ grubunun başına geçen Ebu Muhammed el Colani’den bahsettiği mektubunda “Herkes İdlib’in karşılaşacağı ciddi sonuçların sorumlusunun Colani ve çetesi olduğunu bilmeli” dedi.
İŞBİRLİĞİ YAPANIEL KAİDE SAYARIZ
- ABD’li temsilci Ratney, çıkarları için Heyet Tahrir El Şam örgütüyle işbirliği yapan muhalifleri de uyardı. Geç olmadan HTŞ ile işbirliğinin sona erdirilmesini isteyen Ratney, aksi halde bu grupları da El Kaide’nin uzantısı kabul edeceklerini söyledi. HTŞ, Ahrar el Şam’ın elinde bulunan Suriye-Türkiye sınırındaki Bab el Hava kapısını ele geçirmiş, Ahrar güneye çekilmişti. ABD’nin DEAŞ ile Mücadele Temsilcisi Brett McGurk’ün Türkiye’nin İdlib’te El Kaide’ye gözyumduğuna dair imaları Ankara’nın tepkisini çekmişti. ABD Dışişleri, Türkiye’nin suçlanmadığını savunmuştu.