Güncelleme Tarihi:
ALMANYA’da NSU cinayetleri üzerine çok sayıda tiyatro oyunu sahnelendi, dizi filmler çekildi. Kitaplar yazıldı. Hepsinin amacı, bu korkunç cinayetlerle hesaplaşmak, kamuoyunu duyarlı hale getirmekti. Berlin'de İnsan Hakları Sahnesi seri cinayetler üzerine yeni ve farklı bir belgesel tiyatro oyunu sahneye koydu.
Belgesel oyun seri cinayetlere kurban giden üç Türk ailenin çektiği acıları, polis sorgulamalarını, cinayeti aydınlatmak için çabalarını bizzat onların ağzından anlatıyor.
AİLELERİ DİNLEDİLER
İnsanhakları Tiyatrosu bir gün boyunca Enver Şimşek'in eşi Adile Şimşek, Mehmet Kubaşık'ın eşi Elif Kubaşık ve son kurban Halit Yozgat'ın babası İsmail Yozgat'ı dinliyor. Onların anlattıklarını oyuncular, orijinaline bağlı kalarak, sahnede birebir aktarıyor. Oyun Almanca ve Türkçe sahneleniyor. Cumartesi akşamı Berlin'de oyunun Türkçe prömiyeri vardı.
BİTMEDİ BU DAVA
Tiyatro hemen hemen doldu. Seyirciler daha çok gençlerden oluşuyordu. Adile Şimşek, Elif Kubaşık da oyunu izlemeye geldi. Oyun başlamadan önce ikisi de heyecanlıydı. “Biz içimizi açtık. Özelimizi bile anlattık. Acaba oyuncular bunu ne kadar iyi yansıtabilecek, çok merak ediyoruz” dediler.
ÖNCE TÜRKİYE
NSU Monologları belgeseli, oyuna cinayetlerle başlamıyordu. Öncesine, Türkiye'ye gidiyordu.
Adile Şimşek, Enver Şimşek'e, Elif Kubaşık Mehmet Kubaşık'a nasıl aşık olmuştu? Pamuk tarlaları, gizli buluşmalar... Almanya yolculukları, hayalleri, düşleri, aile içi sorunlar... Almanya'da başarılı birer esnaf olan Enver Şimşek'in, Mehmet Kubaşık'ın çalışkan, kararlı kişilikleri. Son kurban Halil Yozgat'ın okuma hevesi. Cinayetten sonra polisin aile fertlerini suçlu gibi gören sorgulama sahneleri. Ailelerin, “Failleri neonaziler arasında arayın” diye defalarca uyarmasına rağmen, polisin katilleri Türkler arasında arama inadı. Çevrenin şüpheci bakışları. Dışlanmışlık ve sonunda kurban ailelerin kendisinden bile şüpheye düşmesi... Bunlar anlatılıyor, NSU Monolgları’nda, üç kurban ailenin ağzından.
NASIL BULDUNUZ?
Oyundan sonra Şimşek ve Kubaşık'ın yanına giderek, “Nasıl buldunuz? Kendinizi sahnede gördünüz mü?” diye sordum. İkisinin de gözleri buğuluydu. Ama ikisini de çok rahatlamış gördüm.
“Nihayet anlatabildik çektiklerimizi. Nihayet yeniden canlandırdık kaybettiğimiz sevdiklerimizi” demenin bir rahatlığıydı bu. Ama ikisi de sahnede aynı mesajı verdi. Bu dava henüz bitmedi. Cinayetlerin aydınlanmasının peşini bırakmayacağız.