Güncelleme Tarihi:
Garipçe 600 kişilik nüfusuyla, İstanbul'un kuzeyinde, Karadeniz kıyısında bir balıkçı köyü. Şehrin gürültüsünden kaçıp taze balık yemek isteyen İstanbulluların sık sık günübirliğine ziyaret ettiği yakın yerlerden.
Ancak Garipçelilerin hayatı İstanbul'un üçüncü köprüsü Yavuz Sultan Selim'in ayaklarından birinin tam da bu köye yapılacağının açıklanmasıyla bir anda değişti.
New Yorker'a göre, çoğunluğu Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti destekçisi Garipçe sakinleri, emlak fiyatlarının yükseleceği, turizmin artacağı, köyün elden geçeceği ve Başbakan Erdoğan'a İstanbul'un aşırı kalabalık yolları ve köprülerinin rahatlatılmasında yardım edecekleri gerekçesiyle çok mutluydular.
Ancak önce Gezi Parkı protestoları ardından da 17 Aralık'ta başlatılan rüşvet ve yolsuzluk operasyonu Garipçe köylülerinin bu dev projeyi sorgulamasına neden oldu.
AĞAÇLAR KESİLECEK Mİ? BALIKLAR ÖLECEK Mİ?
New Yorker muhabiri Jenna Krajeski'nin ifadeleriyle, "Garipçe'deki ruh hali neşeli olmaktan çok uzak: Köylüler de artık bu projenin başlangıçta inandıkları gibi olumlu bir gelişme olup olmadığını merak ediyor. Kalenin ve diğer binaların yenilenmesine henüz başlanmadı ve şu ana kadar köprüden yana tek işaret denizin hemen kıyısında yükselen iki dev sütun ve yeşil orman alanı içindeki dev kelleşmiş bölge oldu. Balıkçılar inşaatın, ana geçim kaynakları olan balık nüfusu üzerine yapacağı etkiler nedeniyle kaygılı. Herkes mülkünün başına ne geleceğini düşünüyor; gelecekte zengin olma konusunda en iyimser düşünenler bile köyün hiçbir şekilde aynı olmayacağı gerçeğine teslim olmuş gibi görünüyor".
Krajeski yazısında bazı vatandaşların görüşlerine de yer vermiş. Bunların biri deniz kıyısında bir balık restoranı işleten Recep Serter, diğeri de konut hakları aktivisti Cihan Baysal.
Serter önce genel olarak projeye destek verdiğini, Garipçe nüfusunun yüzde 99'unun da bu durumda olduğunu söylese de sonradan itirazlarını sıralıyor: Ağaçlar kesilecek, inşaat dengeyi bozacak. "Rüzgar güneyden estiği zaman gürültü olacak, egzos dumanları gelecek. Yaz aylarında güneş mahallenin üzerinden doğar. Çok güzel olur. Bunu kaybedeceğiz."
Bunun üzerine aktivist Baysal, Serter'e soruyor: Eğer herkes bu kadar kaygılıysa neden kimse bir şey yapmıyor?
Kısa bir süre önce Garipçe muhtarlığına soyunan Elvan Aslan ise "Ben köprüye tamamen karşıyım" diyor, "Bence İstanbul'daki trafik sorununu çözmeyecek. Projenin bütün olayı kâr". Bununla birlikte seçim kampanyası sırasında köprüye karşı propaganda yapmayacağını da belirtiyor Aslan, "Çünkü köylüler zaten bu projenin çıkarlarına olmadığını biliyor".