Güncelleme Tarihi:
Dünya liderlerinin defalarca kazananı olmayacağını belirttiği bir nükleer savaşın, Moskova ve Washington’un cephaneliklerini sürekli sergilemek istemesi dünya kamuoyunu paniğe sürüklüyor. Peş peşe gelen açıklamaların caydırıcılık adına yapıldığı ortada olsa da bir gün bu senaryoların gerçekleşme ihtimali de söz konusu. Bu tür tartışmalar, Sovyetler Birliği ve ABD'nin nükleer silahlarını birbirlerinin kafalarına dayadıkları Küba Füze Krizi'ne benzer kritik bir duruma da yol açabilir.
Uzmanlar daha da kötüsünün, silahsızlanmaya ilişkin tüm uluslararası anlaşmalar sistemi fiilen çöktüğünü ve yakın gelecekte iyileşme için çok az umut olduğunu söylüyor.
Russia Today’a göre Vladimir Putin göreve ilk geldiğinde, Rusya ve ABD'nin nükleer savaş başlığı seviyelerini radikal bir şekilde 1.500’e kadar düşürmelerini önerdi. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'ne (SIPRI) göre, 2022'nin başı itibariyle ABD, dünyanın en büyük nükleer silah cephaneliğine sahip. Füzelere yerleştirilmiş veya operasyonel kuvvetlerin üslerine yerleştirilmiş 1.774 'konuşlandırılmış' savaş başlığı cephaneliği söz konusu.
RUSYA VE ABD EN GENİŞ ENVANTERE SAHİP
Amerikan Bilim Adamları Federasyonu'na göre, Rusya'nın yalnızca 1.588 konuşlandırılmış savaş başlığı var, ancak Washington'dan daha büyük bir toplam envantere sahip olduğu söyleniyor. Bu rakamın 5.428 ila 5.977 arasında değiştiği tahmin ediliyor.
Diğer nükleer güçlerin çok daha az savaş başlığı olduğu biliniyor. SIPRI'ye göre Fransa'nın 290 savaş başlığından sadece 10 tanesi konuşlandırılmış ve Birleşik Krallık'ta 2022 itibariyle 225 başlıktan 60 tanesini konuşlandırmış durumda.
Kapalı bir rejim olan Çin’in nükleer cephaneliği hakkında çok az şey biliniyor ancak bu yılın başında 350'den fazla savaş başlığına sahip olduğuna inanılıyor. Amerikan Bilim İnsanları Federasyonu tarafından hazırlanan bir rapor da Pekin'in nükleer başlık stokunun arttığı sonucuna varıyor.
GÜÇLER ARASINDA TANSİYON YÜKSELİYOR
Ukrayna'daki savaş ardından işler istediği gibi gitmeyen Rusya, 27 Şubat'ta Putin'in Rus caydırıcı güçlerine özel muharebe alarmına geçirilmesi emrini verdiğini duyurmuştu. Moskova, topraklarına nükleer bir saldırı başlatıldığında veya konvansiyonel bir saldırı nedeniyle devletin varlığı tehdit altında olduğunda nükleer silahlarını kullanacağını deklare etmiş durumda.
Ağustos ayında, dönemin İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss, eğer gerekli durum yaratılırsa Londra’nın güvenliği için nükleer silah kullanılacağını söylemişti. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ise, Washington'ın nükleer cephaneliğini yalnızca ABD ve müttefiklerinin hayati çıkarlarını korumak gibi acil durumlarda kullanmayı düşündüklerini belirtmişti.
Putin, “Rusya ile ilgili bu tür açıklamalarda bulunanlara şunu hatırlatmak isterim: Ülkemizin de çeşitli kitlesel imha silahları var ve bazı unsurları NATO ülkelerinden daha modern. Ülkemizin toprak bütünlüğü tehdit edilirse Rusya'yı ve halkımızı korumak için elimizdeki tüm imkanları mutlaka kullanacağız. Bu bir blöf değil." ifadelerine yer vermişti.
NÜKLEER SİLAH KULLANILMASI MÜMKÜN MÜ?
Analistler, ABD veya Rusya tarafından nükleer silahların fiilen kullanılmasının olası olmadığını ve hatta pratik olarak imkânsız olduğunu düşünüyorlar. Rusya Bilimler Akademisi Güvenlik Çalışmaları Merkezi'nin önde gelen araştırmacılarından Konstantin Blokhin, Rusya'ya nükleer bir saldırı olasılığı hakkındaki açıklamaları, ABD'nin Rusya'ya karşı bir şantaj aracı olarak kullandığı görüşünde. Öte yandan RT’ye konuşan Blokhin, nükleer bir savaşın insanlığın son savaşı olacağını ve medeniyetin tekrar Taş Devrine döneceğini söyledi.
Özellikle geliştirilen hava savunma sistemlerinin ve uzay kuvveleri programlarının fırlatılan nükleer başlıkları etkisiz hale getirme yeteneklerini gelişmesi güvenlik mekanizması olarak kullanılmak isteniyor.